Köln’de“ Kaypakkaya Bilim ve Sanat Akademisini Birlikte İnşa Edelim” Şiarı İle Parti Ve Devrim Şehitleri Anıldı

imageKöln (12-05-2015) 42 ölümsüzlük yılında komünist önder İbrahim Kaypakkaya şahsında parti ve Devrim şehitleri, 9 Mayıs Cumartesi Almanya-Köln’de, binlerce yüreğin katılımıyla anıldı.
“ Kaypakkaya Bilim ve Sanat Akademisini Birlikte İnşa edelim” şiarıyla gerçekleştirilen etkinlik, kitlelerden yoğun ilgi gördü.
Etkinlik ; sunucuların kitleyi Türkçe,Kürtçe,Zazaca,Ermenice ve Almanca selamlamasının ardından , Ermeni soykırımının 100. yıldönümü ve Dersim soykırımın 77. Yıl dönümü vesilesi ile soykırım ve katliamlara uğramış tüm halklar, Kobane ve Şengal de yaşamını yitiren savaşçılar şahsında tüm Kürt özgürlük hareketi savaşçıları; İbrahim Kaypakkaya, Meral Yakar, Ali Haydar Yıldız, Süleyman Cihan, Kazım Çelik, Cüneyt Kahraman, Baba Erdoğan, Mehmet Demirdağ, 17’ler ve Tugay Akdemir şahsında parti ve komünizm şehitleri için, Deniz Gezmiş, Mahir çayan, Haki Karer, Sebahat Karataş, şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Etkinliğe; Mülhous A.C.O.T.F derneğinden katılan kadın korosu, söylediği marşlar ve halk türküleri ile emeğini sundu.
‘’Soykırımın 100.yıldönümünde , yaşamları ve son bakışları Anadolu-Mezopotamya topraklarında saklı kalan milyonlarca Ermeni’ nin acılarını kavga bayraklarımız olarak ilan ediyoruz !’’ vurgusuyla sahneye davet edilen İlda Simonian ; Kaypakkaya’nın yoldaşlarının etkinliğinde bulunmaktan onur duyduğunu belirterek, Ermenice ağıtlar ve türküler ile kitleyi Ermeni soykırımında yaşamını yitiren milyonlarca insanın son çığlıklarına taşıdı.
Çalışmlarını Ludwigsburg Y.Ç.K.M’ de sürdüren gençlik Halkoyunları ekibi güzel performansıyla etkinliğe renk kattı.
18 Mayıs’ın, 24 Nisan ışığında faşist devleti yenilgiye uğratan bir manifesto olduğunu, Kaypakkaya’nın bilimsel metodu, militan duruşu, gerçekliği sorgulayan bilinci ile; ilerlemeci burjuva medeniyetçi paradigmayı ve reformizmi parçalayarak bizlere devrimci bir perspektif sunduğu vurgusu ön plana çıkarken, geceye şiarını veren “Kaypakkaya Bilim ve Sanat Akademisinin ” gerekliliği anlatıldı.
Egemenlerin sömürü sistemlerini idame ettirmek için, kitlelere idealist- metafizik eğitim sistemi ile bilinçlerini nasıl tutsak ettiği vurgulanıp buna karşı halkların bilinçlerinin ve düşüncelerinin bir parça özgürleşmesi, sorgulayan- araştıran- diyalektik materyalist bir karşı duruşun gerekliliği üzerinde mesajlar verildi.
Etkinliğe verilen aradan sonra, ikinci bölümde; 71 Devrimci çıkışı önderlerinden sanat siyaset ve edebiyat alanında üretkenliği ile ezilenlerin mücadelesine anlamlı katkılar sunan Muzaffer Oruçoğlu, kalemini kapitalist- emperyalist sisteme karşı bir silah olarak kullanan Haluk Gerger ve Maoizm bayrağını ezilen halkların bilinçlerinde dalgalandıran, mücadelenin yayın organı Sınıf Teorisi temsilcisin katıldığı sempozyum ile başladı.
Sınıf teorisi temsilcisi; Osmanlı Devletinin çaldıran savaşında uyguladığı politikanın, ittihat- terakki ve devamında T.C nin nasıl devam ettirdiğini anlatarak Ermeni soykırımını lanetleyerek konuşmasına devam etti. Genel seçimlerin stratejik devrim davamıza hizmet eden taktik bir yaklaşım olduğunu vurgulayarak DHF – HDP ittifakının farklılıklarımızı ve dostlarımızı eleştirilerimizi rafa kaldırmadığını belirtti.
İkinci konuşmacı Muzaffer Oruçoğlu konuşmasına mevcut kitlenin ruh halini iyi bulduğunu belirterek başladı. Devamında; 1969 – 1971 arasının kör bir tarih olduğunu ve o tarihte İbrahim Kaypakkaya ile birlikte Ermeni Jenosidi ve Dersim Katliamı söylemleri ile yeni bir bakış açısı getirdiklerini vurguladı. Kitlelerin ulaştığı her doğruyu sahiplenerek, başkalarına havale etmeden faaliyetlerini bizzat kendileri yürütmelerinin gerekliliğini belirterek aynı zamanda karar alma mekanizmalarında da kolektif davranılması gerektiğini belirtti.
Son olarak Araştırmacı-Yazar Haluk Gerger söz alarak egemen sınıfların mevcut durumda kitleleri ve ezilenleri, verdiği eğitim ile nasıl köleleştirdiğini vurgulayarak mevcut eğitim sisteminin otoriteye sadık, fabrikaya işçi, sorgulamayan bir insan hedefleriyle hareket ettiğini çarpıcı örneklerle ifade etti. Buna karşı “Kaypakkaya Bilim ve Sanat Akademisi”nin kendisini heyecanlandırdığını belirterek yaşam ve gerçeklik üzerinden yapılacak bu eğitim düşüncesine katkı sunmaya hazır olduğunu dile getirdi.
Sahneye çıkan Pulur Halk Meclisi Temsilcisi M.Fatih Maçoğlu ve Mazgirt Halk Meclisi Temsilcisi Tekin Türkel , geldikleri coğrafyaların başeğmeyen duruşları ile etkinliği Türkçe ve Zazaca selamlayan konuşmalar yaptı.
Etkinlikte MKP MK-SB’ nin Parti ve devrim şehitlerine ilişkin açıklaması okundu.Ayrıca TKP/ML,TKİP,TİKB ,Emek ve Özgürlükler Cephesi etkinliğe birer mesaj sundular.
Gençlerin önderliğinde kitleler sık sık ‘’Önderimiz İbrahim Kaypakkaya,Yaşasın Partimiz Maoist Komünist Partisi’’ sloganları atarak,etkinliğe militan bir duygu yüklediler.Coşkunun hakim olduğu etkinlik, İbrahim Kaypakkaya Bilim Sanat Akademisi’nin kitlelerde olumlu ve güzel tepkiler yaratması ile farklı bir heyecan yarattı.
Daha sonrasında sahneye çıkan halk türkülerini kendi özgün sesiyle yorumlayan Hasan Yükselir’in kitleye birlikte söylediği türküleri ve 17’ler için yaptığı eseri yoğun ilgi gördü.
Son olarak sahne alan İstanbul Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezinde sanat faaliyetleri yürüten, sanatı kadını mücadelesi ile birleştiren Grup ALAMOR ; seslendirdiği ezgiler ile kitleleri Anadolu ve Mezopotamya kültürü ile buluşturdu. Kadının rengi ve bilincini her alanda görmek istediklerini belirten ALAMOR ; coşkulu ezgilerle performansını sonlandırdı.
Tarihimizin köklerine sarılarak, yaşamımızda karamsarlığa ve kararsızlığa yer bırakmadan, kavganın yüklediği görevleri kavrayıp, yaşamımızı özgür- anlamlı kılma gerekliliği vurgusu ve İbrahim Kaypakkaya’nın bilimsel görüşlerini an’a uyarlayan,kitlelere güvenen,militan duruşta ısrar eden,savaşan-kazanan bir yaşam ve mücadele dileği ile etkinlik sona erdirildi.

kölnimage