Abdullah Kalay’ın sağlık durumu kötüleşiyor

Abdullah Kalay

Devletin tüm kurumlarıyla katletmeye çalıştığı 1992 yılında TKP (ML) davasından tutuklanan Abdullah Kalay’ın sağlık durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Kalay gönderdiği mektupla sağlığına ilişkin son durumu aktardı

HABER MERKEZİ (18-04-2014)- Hapishanelerde her geçen gün zorlaştırılan yaşam koşulları siyasi tutsaklar üzerinde ciddi sağlık sorunları yaşatmaktadır. Bu ciddi sağlık sorunları yaşayanlardan biri de Abdullah Kalay’dır.

Kalay, TKP (ML) davasından 1992 Kasım ayında tutuklanan devrimci tutsaklardan biri. 9 yıl 2 ay hapishanede tutuklu kalan Kalay, yargılanması devam ederken tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. 2008 yılında 11. Ağır Ceza Mahkemesi Kalay’a müebbet hapis cezası verdi. 2009 yılında Yargıtay Kalay’ın müebbet hapis cezasını onadı.

Kalay, 1996 Ölüm Orucu’nun 1.ekibinde yer aldı ve 20 Ekim 2000 Ölüm Orucu direnişine de katılan bir devrimci tutsak. ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ adı altında yapılan katliamda Kalay Bayrampaşa’dan Edirne F tipi Hapishanesi’ne işkenceli sevkle götürüldü. Kalay’ın hem ’96 Ölüm Orucu Direnişi’ne hem de 2000 Ölüm Orucu Direnişi’ne katıldığından, kalıcı sağlık sorunları bulunmaktadır.

Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin raporunda “Cezaevinde kalmasının hayati tehlike oluşturabileceği, cezasının infazının resmi sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam edilse dahi hayati tehlike oluşturabileceği, hastalığın kronik bir rahatsızlık olduğu, hayat boyu devam edeceği göz önünde bulundurulduğunda cezanın ertelenmesinin gerekeceği, bir yıl sonra tıbbi durumunun tekrar değerlendirilmesinin uygun olacağı” denilmesinin ardından Adli Tıp Kurumu’ (ATK)na sevk edilen Kalay’a “Ağır hastalık, sakatlık ve kocama hali değerlendirilmediği” raporu verildi.

ATK çalışanları Hipokrat yeminlerini çiğnemekte

Abdullah Kalay 7 Nisan 2014 tarihinde yazdığı mektupta sağlık durumunun son halini şu şekilde açıkladı: “Kocaeli 2 No’lu F Tipi Hapishanesinde 13 Nisan 2012 tarihinde kalp krizi geçirdim. İki buçuk saat hastaneye geç götürüldüğüm için kalp ve genel sağlık durumumda onarılmaz hasarlar oluşmuştur. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki doktorların medikal tedavi uygulamasına rağmen sağlığım her geçen gün kötüleşiyor. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Kurulu’na hastalıklarımla ilgili 5275 sayılı yasanın 16. Maddesi gereğince ceza ertelemesi ya da cezanın geride bırakılmasıyla ilgili savcılık üzerinden başvuru yaptım. Bunun üzerine 30 Aralık 2013 tarih ve 2013 736 sayılı kararla ‘hayati risk taşımakta, cezaevinde kalamaz’ raporu düzenlemiştir. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulunun ‘cezaevinde kalamaz’ raporu üzerine infazın ertelenmesi için cumhuriyet savcılığına başvuru yaptık. Savcılık hiçbir gerekçe belirtmeden, Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp raporu yeterli olmasına rağmen ikinci bir Adli Tıp raporu için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edildim. 08.01.2014 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürüldüm. Üçüncü ihtisas kuruluna muayene için çıkarıldım. Muayeneden önce birlikte götürdüğüm Kocaeli Üniversitesi’nin Adli Tıp raporunu doktorlara gösterdim. Bu raporun dosyada olup olmadığını, dosyada eksiklik varsa muayene olmayacağımı belirttim. Israrım üzerine dosyaya baktırdım ve rapor olmadığı gibi kalp yetmezliğiyle ilgili rapor da dosyada yoktu. Bu yüzden muayeneyi kabul etmedim.”

Avukatların başvurusu üzerine 22 Ocak 2014 tarihinde ATK’ya getirilen Kalay’a “Kalbi çalışıyor, hastalığın ilerlemesi ve vasfının değişmesi oluşumunda yeniden değerlendirme yapabileceği, cezaevinde şartlarında infazının devamına” şeklinde raporu verilerek Kalay’ın katledilmesi ‘Hipokrat yeminli’ ATK çalışanlarınca onandı.

Durumu giderek kötüleşen Kalay yeniden ATK’ya götürülmek için 1 aydır randevu bekliyor.