İsviçre’de Panel

isviçreİsviçre’nin Zürih Kantonu’nda 28 Aralık Pazar günü, saat 13:00’de Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nde, “Maraş’tan Roboskî’ye, Şengal’den Kobanê’ye Katliamları Unutma-Unutturma!” şiarıyla panel gerçekleştirildi

Zürih (29-12-2014) İsviçre Demokratik Güç Birliği’nin örgütlediği panelde, İDGB temsilcisi, gazeteci Fuat Kav ile ABDEM ve Maraş İnisiyatifi temsilcisi konuşma yaptı.

İsyan Meşrudur.!

İlk olarak sözü alan İsviçre Demokratik Güç Birliği temsilcisi Düzgün Rojhelat: “Egemen güçler ve emperyalistler her zaman halklara karşı katliamlar gerçekleştirmiştir. Maraş Katliamında Alman emperyalistlerin silahları kullanıldı.19-22 Aralık Hapishaneler katliamında yaratılmak istenen Avrupa modeli F Tipi hapishanelerdi.“Hayata Dönüş” adı verilen hapishane katliamlarında devrimci tutsaklar bedenlerini ölüme yatırdı.Katliamların direnişçi özelliğini vurgulamak daha elzem bir yerde duruyor.İçerde ve dışarıda örülen direniş faşizme karşı bir duruştur.Önemli olan katliamlara karşı çıkmak, örgütlenmek, güç birlikleri oluşturmaktır. Bizlerin görevi katliam anmalarında yan yana gelmek olmamalıdır. Bizler egemenlere karşı halkların, sınıfların birlikteliklerini yaratarak bir duruş yaratmalıyız.Faşizme karşı isyan meşrudur ve en temel insanlık görevidir.Peki Roboskî halkı ne diyordu: “Biz Kürdüz.Bu katliam bunun için gerçekleştirildi. Bizi dörde bölmüşler, sınırlar çizmişler, ama bu sınırlar ve katliamlar bizi diğer tarafımızdaki halkımızla buluşmaktan alı koyamayacaktır” vurgularını yaparak konuşmasını bitirdi.

Maraş, Soykırım Girişimidir.!

ABDEM temsilcisi Rojda Yıldırım: “Maraş Katliamı olduğunda 3 yaşındaydım.O zaman ki Maraş ve köylerimiz hep askerlerin baskınıyla güne uyanırdı. Kapı aralıklarında kışın soğuğunda çırılçıplak bırakılan ve köyün tepesine koşturulan insanları unutmuyorum.Katliam yaşayan topluluklar, ya katliamlarla yüzleşirler ya da yüzleşmekteen kaçınırlar.Maraş bir soykırım girişimidir, planlıdır ve stratejiktir. Asla bir Alevi-Sünni çatışması değildir.Devletin sivil faşistler eliyle gerçekleştirdiği inkar ve asimilasyona dayalı kanlı bir katliamdır. Katliam sonrası yaşananları bir hatırlayalım.Bölgenin yüzde sekseni sürgüne zorlandı, Kürt ve Alevi kimliğinden koparıldı, katledilenlerin evlerine katliamda kanlı elleri olan sivil faşistler yerleştirildi.HES’lerle, Çimento ve Çöp fabrikalarıyla doğa katliamları gerçekleştirildi. Biz bütün bunların hesabını soramadık, belki unutmak istedik, yüzleşmekten kaçındık ama görüyorsunuz peşimizi bırakmıyor, bizi yüzleşmek zorunda bırakıyor. Bu nedenle Avrupa’da Maraş İnisiyatifi kuruldu, bugün İstanbul’da Maraş konferansı düzenleniyor.Roboskî halkı “Bu katliamı unutursak, kalbimiz kurusun” diye haykırmıştı. Biz de böyle haykırıyoruz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

T.C’nin İnşaası, İnkar ve Kan Üzerine Kuruludur.!

Gazeteci Fuat Kav:

“Aralık ayı tamamen katliamlar ayıdır.Maraş, Roboskî, Hapishaneler, Erdal Eren’in yaşının büyütülerek asılması, Şengal ve daha nice katliamlar..T.C’nin inşası da tam budur. İnkar ve kan üzerine kurulu bir devlettir.İnançlar, uluslar, kimlikler, diller hep inkar edildi.Bunlara karşı çıkıldığında baskı, gözdağı, sindirme, tutuklama ve en üst boyutuyla katliamla sonuçlandı.Tekçi anlayışla kendini var eden devlet ideolojisi Mustafa Suphi’leri Karadeniz’de katletti, Dersim 38’i gerçekleştirdi.Maraş’ı, Gazi’yi, 19 Aralık’ı, Roboskî’yi ortaya çıkardı.Neden katiamlar yapılmıştır?İnançlarınızı terketmezseniz, kimliğinize sahip çıkarsanız, devletin egemenliğiini tanımazsanız, demokratik halklarınızı talep ederseniz bu devletin her zaman katliamlarına uğrarsınız. Bu devlet inkarcıdır, bu devlet suçludur. Bu devlet şimdi de Kürt kadınlarını kaçıran, tecavüz eden, Şengal gibi katliamlar gerçekleştiren, gericiliği halklara reva gören DAİŞ’in en temel destekçisidir. Ortadoğu’da artık sosyalist ve demokratik bir devrim olacaksa bunda kadınlar öncü olacaktır.!” diyerek konuşmasını sonlandırdı.Yapılan sunumların ardından soru ve cevap bölümünde tartışmalar yürütüldü. Panelde özellikle direnişleri halkların ortak mirası yapıp, ortak mücadelenin her alana yayılması vurgusu yapılarak, katliamlarla gerçek anlamda yüzleşmemenin, hesap sormamanın sonraki katliamlara zemin hazırladığı dile getirilerek etkinlik sonlandırıldı.