18 Mayıs’ın kızıllığında tüm gençlik isyana!

“Buradan bir kez daha belirtelim ki, sınıf bilinçli gençlik 12 Partizan’ın kararlığıyla, 4 BÖG  savaşçısının inancıyla ve DKP/BÖG kurucularından ve Başkomutan Ulaş Bayraktaroğlu’nun devrimci duruşuyla mücadeleye bulunduğu her alanda devam edecektir Hiç bir faşist güç unutmasın; “Bu ülkede devrim sorunu olduğu sürece devrimcilerde var olacaktır”

HABER MERKEZİ (17.05.2017)-“Mayıs ülkemiz toprakları için baharın en güzel ayı olduğu gibi aynı zamanda mücadelenin doruk noktalarının da müjdecisi konumundadır. Mayıs ayında başta Maoistler olmak üzere devrimci hareketten pek çok komünist, militan ve savaşçı ölümsüzlüğe yürümüştür. Bunların başında ise hiç kuşku yok, Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın yeri ayrı ve özeldir. Onu özel yapan işkence günlerce direnmesinin yanı sıra esas olarak düşünceleridir. Komünist fikirlerin toprakla buluşması adına atılan ilk tohumdur Kaypakkaya. İşkencehanelerde direniş, devrime ve halka karşı bir sorumluluk iken, komünist önderlik ise bambaşka bir meziyettir.

18 Mayıs’ı bir kez faşizmin ağır saldırıları altında, OHAL’de, imha politikalarıyla karşılıyoruz. Bu gerici, faşizan saldırılara yanıt ise ancak ve ancak Kaypakkaya’nın da yüzünü döndüğü komünizm perspektifli, sosyalist devrimi yaratmak ve her türden gericilikle amansızca bir mücadeledir. Bu mücadelenin baş öznesi işçiler, emekçiler olduğu gibi işçiler ve emekçilerin içerisinde de genç işçiler ve emekçiler özellikle ön planda olmak zorundalar. Lenin Menşeviklere verdiği bir cevapta şunları söyler; “Bizde, devrim partisinde, gençlerin ağırlıkta olması doğal değil midir? Biz geleceğin partisiyiz, gelecek ise gençliğindir. Biz, toplumu yenileştirenleriz, gençlik, yenileştiricileri seve seve izler. Biz eski kokuşmuşluğa karşı özveri ile yürütülen bir mücadelenin partisiyiz, özveri isteyen bir mücadeleye ilk olarak her zaman gençler hazırdır.”

Yine ülkemiz koşullarını da dikkate aldığımızda küçük burjuva gençlikte devrimin en önemli müttefikleri içerisindedir. Nitekim ülkemizde bir yandan üniversite eğitimine devam eden bir yanda da çalışmak zorunda olan binlerce öğrenci vardır.

Gençlik, devrimin görev ve sorumluluklarını üstlenmeli

İbrahim Kaypakkaya’nın en dikkat çeken yanlarından birisi de genç yaşına karşın, onlarca işçi eyleminde yer almasıdır. Kaypakkaya’nın dikkate değer yanlarından birisi de budur. Bugün yolumuza ışık olan Kaypakkaya yoldaşın izinden gençlik olarak önemli ve hassasiyetle üzerinde durmamız gereken konulardan birisi de budur. Kaypakkaya’yı bir “köylü devrimcisi” olarak niteleyenlere bir kez daha Seçme Yazılar’ı ve Kaypakkaya’nın işçi eylemlerine ilişkin belirlemelerini okumalarını salık veririz. İşte bugün üzerinde durmamız gereken konu budur. Kaypakkaya yoldaşın koyduğu taşların üstüne yeni taşlar eklemeli ve duvarı bugünün şartlarına uygun olarak yenileyerek bitirmeli, devrime ilerlemeliyiz.

Bugün, KHK’larla onlarca akademisyen okullarından uzaklaştırılmış, üniversiteler tam anlamıyla teslim alınmak istenmiştir. Yanı sıra kıdem tazminatı, işçi büroları gibi konularda meclisten bir bir geçmekte ve başta genç işçileri ilgilendiren bu kararlarla kazanılmış tüm haklar bir bir gasp edilmektedir. Resmi rakamlara göre her dört gençten birisinin işsiz olduğunu biliyoruz. Elbette gerçek rakamlar bunların çok çok daha üzerindedir. Tüm bunlara engel olmanın esas yolu ise sokaklardan, örgütlenmekten ve mücadeleden geçmektedir.

Tüm araçları, yol ve yöntemleri sosyalizmin lehine çevirmek ve kazanmak zorundayız. Yenilikçi gençlik bu güce muktedirdir. Devrimci hareketin tüm sorumluluklarını, görevlerini üstlenmek ve öne çıkmak komünistleşmek yolunda en önemli adımdır.

Önderleşen gençlik, durdurulamaz güçtür

Tüm halkın olduğu gibi, gençliğinde onlarca çelişkilerinin tek ve kesin kurtuluşu ancak sosyalizmle mümkün olacaktır. Ancak gerçek bir İşçi ve Emekçi Devleti, gençliğin çelişkilerini de bir bir ortadan kaldıracaktır. İşte bu bilince sahip olan işçi, emekçi, işsiz, öğrenci, köylü gençlik bir araya gelmek ve kenetlenmek zorundadır. Devrim mücadelesinin en yoğun yaşandığı bölgelerde bir araya gelişlerin yaşandığı, düşmana karşı bir olmak zorunda kalındığı gün gibi ortadadır. Bertolt Brecht’ten bir altıntıyla tarif etmek gerekirse; “Faşizme karşı birleşmeyenler faşizmin zindanlarında buluşur.”

Birleşen, mücadele eden, önderleşen bir gençliğin önünde hiç bir güç duramaz. 18 Mayıs vesilesiyle bir kez daha tüm gençliğin, AKP faşizmine karşı alanlarla, barikat başlarında, emek alanlarında ve okullarda buluşarak mücadeleye çağırmanın tamda yeri ve zamanıdır. Buradan bir kez daha belirtelim ki, sınıf bilinçli gençlik 12 Partizan’ın kararlığıyla, 4 BÖG  savaşçısının inancıyla ve DKP/BÖG kurucularından ve Başkomutan Ulaş Bayraktaroğlu’nun devrimci duruşuyla mücadeleye bulunduğu her alanda devam edecektir. Hiç bir faşist güç unutmasın; “Bu ülkede devrim sorunu olduğu sürece devrimcilerde var olacaktır.”

Ankara’dan Halkın Günlüğü okuru