Lenin, Rosa ve Karl Yoldaşları Anıyoruz!

HER DAİM KUTUP YILDIZI GİBİ YOL GÖSTEREN

LENİN, ROSA VE KARL YOLDAŞLARI ANIYORUZ!

Tarihe ışık tutanlar ancak onun bir diliminde onu değiştirmeye cüret edip yeniden  yaratanlardır. Rosa , Lenin ve Karl yoldaşlarda bu tarihi yaratan enternasyonal proleteryanın dinamikleridir.

15 Ocak 1919 tarihinde katledilen Rosa ve Karl yoldaslar basladıkları devrim yürüyüşünde kendilerinden amansızca korkan egemenler tarafından hunharca katledildiler. Onların katledilmesi bir kez daha gösterdi ki egemenlerin zulmü ve sistemine karsi koymak ancak doğru bir çizgi ışığında örgütlenmekle ve mücadele etmekle mümkündür.  

Lenin yoldaşın komünizm davasına olan bilimsel katkısı ve Rosa ile Karl   yoldaşların enternasyonal proleteryanın devrim davasına olan bilimsel bağlılıkları, kararlılıkları, bizimde bugün rehber olarak almamız gereken duruşlardır.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da yaşanan tutuklamalar, Kürt ulusu üzerindeki amansız baskı, öğrencilerin meşru direnişlerine yönelik saldırılar artarak devam etmektedir. En son 15 ilde Demokratik Haklar Federasyonu yönetici, üye ve taraftarlarına yönelik saldırılar ve tutuklamalar, egemenlerin daha en başlarda sosyal bir devrim imkanına karşı önlem almak şeklinde değerlendirilebilinir.

Dünyamızda yaşanan gelişmeleri değerlendirdiğimizde bir avuç kan emicinin halklarımız üzerindeki baskısı, sömürüsü bütün yönleriyle devam etmektedir. Orta-Doğu’da ve diğer yerlerde yaşanan emperyalist işgal ve saldırıların sonucu olarak kadınlar-erkekler-çocuklar  katliamlara uğratılmaktadır. Bu emperyalist saldırganlık savaşını gericiler, demokrasi ve insan hakları yalanına dayandırarak yürütmektedirler. Oysa en çok hak ihlalleri bunların yürüttükleri savaşın sonucunda olmaktadır.

Avrupa’da yükselen ekonomik krizin eşlik ettiği ırkçılık  nedeniyle emekçilerin en doğal insani yaşam hakları kesintiye uğratılmakta, başka ülkelerden buralara gelmek zorunda bırakılan emekçilere ise çok ağır fatura ödedilmektedir. Kendi içinde halka karşı saldırgan olanların başka ülkeleri işgal ederek demokrasi götürdüklerine kimleri inandırabilirler. Kadınların durumu ise hakeza ortadadır. Istanbul’da boğazı kesilerek otoyla atılan kadının durumu ile Hindistan’da toplu tecavüze uğrayıp ölen genç bir kadının durumu arasında ne gibi fark vardır: Bu durum bir kez daha göstermiştir ki kadının üzerindeki cins baskına yol açan  zihniyet her yerde aynıdır ve dünyanın bütün ülkelerinde devam etmektedir.

Özel mülkiyet dünyasından kaynaklı egemen olma kültürü ve çizgisinin köklü olarak aşılması ancak ve ancak dünya proletaryasının büyük önderi Lenin’in bilimsel öğretisi ile yoldaş Rosa’nın ve  yoldaş Karl’ın devrimci çizgisine dayanarak daha ileri nitel sıçramalar eşliğinde yürümekle mümkündür. Zira bu olmadan kapitalist-emperyalist sömürü sistemi içinde elde edilecek bazı kırıntılarla ezilenlerin kurtuluşu mümkün olmayacaktır.

Yaşasın Enternasyonal Proleterya!

Şan ve şeref Lenin, Rosa ve Karl Yoldaşlara!

AVRUPA DEMOKRATİK KADIN HAREKETİ

OCAK 2013