Kapitalizm şafağında ulusların ortaya çıkmasıyla, ezilen halkların, mazlum ulusların soykırıma uğradığı tarih aynı döneme denk gelmiştir. Kapitalist barbarlık ezilen ulusların kanları üzerinde Dünya’nın yeniden bölüşümünü sağlamıştır. Anadolu toprakları üzerinde Jön Türkler ‘den İttihat Terakkilere oradan Cumhuriyete kadar uzanan, bir Türk ulus devlet paradigması bilenen bir meseleydi. Bunun için lazım gördükleri Anadolu’nun Türkleştirilmesiydi. Tamamıyla bu açıdan stratejik bir planlama yapılmıştı. İlkin gayrimüslim toplumlar devreden çıkarılacak, sonra sıra diğerlerine gelecekti; nitekim Ermeni soykırımı o gün uluslararası koşullarının yaratığı fırsatlarla, başta Alman devletinin desteği ile devreye sokuldu. Ermeni soykırımının sonuçları ve deneyimlerinden Hitler ve Mussolini de fevkalade yaralandıkları söylenmekte. Sonra sıra diğer milliyetlere ve inançlara geldi. Daha öncesin de Süryani, Pontus Rumlar, Ezidi, Alevi, Kürt kırımları da mevcuttu. Yani durum baştan itibaren ifade ettiğimiz gibi Türk egemen ulus devlet projesinin planlaması doğrultusunda atılmış adımlardı.
Türk egemen güçlerin tüm kesimleri bu strateji üzerinde ortaklaştı; sonra” isyan” gerekçesi ile soykırım meşrulaştırıldı, Dersim tertelesinde (kırımın da) olduğu gibi.
24 Nisan 1915’de Ermeni katliamı tarihin en büyük soykırımıdır. Üzerinden 106 yıl geçmesine rağmen, katliam da kurtulan mağdurların ve tanıkların anılarıyla tarihsel hafızamızda tazeliğini korumaktadır.
Alman egemen sınıflar devletin desteğiyle dönemin İttihat ve Terakki tarafından Ermeni soykırımı yapıldı. Ermeni milliyetine mensup milyonlarca kişi sürgüne gönderildi. Mallarına, mülklerine, yaşam alanlarına el konuldu. Yol güzergâhında kadınlar, kız çocukları, beyliklere, toprak ağalarına köle olarak verildi. Yaşlılar, fiziksel olarak hasta olanlar, yolda yürüyemeyenler katledildi, yada topluca uçurumlarda atıldı, topladıkları yerlerde açlıkta ölüme mahkûm ettiler.
İttihat ve Terakkiciler; uluslaşma sürecinde olan Ermenileri tarihten silmek için soykırım gerçekleştirdi, Ermeni milliyetinin mal varlığına el koyarak, yeni Türk burjuvazisini yarattı. Türk tekelci komprador burjuvazinin zenginleşmesi, Ermenilerin dökülen kanları üzerinden olduğuna tarih tanıklık etti.
Türk egemen sınıfların devleti, Ermeni kimliğine sahip olanları halen düşman olarak görmekte, tarihte gelen kinini kusmaktadır. Dolaysıyla Ermenilere yaşam hakkını tanımamaktalar. Hrant Dink’in alçakça katledilmesi bu faşist zihniyetin sonucudur.
Osmanlı ve İttihat ve Terakkicilerin ezilenlere uyguladığı katliam, soykırım bugün Türk devleti tarafından devralınmıştır. Katliamı miras alan TC, Batı ve Güney Kürdistan’a askeri işgal düzenleyerek, Kürt ve diğer milliyetlere mensup yüzbinlerce kişi başka ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır.
Ermeni, Kürt, Alevi, Süryani, Ezidi, Pontus Rum ve diğer milliyetlerin ve inançların yaşadıkları acılar, kader olmadığı bilinmelidir . Ezilen yoksul emekçiler arasında birlik dayanışma ve mücadele ile ancak bu acılar zafere ile taçlanır.
Farklı zaman diliminde farklı ulus ve inançlara yapılan soykırımların hesabı sorulacaktır.
ADKH, ADHK, SYM olarak; Ermeni soykırımının 106. yılında Ermeni halkının acılarını paylaşıyoruz. Soykırımda katledilenleri, aynı dönem idam edilen Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve 19 yoldaşı, 12 Eylül faşist cuntasının idam ettiği Levon Ekmekçıyan‘ı, soykırım da katledilen sosyalist kadın mücadelesi veren Mari Beyleryan’ı, hunharca katledilen Hrant Dink‘i ve Komünist önder Kaypakkaya geleneğini temsil eden, Ermeni milliyetine sahip, Armenak Bakırçıyan (Orhan Bakır), Nubar Yalım, Manuel Demir, İmam Boztaş ve burada isimlerini sayamadığımız yoldaşları saygıyla anıyoruz.
Yaşasın Ulusların Kendi Kader Tayin Hakkı!
Kahrolsun Milli Baskı!
Yaşasın Halkların Eşitliği ve Kardeşliği!
Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu (ADHK)
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi (ADKH)
Sosyalist Gençlik Hareketi (SYM)