Bir Dersim hikâyesi ve hep aynı nağmeler / Aziz Cemile

Bir de akil insan toplamımız var Son derece “yaman” ve “mahir” aydınlarımız Aklını gücün ve otoritenin hengâmesinde yitiren “entelektüellerimiz”, Demokrasi aşkıyla yola koyulan, çok çeşitliliği ve farklı fikirlerin ateşiyle yanıp tutuşan “yazarlarımız”, “insan hakları savunucularımız” var  Kolları sıvayarak adeta bir linç kampanyasına dönüşen süreci destekleyen, meşrulaştıran ve yoğun emek veren bu cenahın tarihin hışmından kurtulması zor olacak

HABER MERKEZİ (16-01-2019) Yerel seçimlerin yaklaştığı bu günlerde yadırgamadığımız bir saldırıyla Dersim tekrardan karşı karşıya. Hikâyenin kurgusunda değişen pek bir şey yok. Argümanlar, hakaretler, itibarsızlaştırma, yaftalama vs… Öncelikle “demokrasi” için mücadele eden ve buna önem veren; bunun bir kültür haline gelmesi için mücadele eden öznelerin çevresi tarafından bunun yapılıyor olması ayrı bir paradokstur. Hazmedememe, kabullenememe dürtüsünün açığa çıkardığı çirkeflik, burjuva yöntemlerin nasıl elde tutulduğunu gösteriyor. Gelişmelerin seyrini keyfine göre dizayn edenden çarpıtmalara başvuranlara kadar bulanık suda kulaç atanların hali oldukça gülünç. Dersim’in hakikatini bilen, tarihsel süreçlerdeki kesitlerine biraz hâkim olanlar bilir ki, Dersim bu hikayeye hiç de yabancı değil. 2004, 2009 ve 2014’de söylenen şeyler aynı tılsımla kulaklara fısıldanıyor. “Devletle işbirliği”, “kendini dayatma”, “Kürt düşmanlığı”, “Dersim altını boşaltma” gibi bir dizi yakıştırma dünün mirasıyla devam ediyor. Buna “nohutçular” yakıştırması da eklenince tatmin bir kat daha yükseliyor. Bu “demokrasi kahramanları” hep aynı teraneyi bir hazımsızlık kabızlığı çektiklerinden ötürü sürekli tutturmak zorundalar. Siyasal ve politik kabızlığın yol açtığı kısır döngü yüreklerine su serpmediğinden ötürü çıta biraz daha yükselir ve ”Kayyumculukla” bir sıçrama yakalanmaya çalışılır. İşin özeti Dersim’in makûs talihi olmasa da bu kesitlerde aynı nağmeler arzı endam eder, durur.

“Demokrasi kahramanlarının” yaman marifetleri hep böyle kesitlerde zirve yapıyor her nedense! Dersimlilerin alın yazısı sanki bunlara bağlı. Ortak paydalarla hareket edilirken, “ne güzel dostlarsınız”, “katkınız büyük”, mealinden kendi alıkoyamayanlar,” ne “kayyum” eleştirisi, ne “fasulye” ve “nohut” yakıştırmaları, ne de “anlayışsızsınız” demek akıllarına her nedense gelmiyordu.  Geçtiğimiz kesitlerin arifesinde SMF ve Maçoğlu’nun pratik sahadaki tutumunu alkış tufanına tutanların bugünkü hali çizgi film kahramanlarını anımsatıyor. Her bir bölümde farklı bir karakter, farklı bir kurgu…

“Bir de akil insan toplamımız var. Son derece “yaman” ve “mahir” aydınlarımız. Aklını gücün ve otoritenin hengâmesinde yitiren “entelektüellerimiz”. Demokrasi aşkıyla yola koyulan, çok çeşitliliği ve farklı fikirlerin ateşiyle yanıp tutuşan “yazarlarımız”, “insan hakları savunucularımız” var.  Kolları sıvayarak adeta bir linç kampanyasına dönüşen süreci destekleyen, meşrulaştıran ve yoğun emek veren bu cenahın tarihin hışmından kurtulması zor olacak. Kuşatılan bir kentin tarihsel ve toplumsal beklentileriyle ilgilenmek yerine, Dersimlilerin siyasal arzularına kulak kabartmak yerine üstenci, ben bilirimci yaklaşımla arzı endam eden, demokrasiyi masadaki meze derekesine indirgeyen pek “mahir” bu cenah, Dersimlilerin devrimci bendiyle karşılaşacaktır. Hakikatin ve devrimci etiğin dili yalanın,entrikanın ve manipülasyonun kuşatmasını parçalayarak, zılgıtını çekmeye devam edecek.

Demokrasi”, “hak” ve “özgürlükler” mücadelesi lafızla hayata geçirilecek kavramlar değildir. Demokrasiyi kendi bağrında yeşertemeyenler, farklı topraklarda hasata çıkması trajikomiktir. Devrimci olgunluk, demokratik yaklaşımı koşullar. Karşıtının diliyle konuşmak, ona benzemeye kapı aralar. Bu coğrafyada ezilen mazlum halkların mücadelesini omuzlamış her siyasal özne hürmeti hak eder. Hürmetle beraber yürütülen ideolojik eleştiri anlamlı olandır. Kaypakkayacı hareketin bu noktadaki tavrı açık ve nettir. Kalemimiz, söylemimiz burjuvaziyle keskin bir ayrışım içerisindedir. Onlara ait hiçbir olgu elimizde tutacağımız, kullanacağımız mekanizma olmaz, olamaz. “Demokrasi” havariliğine soyunanlara da bunu salık veririz

Beş yılda bir karşılarına çıkan bu garabet durumla hemhal bu kent, hakikatin ve devrimci etiğin diliyle konuşmaya devam ediyor. Bağrında sulayarak büyüttüğü devrimci değerlerin politik devrimci yolunda ilerliyor. Dostluğun, etiğin ve şeffaflığın kılavuzluğuyla hareket etmeyi ilke edinmiş; entrikaya, yalana, hileye ve çarpıtmaya karşı da mücadeleden sakınmayarak ilerleyişini sürdürüyor. Yoluna koyulan bin bir çirkefliğe rağmen ilerliyor, ve buna rağmen kazanacak.