SÖH: Eşit-parasız-bilimsel-anadilde eğitim için referandumda HAYIR

Sosyalist Öğrenci Hareketi (SÖH) referandum sürecine dair açıklama yayınladı Yayınlanan açıklamada eşit-parasız-bilimsel-anadilde eğitim için referandumda Hayır demeye çağırdı

HABER MERKEZİ (30-01-2017)-  Sosyalist Öğrenci Hareketi referandum sürecine dair açıklama yayınladı Sosyalist Öğrenci Hareketi yayınladığı açıklamada referandumda eşit-parasız-bilimsel-anadilde eğitim için Hayır diyoruz dedi

Sosyalist Öğrenci Hareketi’nin yayınladığı açıklama şu şekilde:

AKP iktidarı ve sarayın diktatörlük hevesleri, akademik-demokratik mücadele alanlarında eşit-parasız-bilimsel eğitimin imkânsız hale getirecektir. AKP/Erdoğan diktası, akademik-demokratik alanlarında bilimsel eğitimi rafa kaldırmış, evrim teorisi ders müfredatlarından çıkarmıştır. Zaten bilimsel eğitimden uzak olan eğitim kurumları gittikçe daha çok bilimsellikten uzaklaşmaktadır. Eğitim kurumlarında çalışan halktan, eşitlikten, barıştan, emekten, kısacası ezilenlerden yana olan akademisyenler ihraç ediliyor ve bunların yerine iktidarın tekçi, anti-bilimsel kadroları yerleştiriliyor. Eğitim kurumlarında haklarını arayan öğrenciler, okullarından uzaklaştırılıyor, gözaltı ve tutuklama gibi baskı ve saldırılara maruz kalıyorken; faşist, cinsiyetçi, tekçi zihniyeti savunan gruplar eğitim kurumlarında iktidar ve polis işbirliğiyle palazlandırılıyor ve üniversitelerin geleceği bu faşist-tekçi zihniyete emanet edilmek isteniyor. Parasız ve anadilde eğitim isteyen arkadaşlarımız polis şiddetine, baskılara ve tutuklamalara maruz kalırken; iktidarın zihniyetini eğitim kurumlarında savunanlar destekleniyor ve akademik-demokratik üniversite yaklaşımımız boğulmak isteniyor. Bu yüzden akademik-demokratik mücadele alanlarında mücadele eden sosyalist öğrenciler olarak, diktatörlük heveslilerinin bizlere dayattıkları başkanlık rejimine HAYIR diyoruz.

İşçi ve emekçilerin hakları için hayır diyoruz     

Kapitalist-emperyalist sistemin sömürdüğü işçi ve emekçi sınıfı, sermayeye karşı direnişini sürdürmektedir. İşçi ve emekçilerin kazanılmış hakları kapitalist-emperyalist sistem tarafından gasp edilmeye devam ediliyor. Ülkemizde 15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek ilan edilen OHAL ve devamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnamelerle(KHK) işçi ve emekçilerin grev hakkı yasaklanmakta ve işçi-emekçilerin grev girişimleri iktidar-patron ve polis şiddetiyle bastırılmaya çalışılmaktadır. İşçi ve emekçilerin emeklerini sömürerek zenginleşen egemen sınıflar, işçi ve emekçileri sefalete mahkum etmektedirler. Ülkemizde 19-25 Aralık’ta milyonları ayakkabı kutularında ceplerine indirenler, işçilere-emekçilerin en temel demokratik taleplerini dahi şiddetle bastırmaktadırlar. Sosyalist öğrenciler olarak, işçi-emekçileri sömüren, her türlü demokratik talebini şiddetle bastıran ve emekçilerin paralarını ayakkabı kutularına sığdıramayan hırsızlık sistemini daha da derinleştirerek işçi ve emekçilerin ürettiği değeri tek ”adam”a akıtmak isteyen soygun sistemine HAYIR diyoruz.

Cinsiyetçi, tecavüzcü, kadın ve LGBTİ düşmanı zihniyete karşı Hayır diyoruz

Ataerkil, cinsiyetçi kapitalist sistemin, ülkemizdeki temsilcileri olan yerel- işbirlikçi egemen sınıfın güncel otoritesi olan AKP/Erdoğan diktası, tecavüzcü, cinsiyetçi politikalarında bütün sınırları aşmış durumdadır. Tacizci, tecavüzcü politikalarını aymazca savunmaktadırlar. Artık, sokaklarda hamile bir kadını tekmelemek, yurtlarda çocuklara cinsel istismarda bulunmak, toplu taşıma araçlarında kadınların giyim kuşamlarına müdahale etme ”normal” bir olgu haline gelmiş durumdadır. Kadınları tecavüzcüleriyle evlendirmek için yasa çıkarmaya yeltenecek kadar pervasızlaşan AKP/Saray diktası toplumdan gelen tepkiler nedeniyle tasarıyı geri çekmek zorunda kalmıştır. LBGTİ’lere yönelik fiziki, sözsel ve psikolojik şiddet ve saldırı hat safhaya ulaşmıştır. AKP/Erdoğan iktidarının faşist destekçileri sokaklarda, toplu ulaşımda ve yaşamın her alanında bu politikaları iktidardan güç alarak uygulamaktadırlar. Şimdiler de önümüze koydukları başkanlık sistemiyle birlikte bu politikalarını tamamen normalleştirmeye çalışmaktadırlar. Kadınların, LGBTİ’lerin, çocukların cinsel istismarına, psikolojik ve söylemsel tacizlere karşı sosyalist öğrenciler olarak referanduma HAYIR diyoruz.

İlhak, işgal, katliam ve ulusal baskıya karşı hayır diyoruz

AKP/Erdoğan diktasının, başkanlık hayallerini gerçekleştirmek adına bütün toplumsal muhalefete yönelik saldırılarının karşılık bulduğu bir diğer alan ise Kürdistan coğrafyasıdır. AKP/Erdoğan iktidarı, 7 Haziran seçimlerinde başkanlık hayalleri suya düşünce bütün gücüyle Kürdistan’a ve Kürt Ulusu’na saldırmaya başladı. Batı Kürdistan’da Kürtlere karşı IŞİD, El-Nusra ve ÖSO gibi vahşi radikal grupları destekleyen iktidar, Kuzey Kürdistan’da Sur, Cizre, Nusaybin gibi birçok alana en vahşi yöntemlerle saldırdı. Binlerce insanı katletti ve aynı zamanda Kürt Ulusunun siyasal temsilcilerini tutukladı. Özellikle 15 Temmuz’dan sonra ”FETÖ” bahane edilerek demokrasi güçlerine saldıran Erdoğan ve ekibi HDP eş başkanları, milletvekilleri ve Kürt siyasal hareketinin birçok temsilcine devlet terörü uygulayarak tutuklamıştır. Batı Kürdistan’da, Kürt Ulusunun kazanımlarını yok etmeye çalışan Erdoğan ve AKP, Suriye’deki Kürdistan coğrafyasına işgal harekâtı başlattı. Bu harekât TSK ve ÖSO çetelerince yürütülmektedir. Kürt Ulusuna yönelik olarak uygulanan bütün bu saldırılar başkanlık sistemiyle daha da boyutlanacaktır. Ki, Erdoğan’ın şahsi hevesinin yanı sıra, başkanlık hevesinin en önemli boyutlarından biri hem Kuzey Kürdistan’da hem de Batı Kürdistan’da açığa çıkan Kürt dinamiğini bastırma ve önleme hamlesidir. Dolayısıyla, adına başkanlık denilen dikta rejimi kurulabilirse, bu rejimin en çok saldıracağı kesimlerin başında Kürt Ulusu ve siyasal temsilcileri gelmektedir. Kürt Ulusuna yönelik siyasal ve fiziksel soykırım, katliam politikalarının daha da derinleşeceği diktatörlük rejimine sosyalist öğrenciler olarak HAYIR diyoruz.

Tek din, tek mezhep anlayışına karşı hayır diyoruz!

AKP/ Erdoğan diktası, kendisini tekçilik üzerinden var etmektedir. Erdoğan’ın konuşmalarında “Tek din, tek dil, tek millet…” şeklinde uzayıp giden ve tek ile başlayıp tek ile biten cümleler, bu kliğin tekçi yanını iyi özetler durumdadır. Ülkemizde Alevi, Ezidi, Hıristiyan, Yahudi vb. inançlara yönelik şiddet ve nefret söylemi gün geçtikçe daha çok yaygınlaşmış durumdadır. Öyle ki, farklı inançlara mensup insanlar açıkça katliamlarla tehdit edilmektedirler. Sünni İslam dışında kalan bütün inanç grupları ötelenmekte, hedef gösterilmektedir. Aleviler, Ezidiler inanç olarak tanınmamakta ve açıkça ”sapkın” ilan edilmektedirler. Okullarda ezilen inançlara mensup öğrencilere zorla din dersleri dayatılmakta ve bu kesimler asimile edilmeye çalışılmaktadır. Başkanlık sistemiyle, bütün yetkiler Erdoğan’ın elinde toplanacak ve ezilen inançlara dönük saldırılar şiddetlenecektir. Abartısız diyebiliriz ki, ezilen inanca mensup insanlar diktatörlük sistemi kabul edilirse, her türlü şiddete, baskıya ve katliama maruz kalacaklardır. Ezilen inançların daha fazla baskı altına alınmaması için sosyalist öğrenciler olarak dikta rejimine HAYIR diyoruz.

Demokratik taleplerimiz için başkanlığa hayır diyoruz!

AKP/Erdoğan diktası, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL ve KHK’larla bütün demokratik taleplerimiz yok saymıştır. Dernekler kapatılmış, her türlü toplanma, protesto, miting, yürüyüş haklarımız yasaklanmıştır. Yasakları, OHAL’i tanımayan ısrarla sokaklara çıkan, demokratik taleplerini dile getiren demokratik kurumlar ve faaliyetçileri gözaltı ve tutuklama terörüyle karşı karşıya kalmaktadır. Keyfi uzatılan gözaltı süreleri, polise verilen sınırsız yetkiler birçok insanın infaz edilmesiyle sonuçlanmıştır. Her türlü demokratik talebe saldıran bu çete iktidarı, başkanlık hayallerini gerçekleştirerek bütün demokrasi güçlerini ezmeyi hedeflemektedir. Toplumda AKP/ Erdoğan aleyhine protesto eylemi yapmayan, söylem dahi geliştirmeyenlerden de öte koşulsuz şartsız Erdoğan’ı destekleyen, onun gibi konuşan bir toplum hedeflemektedirler. Bu yüzden demokratik haklarımız için sosyalist öğrenciler olarak dikta rejimine karşı başkanlığa HAYIR diyoruz!

Basın özgürlüğü için başkanlığa hayır diyoruz!

AKP/ Erdoğan diktası, uzun yıllardır bütün muhalif basına baskılar uygulamış ve yandaş bir medya yaratmıştır. Durum o kadar abartılı bir noktaya gelmiştir ki, bırakalım sol-sosyalist-yurtsever medya ve basını, AKP’li ve Erdoğancı olmayan burjuva basın- medyaya dahi tahammülleri kalmamıştır. AKP/ Erdoğan aleyhine habercilik yapan burjuva medyaya yapılan saldırılarını hatırlatmamız yeterlidir. Sol-sosyalist-yurtsever basına karşı daha sert ve şiddetli saldırılar geliştiren Erdoğan ve ekibi onlarca yayını kapatmış ve habercilik yapan arkadaşlarımızı polis şiddetiyle, gözaltıyla ve tutuklamalarla yıldırmaya çalışmaktadır. Basın özgürlüğüne düşman bir diktatörlüğe karşı, basın özgürlüğü için, sosyalist öğrenciler olarak başkanlığa HAYIR diyoruz.

Sosyalist Öğrenci Hareketi’nin hayır tutumu üzerine kısa bir değerlendirme

Sosyalist Öğrenci Hareketi olarak, hayır tavrımızı nasıl bir siyasal yaklaşımla ele aldığımıza kısaca değinmek istiyoruz. Değinmek istiyoruz çünkü bilincindeyiz ki, bizimle birlikte hayır diyen geniş bir kesim mevcuttur ve bu noktada farklı kesimlerin farklı nedenlerden dolayı hayır kavrayışı mevcuttur. Biz Sosyalist Öğrenci Hareketi olarak, 1923’te kurulan cumhuriyetin, tekçi bir anlayışla kurulan, burjuva, faşist bir diktatörlük olduğunun bilincinde olarak hareket ediyoruz. Dolayısıyla tavrımız, başkanlığa hayır derken, geçmiş dönemi ve sistemini savunmuyor ve mirasını tıpkı şimdi hayır dediğimiz gibi reddediyoruz. Biz, AKP/Erdoğan iktidarının diktatörlüğüne karşı hayır diyoruz. Bu önemlidir. Bütün yetkilerin bir kişinin elinde toplandığı Hitler faşizmivari bir diktatörlük hevesini önleme demokrasi cephesini güçlendirme ve egemen sınıflara karşı kitleleri bilinçlendirme noktasında meseleyi ele alıyoruz. Ve bizim nihai amacımız, burjuva cumhuriyetin geçmiş değerlerini sahip çıkmak, geri getirmek değil, her türlü sınırın, sınıfın kalktığı, sınıfsız-sömürüsüz dünya için sosyalizmi inşa etme hedefidir. Bu noktada, kendisini geçmiş dönemin burjuva cumhuriyetinin kazanımlarını korumaya dönük hayır noktasında tutum belirleyen kesimlerden farkımızı açıkça ortaya koymanın en sağlıklı tavır olacağını düşünüyoruz.

 SOSYALİST ÖĞRENCİ HAREKETİ