Seçim sonuçlarına dair kısa bir analiz

24 Haziran baskın seçimleri dün OHAL koşulları, baskılar, engellemeler, hırsızlık, manipülasyon ve türlü türlü kirli politikalar altında Cumhur ittifakının başarısı ile sonuçlandı Tüm saldırı ve engellemelere rağmen HDP barajı aşarak güçlü bir siyasal irade ortaya koydu

Haber Merkezi (25-06-2018) Erdoğan/AKP iktidarı ve MHP ortaklığında baskın bir şekilde gündemleştirilen 24 Haziran Cumhur Başkanlığı ve Milletvekili seçimleri bir kez daha Erdoğan/AKP iktidarının(MHP ile birlikte) kazanması ile sonuçlandı. 24 Haziran seçim sonuçlarına dair kapsamlı siyasal değerlendirmemizi daha sonra yaparak kamuoyu ile paylaşacağız. Şimdilik sadece belli başlı yanlarıyla önem arz eden siyasal boyutunu ve sonuçlarının mahiyetini kısacada olsa değerlendirmeye çalışacağız.

Her şeyden önce şunun altını bir kez daha çizmek gerekiyor. Daha önce seçimlere ilişkin yaptığımız bütün analiz ve değerlendirmelerde vurguladığımız gibi burjuva seçimlerin hiçbir koşulda adil, demokratik ve eşit bir muhtevada olmadığını/olamayacağını ve bu gerçekliklerden ötürü bizler açısından bir meşruluğunun olmadığının altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Ki mevcut somut durumda burjuva hukukun dahi ayaklar altına alındığı ve OHAL hukukunun hâkim kılındığı bir siyasal gerçeklikte burjuva seçimlerin adil, demokratik ve meşruluğundan bahsetmek eşyanın tabiatına ters bir durumdur.

Somutta 24 Haziran baskın seçimleri de yukarıda ifade ettiğimiz genel burjuva siyasetin kokuşmuş ve kirli zemininin yanında özgün ve belirleyici olarak OHAL hukukunun hüküm sürdüğü ağır baskı koşullarında gerçekleştirilerek sonuçlanmıştır. 24 Haziran seçimlerine ilişkin taktik politikamızı ve buna bağlı olarak ittifak anlayışımızı siyasal gerekçeleri ile birlikte geniş bir şekilde kamuoyu ile paylaştığımız için tekrardan değinmeyi gerekli görmüyoruz.

24 Haziran seçimleri esas olarak egemen sınıfların iki gerici bloğu arasında gerçekleşmiştir. Biri Erdoğan/AKP iktidarının başını çektiği Cumhur ittifakı diğeri ise CHP’nin başını çektiği Millet ittifakıdır. CHP’nin başını çektiği millet ittifakı özellikle Muharrem İnce’nin yarattığı etkili siyasal atmosfer ile geniş toplumsal yığınları etkilemesine rağmen seçim sonuçlarına yansıtmayı başaramamıştır. CHP ve adayı Muharrem İnce esas olarak Erdoğan/AKP karşıtlığı üzerinden oluşan burjuva muhalefet ve geniş toplumsal kesimleri arkasına almasına rağmen Cumhur ittifakı karşısında başarılı olamayarak kaybetmiştir. Muharrem İnce oy oranını yükseltmesine rağmen CHP klasik oy oranında hatta daha da gerisinde kalmıştır. Bu durum etraflıca değerlendirilmesi gereken bir konudur ayrıca.

24 Haziran seçimlerinin ve Cumhur ittifakının belirgin aktörü MHP olmuştur!

Bunca çürümüşlük, hırsızlık, yolsuzluk, faşizm, OHAL, siyasal ve ekonomik krize rağmen Erdoğan’nın başını çektiği Cumhur ittifakının kazanması ise kapsamlı ve derinlikli ele alınması gereken bir durumdur. Bizlerde dahil hemen hemen bütün kesmimlerin ve hatta anket şirketlerinin de somut siyasal gerçeklikler ve oluşan bloklaşmalar düzleminde yaptığımız değerlendirmeler sonucu seçimlerin cumhur başkanlığında ikinci tura kalacağı ve milletvekil seçimlerinde ise cumhur ittifakının meclis çoğunluğunu yakalayamyacğı yönündeydi. Fakat sonuçlar tam tersi bir durum ortaya çıkardı. Burada bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Cumhur ittifakının her iki seçimdede başarılı olmasının belirleyici faktörleridnen biri MHP olmuştur. Hatta 24 Haziran seçimlerinin klit partisinin MHP olduğunu belirtmek yerinde olacaktır. AKP ile kurduğu ittifak daha doğrusu AKP’ye teslim olması ve bu kurumsal kriz ortmaında yaşadığı ayrılık bağlamında MHP’nin önemli oranda gerilediği, varlık gerekçesinin ortadan kalktığı ve somut olarak ise seçimlerde barajın altında kalarak %4-5 bandında bir oy alacağı genel olarak öngörülen bir durumun kendisiydi. Fakat MHP bu değerlendirmelerin akisne %12 civarında bir oy alarak dengeleri alt üst etmiştir. İyi Partinin aldığı oy oranınıda hesaba kattığımızda geleneksel milliyetçi damarda bir yükselişin olduğu görülmektedir.

HDP etrafında birleşen demokratik cephe barajı yıkarak güçlü bir siyasal irade ortaya koymuştur!

24 Haziran seçimlerinde en çok tartışılan ve sonuçları merakla beklenen konulardan biri de HDP’nin barajı aşıp aşamama durumuydu. HDP’nin barajı aşıp aşamama biçimindeki her iki durumunda başta AKP olmak üzere seçimlerin dengelerini etkileyecek bir pozisyonda olduğu bilindiği için hem cumhur ittifakı ve hem de CHP başta olmak üzere millet ittifakı tarafından HDP seçimlerin başından sonuna kadar hep dikkatle izlenen ve yönlendirilmeye çalışılan siyasal bir aktör konumunda olmuştur. Ki Erdoğan’nın açık bir şekilde ‘’ HDP’yi sandığa gömün’’ talimatı ve bu bağlmada başta Kuzey Kürdistan olmak üzere ülke genelinde HDP’ye yönelik gerçekleştirilen sistematik saldırılar ve devlet terörü bunun açık sonuçlarıdır.

Bu bağlamda iki gerici bloğun temsil ettiği burjuva gerici cepheye karşı demokratik güçler ve sosyalistlerinde etkin bir şekilde dahil oldukları HDP’nin başını çektiği demokratik cephe tüm saldırı ve engellemelere rağmen önemli bir siyasal irade ve sinerji ortaya çıkarmıştır. Erdoğan/AKP iktidarının HDP’yi baraj altında bırakma noktasında ortaya koyduğu tüm saldırı, engelleme ve kirli politikalara rağmen HDP’nin geniş bir demokratik birliktelik oluşturarak ve güçlü bir siyasal irade ortaya koyarak baraj engelini aşması önemli bir yerde durmaktadır.

Burada önemli olan noktalardan biri de HDP’nin demokratik güçler ve sosyalistlerle kurduğu birlikteliğin siyasal bir sonucu olarak başta İstanbul olmak üzere birçok yerde oy oranını yükseltmesi olmuştur. Keza oluşturulan birliktelik ve ittifakın bir  sonucu olarak SMF adayı Dilşad Canbaz Kaya, ÖSP adayı Nurset Maçin, TİP adayı Erkan Baş,  Halkevleri adayı Oya Ersoy, ESP adayı Murat Çepni, SYKP adayı Tülay Hatimoğulları ve Ahmet Şık, Barış Atay gibi isimlerin HDP listelerinden kazanması demokratik cephe açısından önemli bir noktada durmaktadır.

24 Haziran seçim sonuçlarını bizlere dayattığı tek gerçeklik bir kez daha oluşturlan geniş demokratik cephe ve birlikteliğin daha da büyütülerek ve toplumsal mücadelenin tüm alanlarında adım adım hayata geçirilerek geniş, etkili ve sokak mücadelesini merkeze koyan bir toplumsal mücadele hattının yaratılmasıdır.

Gazete Patika