Cafer Yıldız; Abim Ali Haydar

Abim de benim gibi sömestr ve yaz tatillerinde çalışırdı,

Aramızda bir fark vardı ben ne iş olsa gider yapardım,

Ayakkabı boyacılığı, çakmak taşı çakmak benzinciliği,

Yaz günlerinde traktörlerden kavun karpuz boşaltmacılığı,

Lahmacunculuk, suculuk inşaat işçiliği ve yazlık sinemada,

teşrifatçılık gazoz satıcılığı vs.

Abim gazete satıcılığı yapardı, pek bir getirisi yoktu ama,

Gazete satıcılığından asla vazgeçmezdi, bir gün sordum,

Abe gazete işinde çok para kazanmıyorsun neden yapıyorsun,

Parası az ama ben gazeteleri okuyorum dedi,

Anlaşılan gazete okumak için gazete satıcılığı yapıyordu,

Aslında kimselere gazete sattırmazlardı, kimsede satmazdı,

İki nedenden kimse gazete satmak istemezdi,

Birincisi fazla bir kar yoktu, ikincisi kitabevleri kapora istiyordu,

Abim için kar önemli değildi gazete okuyordu,

Gazete okumak için hiçbir çocuk gazete satmaz dı,

Ama abim bizim gibi bir çocuk olmadığı gibi,

Bizim bildiğimiz çocuklar gibi de değildi.

Üç tane kitabevi vardı ve kitabevlerinin sahipleri hüseynikliydi,

Abimi sevdiklerinden dolayı kapora işide çok kolay olmuştu,

kitabevlerinin sahipleri aynı zamanda bizim ev sahiplerimizdi,

Abim gazete satıcılığından kazandığı paraları eve getirmezdi,

Her gün iş bitimi devlet ve deli hastahanelerini ziyaret eder,

Tımarğanadakilere sigara devlettekilerinde ilaçlarını alırdı,

Hepsini karşılamasa da her gün birilerinin derdine derman olmaya çalışıyordu.

Gazete dönüşü bir gün anlatmıştı, arkadaşının evine gitmiş,

Ahmet Muharrem Çiçeğin annesi dert yanmış kendisine,

Her gün gazete alıyor daha dün aldığını bitirmeden diyerek.

Sen bir şey demedin mi dedim, ne diyeyim benim diyeceklerimi,

Arkadaşım zaten söylemiştir,benden istediği almasını engellemem.

Abim sadece, ailesi akrabaları ve köylüleri tarafından değil,

Kendisini tanıyan yedi yabancı herkes tarafından çok seviliyordu,

Abim sofraya en geç oturur en erken kalkardı doydum diyerek,

Oysa biz doyalım diye herkesten az yer belki de aç kalkardı.

Eskiden herkesin bir tabağı yoktu yemek legençi denilen kaptaydı,

Aile fertlerinin hepsi aynı kaptan yemeklerini yerlerdi,

Zaten her ailede tabakta yoktu gerçi bizim bakır tabaklarımız vardı,

Ancak misafir geldiğinde ayrı tabaklara konurdu yemekler,

Abim sen bizi çok severdin,

Abim sen akrabalarını çok severdin,

Abim sen arkadaşlarını çok severdin,

Abim sen yoldaşlarını canını verecek kadar sevdin,

Abim bir kısmı seni üzse de düşüncelerimi seninle paylaşacağım,

Uğruna canını verdiğin yoldaşlarından biri her yıl lütfen anar seni,

Diğerlerinin esamesi okunmuyor herhalde öldüler.

Ancak,

Ardıllarınız olan gençler, sizin yolunuzda coşkun seller gibiler,

Ardıllarınız olan gençler güneşi kucaklar gibi ölümü kucaklıyorlar,

Seni asla unutmayacağım,

Seni seviyorum ellerinden öpüyorum.

Yoldaşlarına selam sevgi ve saygılarımı sunarım.