24 Nisan 1915’te, Osmanlı İttihat ve Terakki yönetimi altında başlatılan soykırım’da, Ermeni, Asuri – Süryani – Keldani, Pontus, Ezidi ve Rum halkları vahşice katledildi.
Osmanlı’nın soykırım politikası, geçtiğimiz yüzyılın başında olduğu gibi, bugün de hala halklara reva görülen siyaset anlayışı olarak devam ediyor.
Osmanlı, Kadınlar Üzerinden Bir Halkın Tarihinin Köklerine Saldırmıştı!
Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermenilere uyguladığı soykırım politikası, savaşabilecek yaşta ve güçteki erkeklerin yok edilmesiyle başlamış ve halkın kalan kısmının Suriye çöllerine sürülmesiyle devam etmiştir. Kervanlarda yaşlıların, kadınların, çocukların olduğu ve Tehcir adı verilen bu hareket, bir süre sonra “ölüm yolculuklarına” dönüştü. Yollarda yaşlılar ve çocuklar başta olmak üzere açlık, susuzluk, yorgunluk ve hastalıktan birçok insan yaşamını yitirdi. Sayısız Ermeni kadın, Osmanlı askerleri ve Kürt çeteleri tarafından kaçırılıp alıkonuluyor, direnenler ise öldürülüyordu. Yüzlerce kadın, asker veya çetelerin eline düşmektense çocuklarıyla birlikte intiharı tercih ettiler.
Kaçırılan ve müslümanlaştırılan kadınlar, yıllarca ailelerinden uzak tutulup, zorla kimlikleri unutturularak ana dillerini konuşamaz hala getirildiler. Bir kısmı haremlere verilerek cariye yapıldı, bir kısmı sex köleleri olarak satıldılar. Kadınlara hem yakınlarının, hem de kendi hayatlarının karşılığında, İslamiyeti zorla kabul ettirdiler. Müslümanlaştırılan kadınlar daha sonra zorla müslüman Türk, Kürt ve Arap erkekleri ile evlendirilip isimleri ve kimlik belgeleri değiştirildi. Dünyaya gelen çocuklarına Türk, Kürt ve Arap isimleri verilirken, kadınlar ise kendilerine işkence ve tecavüz edenlerin kanına sahip çocukları dünyaya getirdikleri için, hem yaşamları boyunca utanç hissettiler, hem de kendi halkı tarafından soyutlandılar.
Kadınlar bu vahşeti ve uzun döneme yayılan acılarını yüzyıl boyunca sessizce içlerine gömdüler.
1915 Soykırımı sadece 1,5 milyon Ermeni, Süryani, Keldani, Ezidi ve Rum halkının katledilmesi değildir. Soykırım sırasında tecavüzler, rutin bir saldırı olarak kadın bedeni üzerinden, bir toplumun dilinin, tarihinin, kültürünün izlerinin dahi tamamen yok edilmeye çalışılması, tüm ekonomik ve kültürel varlıklarının Osmanlı tarafından yağmalanmasıdır.
Dolayısıyla TC devleti hala bu soykırım ile yüzleşmediği için, yara kanamaya devam ediyor.
Biz Avrupa Kadın Dayanışması olarak;
Bu soykırımda Ermeni, Asuri – Süryani – Keldani, Nasturi, Pontus ve Anadolu Rum, Ezidi ve halklarına yönelik soykırımın başlatıldığı 24 Nisan 1915’in 107. Yılında soykırım uygulayan Osmanlı/ İttihat Terakki, Cumhuriyet kadrolarını ve işbirlikçilerin lanetliyor, TC Devleti’ni soykırımları kabul etmeye, halklarımızı soykırım gerçekliğiyle yüzleşmeye davet ediyoruz.
Ayrıca bu soykırımda, kadınlara yaşatılan acıları unutmayacağız!
Unutturmayacağız! Adalet arayışımızı sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz
Avrupa Kadın Dayanışması – AKD