ADKH 10.Kurultayı “Tutuşturuyoruz Önce Bizdeki Egemeni, Sonra Tüm Ezenleri”

Avrupa Demokratik Kadın Hareketi (ADKH), 10’uncu Kurultayını 30-09-2017 / 01-10-2017 tarihlerinde Ludwigsburg Alevi Kültür Derneği toplantı salonunda gerçekleştirdi

Avrupa’nın çeşitli ülke ve kentlerinden gelen kadınlar sıcak bir atmosferde buluştular. Kadınların doğasına eğemen olan sıcaklığın bilinçle kuşanıp ortama yansıması süphesiz ayrı bir özellik kattı Kurultaya.

Elif Metin/ Ludwigsburg (02-10-2017) Kurultay 9. Dönem Yönetimi’nin belirlediği program çerçevesi içinde tamamlandı. Kurultay’ın iki ana teması vardı. Ekim Devrimi’nin 100. Yılı ve 10 yıllık faaliyetin değerlendirilip ileriye yönelik faliyetlerin perspektifinin belirlenmesi yönündeydi.

Kurultay da ortak payda;

“Bu mücadele tarihinin ve deneyimlerinin bir ürünü ve andaki karşılığı olarak cins mücadelesine, varlık gerekçesi ve aynı zamanda temel referansı olan toplumdaki çelişkilere sınıfsal bir perspektif ve cins bilinciyle bakan özgünlüğüyle katılan kurumumuz Avrupa Demokratik Kadın Hareketi, kurulduğu günden bu yana bu özgünlüğünü, hem kendi içinde yürüttüğü tartışmalarda hem de kitlelere yönelik örgütlediği her çalışmada ortaya koydu, deneyimlerle geliştirdi ve onuncu mücadele yılını geride bırakarak bugünlere kadar geldi.” (bkz.ADKH 10 Kurultay sunumundan) anlayışı idi.

Kurultay’ın en dikkat çeken tartışması her üyenin doğrudan temsili ile ilgili tüzük maddesi oldu. Haziran ayında yapılması planlanan Kurultay üye katılımının yetersizliği nedeniyle yapılamamıştı. Kurultayda, bu tüzük maddesinin her bölge ve komisyonda tartışılıp ,gelecek kurultaya kadar önerilerin projelendirilmesi kararı alındı. Genel izlenim olarak, ADKH lı kadınlar, konulara karşı duyarlı ve dikkatli bir katılım gösterdiler. Anlayış ve yönetsel açıdan edilgen ve kararsızlıktan uzaktılar. Eleştiri ve itirazlarında sesleri yüksek ama kırıcılıktan kaçınan bir tartışma kültürü ile olumlu duruş sergilediler.

Kurumsal yönetim organlarına yönelik seçimde de aday olan yada önerilen kadınları, anlayış üzerinden tartışmaya yada itirazlarını dile getirmeye özen gösterdiler. Kapasiteleri ve kavrayış derinlikleri özerine spekülatif yada kendilerine yönelik herhangı bir ‘erk’sel manüpülasyona yer vermeyecek kadar misyonlarının bilincinde oldukları görülüyordu.

Ayrıntıya ilişkin daha çokta işleyiş noktasında uyarılar olarak gelişen tartışma ve kararlar da da olgunluk düzeyleri ile davetli erkek yoldaşlarına ve dostlarına karşı olumlu örnek oldukları tartışılmaz.

Sonuçta ADKH 10. Kurultayı, 2 günlük yoğun bir çalışma ile gelecek perspektifleri ve yeni yönetimi ile sürecin ihtiyaç ve görevlerine yanıt olmak için kan tazelediler.En önemlisi ise özgünlük kadar genel olanı yadsımayan ve kavrayan yaklaşımlarını sahiplenmeleridir.

“Bugün insanlar ama özellikle kadınlar olarak iliklerimize kadar hissettiğimiz Emperyalist-kapitalist sömürünün krizlerle boğuştuğunu, çıkmaza girdiğini ve çıkmaya çalışırken de her yolu deneyerek dünyayı yıkıma sürükleyip insanlığa kan kusturduğunu biliyoruz. Ancak aynı insanlığın mücadeleyle kazanacağı yeni bir dünyanın mümkün olduğunu da biliyoruz. Ve işte tarih sınıf savaşımlarının tarihini gösterirken Rosa Lüksemburg’un sözü bizlere yol göstermeye devam ediyor;

YA SOSYALİZM YA BARBARLIK! “(bkz.ADKH 10 Kurultay sunumundan)

http://www.simurg-news.com