İşgalci Türk burjuva devletine ait SİHA’lar Qamişlo’nun Tirbespiyê ilçesinde suikast saldırısıyla Qamişlo Kantonu Özerk Yönetim Eşbaşkanı Yusra Derwêş, yardımcısı Lîman Şiwê ve şoförü Firat Tûma’yı katletti. Faşist saray rejimi hemen her gün Rojava devrimine yönelik saldırılarına bir yenisini ekleyerek suikast saldırıları ile halkın ve devrimin öncülerini hedefliyor.
Ölümsüz Yusra Derwêş ve Lîman Şiwêş aynı zamanda Rojava kadın devriminin toplumsal alandaki iki öncüsüdür. Faşist işgalci Türk devleti daha önce özerk yönetimin Kadın Bakanı Zeynep Saruxan, Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrin Xelef ve Güney Kürdistan’da Nagehan Akarsel’i katlederek bütün gücü ile devrimin kadın iradesini ve mücadelesini yok etmek istiyor.
Rojava devrimi sistematik saldırı ve savaş konsepti altında ayakta durmaya çalışıyor. İşgal saldırıları ve hain suikastlara rağmen dişe diş bir mücadeleyle halkların devrimi olma iradesini her defasında göstermiştir. Faşist Türk devleti yıllardır devam eden bu saldırılarını, Özerk Yönetim’in tutuklu DAİŞ’lileri yargılayacağını duyurmasının ardından artırdı. Bu saldırı, Astana’da bölge halklarının kaderi üzerine yapılan pazarlıklar sürerken ve işbirlikçi Güney Kürdistan Hükümeti başkanı Neçirvan Barzani’nin faşist şef Erdoğan’ı ziyaret ettiği gün gerçekleştirildi. Çok açık ki emperyalistlerin ve işbirlikçi KDP yetkililerinin desteği olmadan gerçekleşemeyecek olan bu saldırılar, kurulan yeni bir yaşamla bölge halklarına umut olan Kuzey ve Doğu Suriye halklarına karşı gerçekleşmiştir.
Suikast saldırıları ile katletme, faşist Türk devletinin mücadele eden kesimlere son yıllarda sıklıkla başvurduğu bir yöntem olmuştur. Avrupa’dan, Güney Kürdistan’a, Rojava’ya diaspora da yaşayan devrimci, yurtsever örgütlü kimlikler hedeflenerek örgütsüzlük ve korku hâkim kılınmaya çalışılmaktadır. Henüz birkaç ay önce Paris’te Evin Goyi ve 2 yoldaşı, Rojava’da Zeki Gürbüz ve Özgür Namoğlu, birkaç gün önce ise Güney Kürdistan’da Hüseyin Arasan aynı amaçlı suikastlı saldırıların hedefi oldular.
Çok açık ki faşist saray rejimi saldırılarını tırmandıracaktır, her gün ivmesi artarak süren faşist terör bunun kanıtıdır. Mayıs seçimleri sonrasında artan faşist devlet terörü ile devrimci gazeteciler, avukatlar, gençler, kadınlar hedeflenerek cadı avcılığı yapılmaktadır. Tüm bu saldırıların tek amacı faşist şefin ‘bekası’ içindir. Öyle yalanla halkların, işçi ve emekçilerin üzerine boca edilen devletin beka sorunu açık ki saray rejiminin ve onu tek adamının ‘beka’ sorunudur. Bundan dolayı mekaniğe bağlanmış bir saldırı konsepti uygulanıyor.
Tüm saldırı ve katletmelerin halkların yeşerttiği umut olan, Rojava devrimini asla teslim alamayacağını buradan bir kez daha haykırıyoruz! Dün Rojava devrimini dünya halklarının, işçi ve emekçilerinin enternasyonalist dayanışması ile savunduk. Bugün de devrimi tehdit eden tüm gerici güçlere karşı aynı dayanışmacı ruhla sokakları kuşatarak savunacağız!
Ölümsüzlerimizin canlarını feda ettikleri devrime sahip çıkmak için Avrupa topraklarında yaşayan halklarımızı direnişi daha fazla büyütmeye, Rojava devrimini yalnızlaştırmaya çalışan tüm saldırılara karşı ‘Rojava devrimini savunmaya’ çağırıyoruz!
Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB)