ADHK: Bu Geminin Kaptanı Kim?

0,,18120872_303,00ADHK (21-04-2015) Savaş ve kıyımlar sermaye dünyasının temel mantığında vardır Zira bu iki olgu  kapitalizmin temel beslenme kaynaklarıdırlar Savaşı sermayenin hizmetinde yürütmesi kaçınılmaz olarak diğer tüm olguları, yani insanı, doğayı ikincil duruma düşürmektedir. Bunun, onun genel kültürü olarak anlaşılması gerekir. Genel kültür ve yönelim bu yönden geliştiğine göre kapitalizimin insanlığa ve doğaya bahşettiği gerçeklik ölüm ve kıyımdan başkası değildir.

Hiç bir olayın sebepsiz gelişmesi mümkün değildir. Her bir olayın, gelişmesinin mutlaka belli sebepleri vardır. Bilimsel yaklaşım, doğanın gelişim yasası bunu her bir olay özgünlüğünde bizlere kanıtlamıştır. Meseleyi bu yaklaşımla ele aldığımızda insanın ve doğanın “kaderine“  hükmeden sermaye düzeninin insan ve doğanın geleceğine dair tasavvur ettiği savaş ve kıyımdan başaka bir şey değildir.

Dünyanın her bir coğrafyasında hayata geçirilen veya geçirilmeye çalışılan bu konsept siyasal-ekonomik ve askeri olarak bu dünya görüşünün hizmetinde yürütülmektedir. Emperyalis savaşlar, arkasında bıraktığı ölümlerin yanısıra insanı zorunlu olarak bir göçe de zorlamaktadır. Bu zorunluluk yaşamda kalma pahasına her türlü riski göze almak demektir. Yaşamanın adı direnmek,  mülteci  insan için ise direnmek, ölüme kolay kolay teslim olmamaktır. Ölüm ile yaşam arasındaki yolun adı “umut yolculuğu”dur mülteci için.  Umudu, kimi zaman aşılması güç bir dağ zirvesinde, kimi zaman deniz suyuna gömülür.  Son bir kaç yıl içinde onbinlerce insan “umut yolculuğunda” yaşamlarını yitirdiler. Mayınlı tarlalardan geçişlerde, dağ yollarında donmalar, denizde boğulmalar, sınır geçişlerinde vurulanlar.  Deniz yolculuğunda son bir hafta içinde 1000’e yakın insan yaşamını yitirdi. Direk savaşın içinde dahi, bazen bu denli bir ölüm bilançosu olmazken “umuda yolculuk” gerçek umudun yolunda mıdır sorusu önümüzde durmaktadır. Kapitalizmin kâr hırsının insanda ve doğada yarattığı sonuçlara karşı ne pahasına olursa olsun karşı konuş örgütlendirilmelidir.

Emekçiler

Geminin dümeninde kimin olduğunu görmek ve bilmek durumundayız. İşte asıl bu geminin batması hakken maalesef her gün çocuk-genç-yaşlı onlarca insan yine kapitalizmin kâr hırsından beslenen ölüm şebekelerinin eliyle yollarda katledilmektedirler. Durum öylesine olağanlaştı ki neredeyse kanıksanır olundu. Buna mutlaka dur demeli ve karşı koyuşu örgütlemeliyiz.  Mücadelemizin en güçlü duruşunu geminin dümeninde oturan ve yönlendiren egemen sermaye sistemine yönlendirmeliyiz, zira tüm bu olanların müsebbibi bu sistemin kendisidir.

Kahrolsun Kapitalist-Emperyalist sistem!

Mülteci katliamlarına son!

Yaşasın Halkların Kardeşliği  

Yeni sınırsız bir dünya için mücadeleye!

20 Nisan’15

AVRUPA DEMOKRATİK HAKLAR KONFEDERASYONU (ADHK)