Gazetemizin 81 Sayısında yayınlanan “Uşakların stratejik ittifakı!” başlığını taşıyan analiz yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz
HABER MERKEZİ (05-05-2014)- “Rojava sınırlarında bir yandan Güney Kürdistan diğer yandan ise Kuzey Kürdistan hatlarına ABD emperyalizminin stratejik uşakları hendek kazmaktadır. Bu durum stratejik uşaklığın bir parçası olarak Ortadoğu’da da stratejik uşaklar devam ettirilmektedir. Özellikle son dönemlerde KDP ile AKP’nin bu yönlü ekonomik ve politik gerici anlaşma konseptleri içerisinde olduğunu vurgulamak isteriz. KDP ve AKP, geliştirdikleri petrol anlaşmaları, gizli- kapalı görüşmeler, yoğun ziyaretler ve ortaklaşmalar, ortak politikalar ve bütün bunların yanında şimdi de Güney Kürdistan ve Kuzey Kürdistan sınırlarında Batı Kürdistan hatlarına hendekler kazarak geçişleri engellemek istemektedir. Zira Batı Kürdistan’da PYD önderliğinde gerçekleşen ilerici ve demokratik Rojava Özerk yönetiminden hiç de hoşnut değiller. Bu somut durum ve nesnel gelişmelere karşı, çeşitli aralıklarla yakın süreçlerimizde açık beyanlarda bulunularak engelleyici ve tıkayıcı rol oynadıkları ve bu gerici politikayı sürdüreceklerini de ifade etmekteydiler. Şimdiki süreç ve gelişmeler bu noktada farklı bir politika içerisinde olmadıklarını da göstermiş oluyor.
Sömürü ve zulüm yapmakta sınır tanımayan halk düşmanları
Türk devleti sözde geçişleri engellemek ve kaçakçılığı önlemek için Hatay Reyhanlı sınırında seyyar duvar örerek, aynı zamanda Urfa hattında da duvar örerek, KDP’de Rojava sınırına hendek kazarak aynı zihniyet temelinde Türk devletiyle stratejik ortaklığını deklare etmektedir. Aslında geçen yıl iki stratejik uşak Barzani ve Erdoğan’ın Amed’de gerçekleştirdiği buluşma ve kamuoyuna yapılan açıklamalarla ABD emperyalizminin öngördüğü politikalar çerçevesinde tekçi egemenlik anlayışlarını ve niyetlerini de gösteriyordu. Bu stratejik uşaklık ve ortaklık, bizzat emperyalistler tarafından ya da onların eliyle işbirlikçileri üzerinden dört parçaya bölünmüş Kürdistan halklarının gelinen aşamada birleşme ve bir arada olma durumuna da bir set çekme yönelimini de taşımaktadır.
Rojava sınırına kazılan hendekler ve karakol yapımlarını protesto eden halk Colemerg, Wan, Dersim ve Cizre’de barikatlar kurarak yürüyüşler düzenlemiştir. AKP ve KDP’nin Rojava sınırına kurdukları hendeklere karşı özellikle Kürt yurtsever gençliği nöbet tutarak sınıra meşaleli yürüyüş gerçekleştirmiştir. Binlerce Kürt yurtseverinin yürüyüş sonrası nöbet eylemleriyle protestosunu sürdürmüştür. Kobane Kantonu’nu hemen karşıdan görülecek şekilde tepeye kurulan çadırlarda nöbet eylemi devam ettirilmiş, özellikle gençler meşaleli yürüyüşlerle tepkilerini göstermişlerdir. Dört parçaya bölünerek son derece meşru ve demokratik hakları elinden alınarak kendi kaderini tayin hakkı, tekçi emperyalizm ve uşakları tarafından çiğnenen ve ezilen Kürt ulusu coğrafyası Kürdistan’a hendekler kazılarak utanç duvarı örülmektedir.
Kazılan hendeklerle faşist sömürü ve zulüm politikaları devam ettiriliyor
Karakol ve kalekol yapımları ve de Rojava sınırlarında hendek kazılarak gerici faşist sömürü ve zulüm politikalarında ısrar edileceği mesajı verilmektedir. Uluslararası tekelci sermayenin derinleşmesi ve merkezileşmesi temelinde Ortadoğu ve Kürdistan’a da yönelen emperyalistler ve uşakları yeni konseptlerine uygun olarak sürecin öznelerini ve gelişmeleri dizayn etmek istemektedir. Yakın süreçte Cenevre Konferansı’yla yeterince istedikleri sonucu alamayan başını ABD’nin çektiği emperyalist blok, şimdi de bizzat yerel gericilikleri olan KDP ve AKP uşakları üzerinden özellikle Batı Kürdistan’da oluşan ilerici ve son derece meşru Rojava özerk yönetimini etkisizleştirerek bağımlılık ilişkisi ekseninde kendi gerici sömürü ve zulüm statükolarını kabul ettirmenin politikaları içerisindedir. Tekçiliğin yeniden başka biçimlerde üretilerek inkar ve imha siyasetinde ısrarın yönelimi söz konusudur. Kendi öngördükleri gibi gelişmeyen ve taşları göreceli de olsa yerinden oynatarak ezilen ve sömürülenler için moral değerler içeren özellikle Rojava özerk yönetimi karşısında emperyalistler ve stratejik yerli gerici uşakları daha fazla yoğunlaşarak kapsamlı saldırılardan geri durmamaktadır.
Emperyalizmin uşağı tekçi faşist Türk devlet iktidarı ve hükümeti AKP ile Güney Kürdistan’daki gerici KDP önderliğindeki yönetimin Batı Kürdistan sınırında kazdıkları hendekler, başta Kürt ezilenleri olmak üzere Kürdistan ve Ortadoğu’daki sömürülen ve ezilen halk kitlelerinin ördükleri barikatlarıyla kesinlikle aşılacaktır. Özellikle Rojava özerk yönetimiyle dört parçaya bölünmüş ve uluslararası bir sorun ve olgu haline gelmiş Kürdistan’ın birleşme ihtimali de daha fazla olası bir gerçeklik olarak önümüzde durmaktadır. Bu gelişmeler karşısında Özgür Demokratik Birleşik Sosyalist Kürdistan şiarıyla söz konusu ihtimalleri karşılıyoruz. Başta Kuzey Kürdistan olmak üzere Batı Kürdistan ve diğer her bir parçadaki ezilen Kürt ulusunu kendi kaderini tayin hakkını belirleyerek merkezileşmiş irade temelinde bir kararlaşma durumu kaçınılmaz gelişmeler arasındadır. Bu son derece meşru ve demokratik bir hak olarak bütün ezilen ve sömürülenlerin emperyalist kapitalizmin her türüne ve onun her bir parçadaki yerli stratejik işbirlikçi faşist ve gerici devlet ve yönetimlerine karşı Sosyalist Halk Savaşı perspektifiyle bütün uluslar için tam hak eşitliği, bütün ulusların kendi kaderini tayin hakkı, bütün ulus ve milliyetlerden işçi ve emekçilerin birleşimi şiarıyla mücadele edelim, savaşalım ve kazanalım. “
http://www.halkingunlugu.net/