Bütün Dünya Halkları, Birleşelim ve Savaşarak Kendi Geleceğimizi Kuralım

ADHK_LOGOFransa’da yaşanan son saldırıyla beraber Avrupa’da son dönemlerde gittikçe artış gösteren göçmenlere dönük ırkçı politikalar ve saldırılara karşı da en etkili mücadele yöntemleriyle müdahale edilmelidir. Bütün dünya halklarının barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşamalarının önündeki tek engel mevcut sömürü sistemi ve uzantılarıdır. Bundandır ki ADHK olarak bir kez daha haykırıyoruz; Bütün dünya halkları birleşelim ve savaşarak kendi geleceğimizi kuralım.
ADHK (16.07.2016)- Fransa’nın Nice kentinde 14 Temmuz Fransa Ulusal Günü (Bastille Günü) kutlamaları sırasında kamyon aracıyla yapılan saldırı neticesinde şimdiye dek 84 kişi yaşamını yitirdi, çoğu kritik durumda olan 200’e yakın kişi ise yaralandı. Nice kentinde akşam saatlerinde binlerce kişinin bulunduğu bir meydana kamyon ile giren Muhammed Lahouaiej Buhlel isimli saldırgan, silahla da etrafa ateş açarak 84 kişinin ölümüne sebep oldu. Polis tarafından vurularak öldürülen Buhlel’in Tunus doğumlu Fransız vatandaşı olduğu ifade ediliyor.Son olarak yapılan bu saldırıyı IŞİD’in üstlendiğine dair bilgiye sahibiz. Sadece son iki yılda Fransa’da gerçekleştirilen en büyük üç saldırıdan biri olarak tarihe geçen Nice katliamı sonrası, emperyalist güçler ve gerici uşakları tarafından peşi sıra duymaya alışık olduğumuz açıklamalar gelmeye başladı. Emperyalist-kapitalist sistemin dünya üzerinde sürdürdüğü gerici paylaşım savaşımının en büyük bedelini her zaman olduğu gibi yine dünya halkları yaşıyor. Bu gerici dünya sistemi ve yarattığı savaşlar, açlık, sömürü, baskı ve zulümden kaynaklı her yıl on binlerce insan yaşamını yitirirken, milyonlarcası yerlerinden yurtlarından olmakta, en zor koşullarda yaşamlarını açlık ve yoksulluk içerisinde idame ettirmeye çalışmaktadırlar. Emperyalist güçlerin çıkar çatışmalarının en yoğun yaşandığı alanların başında gelen Ortadoğu ve Afrika bölgeleri ise özellikle son yüz yıldır, ölümsüz, acısız, baskısız tek bir gün bile geçirememektedir. Emperyalizmin dünya halklarına ve dünyadaki bütün komünist-devrimci-ilerici-yurtsever güçlere karşı yürüttüğü bu gerici savaş, günümüzde ise Suriye örneğinde olduğu gibi vekalet savaşları şeklinde devam etmektedir. Dün Sovyetlere karşı El Kaide realitesini yaratanlar bugünde, yeni politik çıkarları ekseninde IŞİD vb. gerici-çete örgütlenmelerini yaratmış durumdalar. Yaratılan bu gerici-çete örgütlenmelerinin sadece misyon yüklendikleri Ortadoğu ya da Afrika’da değil, Avrupa ülkelerinde de kanlı saldırılar gerçekleştirmeleri, emperyalist güçlerin sinsi oyunlarından bağımsız ele alınamaz. Bugün Afganistan, Irak, Libya ve Suriye başta olmak üzere, yüzlerce gerici-.çete örgütlenmesi bizzat emperyalist güçler tarafından her türlü maddi-askeri imkan seferber edilerek, bura halklarına karşı kanlı saldırılar gerçekleştirip, on binlerce insanın ölümüne sebep olmaktadır. Bölge halkları bir yandan faşist-gerici iktidarlar, diğer taraftan ise emperyalist güçler ve bunların piyonları olan bu gerici-çete örgütlenmeleri arasında yaşanan çelişki ve çatışmaların adeta kurbanı durumuna getirtilmişlerdir. Söz konusu bu gerici dalaş ve çatışmaların dünya halkları lehine herhangi bir getirisi yoktur, olamaz da. Dünya halkları bu iki gerici kamp arasında bir tercihe zorlanmaktadır. Lakin çaresiz değiliz. Gerici dünya güçleri arasında tercih yapmak, varolan sömürü ve zulüm düzeninin devamına onay vermek anlamına geliyor. Alternatifsiz değiliz. Bütün dünya halkları komünist-devrimci güçler etrafında bir araya gelerek, mevcut gerici egemenlik sistemine karşı mücadele ederek, kendi geleceğini kurmalıdır.

Fransa’da yaşanan son saldırı ve öncekilerle beraber, özellikle Türkiye-Kuzey Kürdistan’da gerçekleştirilen katliamlarda Erdoğan-AKP iktidarının rolü asla gözardı edilmemelidir. Erdoğan-AKP iktidarının gerek IŞİD gerekse diğer gerici-çete örgütlenmeleriyle olan organik bağı, bu örgütleri kendi çıkarları ekseninde ne şekilde kullandığı çeşitli zamanlarda ifşa olmuştur.

Fransa’da yaşanan son saldırıyla beraber Avrupa’da son dönemlerde gittikçe artış gösteren göçmenlere dönük ırkçı politikalar ve saldırılara karşı da en etkili mücadele yöntemleriyle müdahale edilmelidir. Bütün dünya halklarının barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşamalarının önündeki tek engel mevcut sömürü sistemi ve uzantılarıdır. Bundandır ki ADHK olarak bir kez daha haykırıyoruz; Bütün dünya halkları birleşelim ve savaşarak kendi geleceğimizi kuralım.

Kahrolsun Emperyalist-Kapitalist Sistem!

Her Türden Gericiliğe Karşı Devrimci Mücadeleyi Her Alanda Yükseltelim!

 

AVRUPA DEMOKRATİK HAKLAR KONFEDERASYONU

 16 Temmuz 2016