Ukrayna-Rusya savaşında “barış meleği” kesilen faşist diktatör Recep Tayip Erdoğan, Güney Kürdistan’da başlattığı yeni saldırı hamlesiyle; gerçekte şeytan olduğunu bir kez daha gösterdi. Kürdün inkarı ve imhası üzerine şekillenen Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleneksel politikası; yeni koşullarda, Kürdistan’ın işgaliyle netleştirilmek isteniyor. Ukrayna-Rusya savaşı ile birlikte yaşanmaya başlanan enerji krizinin ağırlığını fark eden ve varlığının devamını savaş üzerinden sürdüren Tayip Erdoğan Başkanlığındaki AKP-MHP faşist hükümeti, 40 yıla yakın bir süredir Kürt Ulusal Demokratik Hareketine karşı yürütülen savaşın yeni bir aşamasını 17 Nisan 2022 tarihinde Güney Kürdistan’da bulunan Medya Savunma alanlarına karşı başlattı. Petrol, Gaz, Su gibi en önemli enerji kaynakları bakımından dünyanın en zengin toprakları arasında sayılan Kürdistan’ı işgal etmeyi, burada elde ettiği egemenlikle; Irak ve Suriye’yi de kontrol altına almayı hedeflemektedir. Bu hedefini gerçekleştirerek, Türkiye’yi bölgenin en büyük devleti haline getirmeyi ve aynı zamanda Kürt ulusal sorununu kendi açısından “bir daha gündeme gelmeyecek şekilde çözmüş” olmayı amaçlamaktadır. Türkiye ve Kuzey Kürdistan halklarının açlığa ve sefalete sürüklenmesi pahasına, hem iktidarını sürdürme ve hem de yayılmacı amacına ulaşmak için savaşta ısrar etmektedir.
Daha önceki saldırı hamlelerinde olduğu gibi; PKK önderliğindeki Kürt ulusal demokratik hareketinin savunma güçlerini imha etmeyi hedefleyen faşist Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri güçleri; bu saldırıda da kimyasal silahlar da dahil her türlü gelişmiş silahı kullanmaktadır. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı olduğunu ilan eden ve Ukrayna’ya her türlü desteği veren NATO üyesi devletler, bırakın yıllardır kendi ulusal özgürlükleri için savaşan Kürt ulusal demokratik güçlerine destek vermeyi; tersine Türk devletinin Kürtlere karşı yürüttüğü inkar, imha ve işgal saldırısını desteklemektedirler. Teknolojik olarak en gelişmiş silahları, kimyasal silahları, istihbari bilgileri Türk devletine en başta NATO üyesi devletler vermektedir. Bu politikaya itirazlar olduğunda; “Türkiye NATO üyesidir, O’nunla ilişkilerimizi bozamayız” yanıtı verilmektedir. Bu demektir ki; NATO üyesi devletler, “her türlü kirli ve kanlı savaşı yürütmekte serbesttir”. Faşist Erdoğan başkanlığındaki TC devleti de bunu yapmaktadır. Ve “demokrasi ve özgürlük”ten yana olduklarını savunan Avrupa devletleri Türk devletinin Kürdistan’da yaptıklarına sessiz kalmaktadırlar.
Emperyalistler ve uşakları tarafından ezilen uluslara ve halklara karşı yürütülen savaşlara, yine emperyalistlerin ve uşaklarının karşı çıkmasını beklemiyoruz elbette. Ama onların iki yüzlülüğünü ve sahtekarlığını teşhir etmeyi görev biliriz. Nasıl ki Rusya Ukrayna’da bir işgalciyse ve ulusların kendi kaderini kendi tayin hakkını ihlal ediyorsa; Türk devleti de Kürdistan’da bir işgalcidir, ulusların kendi kaderini kendi tayin hakkını ihlal ediyor ve ikisi de derhal geri çekilmelidir.
Faşist Türk devletinin Güney Kürdistan’da yeniden başlattığı işgal saldırısına karşı, Kürt halkının, gerillasının verdiği karşı mücadele/ savunma haklıdır, meşrudur. Destekliyoruz, desteklenmelidir.
Emperyalistlerin de desteğini alarak Kürdistan’a saldıran Türk devletini kınıyoruz.
Özgürlük savaşçılarına hep bağrını açmış Kürdistan’ın dağları, halkların düşmanı ve katili ordulara aman vermeyecektir. Bin bir çeşit bitkisel zenginliğini ve diğer canlıları attığı bombalar ve kimyasal silahlarla yok etmeyi hedefleyen yıkım ve talan ordusunun bu dağlarda varlığını sürdürmesini içine sindiremeyecek ve dostu olan gerillaya daha fazla kucağını açacaktır. Kürdistan dağlarında yakılan özgürlük ateşi, özgürlük savaşçılarının geliştirdiği ve geliştireceği direnişle harlanarak yanmaya devam edecek ve bu ateşi söndürmeye yeltenenleri yenilgiye uğratacaktır.
ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu) olarak ; faşist Tayip Erdoğan başkanlığındaki Türk devletinin Kürdistan işgalini kınıyor, Kürt ulusal demokratik güçlerinin mücadelesini destekliyor, baskı altındaki ulusların ve halkların özgürlüğünden yana olan, emperyalizme ve kapitalizme karşı öfkeli olan herkesi; bu işgale karşı çıkmaya ve Kürt halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz!
İşgalciler Kürdistan’dan Defolun!
Yaşasın Kürt Halkının Haklı Ve Meşru Özgürlük Mücadelesi
ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)