KAPİTALİZMİN KAR HIRSI ÖLDÜRDÜ
ADKH (15-05-2014) İsçi emeğinin sömürüsü üzerine kurulu kapitalist üretim ilişkisi, kendi karakterini işçi ve iş güvenliği üzerinden bugün SOMA da bir kez daha göstermiştir. SOMA da meydana gelen patlamayı egemenler ilk etapta mesleğin kaderi olarak açıklayıp, bu katliamın nedenlerini alınmayan iş güvenliği önlemlerini açıklamayarak, kendi sorumluluklarını karanlıkta bırakmaya çalışmaktadırlar. Öte yandan burjuva aydınlarının „tatlı ölüm“ diye yaptıkları sözde bilimsel açıklamalarla halkın acısını ve öfkeleri dindirme gayeleri batık sistemi kurtarma çabasıdır. Halkın öfkesini „ Allah rahmet eylesin “diyerek timsah gözyaşları ile bastırmak isteyen takım elbiseliler bu katliamdan kaçamayacaklar. SOMA da daha önceden de vuku bulan iş kazaları yetersiz iş güvenliği gerekçesi ile parlamentoya sunulan soru önergesinin reddedilmesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığın verdiği çalıştırma onayı ile devletin hangi tarafta durduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Hâkim sınıf burjuvazinin ve sermayenin refahını düşünen devlet aygıtı hiçbir zaman işçinin yanında olmamıştır. 1 Mayıs’ı işçinin mücadele gününü yasak ilan edip engelleyen ve güvenlik birimlerini olağanüstü yetkilerle donatıp işçilere gaz kapsülü, tazyikli su, “orantısız” şiddet reva gören devlet, bugün işçi ölümleri karşısında düzenbaz bir rol içerisinde sahte gözyaşlarını dökmektedir. Soma’da gerçekleştirilen katliamın esas sorumlusu SOMA Kömür İşletmesi A.Ş. Yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve ona bağlı Denetleme Kuruludur. Yani sermaye ve devlet ele ele bu katliamı gerçekleştirmiştir. Yaşamını kaybedenlerin sayısı bugün bildiğimiz 282 ve sayı giderek artmaktadır. İçeride kaç kişinin olduğu halen meçhul. Kayıtsız çalışanların sayısı saklanmakta ve en az bir çocuk işçinin de madende çalıştırıldığı bilinmektedir.
Halk sokakta acısını isyana dönüştürdü.
Yasta değil isyandayız, işçi ailelerin feryadı dünyaya yayılıyor. Devlet yine işini yapıyor. Protestocular karakolları, maden işçileri morgları dolduruyor. Halkın acı ve öfkesi şiddetle bastırılmaya çalışılıyor.
Yasta değil isyandayız! İsyanımız bize kader diye sunulan devlet katliamına, isyanımız ekmeğimize, evimizi ısıtan kömürü kana bulayanlara! Kara elmas diyarında elmas değil tabutlar çıkıyor peş peşe.
Bizler isçiler, memurlar, aydınlar, öğrenci gençlik, kadınlar yani toplumun tüm ezilen ve ileri kesimi bugün bizlere bu acıyı yasatanlara, yaşamımızı etkileyen, öldüren bu çalışma koşullarına sessiz kalmayıp birlikte mücadele etmeliyiz. Kısa vade de demokratik haklarımız-sağlık-emeklilik sigortası, işçi güvenliği, işsizlik parası, sendika, grev hakkı- ve geleceğimiz için örgütlenip sokağa çıkmalı, uzun vade de ise bu sömürü düzenine karşı sosyalist mücadeleyi yükseltmeliyiz. Bizlerin emeği üzerinden yükselen bu sistem, yine bizlerin emeği ile alaşağı edilecektir. Egemenlerin korkusu olan gücümüz birlikte örgütleyeceğimiz direniştir.
Üretimi sınırsız durduralım!
Genel grev ve genel direniş!
Yasta değil isyandayız!
Başka bir dünya mümkün!
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi
Mayıs 2014
www.adkh.org