İṣҫi sınıfı ve emekҫi halklar iҫin getirisinden ҫok götürüleri olan Avrupa Parlamentosu’nun 5 yılda bir yapılan seҫimleri, bu yılın 22 Mayıs ile 26 Mayıs tarihleri arasında gerҫekleṣti
ADHK (06-06-2019) Avrupa Birliḡi’nin Bütҫesini onaylama, bazı AB yasalarının netleṣmesinde onay sahibi olma, AB’nin yürütme organları olan AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu’nu kontrol etme, Avrupa Komisyonu’nu seҫme ve görevden alma yetkisine sahip olan bu parlamenterlerin düzenli olarak parlamento toplantılarına katıldıḡını söylemek zor. Parlamento toplantılarına katılmayan parlamenterlerin önemli bir kesimi; genellikle iҫeriḡine hakim olmadıkları gruplarının kararlarını onaylarlar. Ama bunlar buraya seҫiliyor ve Avrupa’da demokrasinin egemen olduḡunun yalanını perdelemeye ҫalıṣıyor. Ҫok küҫük bir azınlıḡın, insan hakları ihlalleri, silahlanma karṣıtı konuṣma ve önergeleri genel durumu deḡiṣtirmiyor.
Yeni dönemde, AP, Avrupa halklarının AB’ne olan inanҫlarının tazelenmesini saḡlamak iҫin ciddi ҫaba iҫine girecektir. 2008 yılında Avrupa’da baṣlayan ekonomik kriz nedeniyle baṣta Güney Avrupa ülkeleri olmak üzere; sokak, AB’ne küskün. Sınıf farklılıklarının ve yoksullaṣmanın önüne ҫıkarılan Göҫmen sorunu, hala önemli bir sorun olarak duruyor. AB’nin ABD ile serbest ticaret müzakereleri de, önümüzdeki aylarda AP icinde önemli tartıṣmalardan biri olacaktır.
„Ukrayna Krizi“ nedeniyle Rusya ile iliṣkilerdeki gerginlik, yine aynı nedenle Rusya’ya olan enerji baḡımlılıḡının azaltılması yönündeki ortak görüṣ doḡrultusunda AB’nde „ortak enerji politikası“ oluṣturma ҫabaları da dönemin önemli sorunları arasında yeralacak ve Parlamentonun baṣlıҫa gündemleri olacak.
Görüldüḡü gibi; ıṣҫi ve emekҫilerin ekonomik ve sosyal sorunlarına iliṣkin bir düzenleme gündemlerinde gözükmüyor. Kuṣkusuz eḡer Avrupa halklarının bir sokak fırtınası esip kendisini gündeme oturtmazsa.
Bu yıl yapılan AP(Avrupa Parlamentosu) seҫimlerine katılım oranında 2014 yılındaki katılıma nazaran artıṣ olduḡu görüldü. 2014 yılında katılım %42,6 oranında iken; bu yıl % 51’e yükseldi. Ve yükselen bu oranda, genҫliḡin önemli rol oynadıḡı görülmektedir. Genҫler, son dönemlerde Avrupa ve dünyadaki geliṣmelerden duydukları rahatsızlıklarını ve memnuniyetsizliklerini sokaklara ҫıkarak göstermektedirler. Bir süre önce Avrupa Parlamentosunda kabul edilen Internet üzerinden yayınlanan sanat eserlerinin telif haklarını koruma yasası ve kapitalist devletler tarafından izlenen iklim politikalarına karṣı yapılan gösterilerde yüzbinlerce genҫ yeralmıṣtır. AP seҫimlerinin yapılacaḡı haftada iklim politikasını protesto gösterileri, seҫimleri etkileme ve parlamentoya seҫilenlerin bu talebi dikkate almaları gerektiḡini anlatmak iҫindi. Yani gelecekleri ile ilgili kararların alınmasını saḡlama yönlü sokaḡın gücünü gösterdiler.
Genҫlerin düzenden memnuniyetsizliklerini, „aṣırı saḡ“ denilen ırkҫı faṣist partiler ve politikacılar, seҫim propagandasında iyi kullandı ve geҫmiṣ yıllara nazaran ciddi baṣarılı sonuҫlar elde ettiler. „Merkez Partileri“ diye adlandırılan „Merkez Saḡ“ ve „Merkez Sol“ partiler bu seҫimde ciddi yenilgiler aldılar. Yeṣiller ise; öncelikli olarak dünyanın ekolojik dengesindeki bozulmaların eleṣtirisine dayanan politikası ile genҫleri etkiledi ve önemli oranda oylarını alarak seҫimden zaferle ҫıktı.
Özellikle Fransa ve Italya’da ırkҫı-faṣist partilerin diḡer partilere ciddi bir fark atması ve ardından Italya Iҫiṣleri Bakanı Matteo Salvini, partisinin aldıḡı %34 oy oranından cesaret alarak, Avrupa’daki nasyonalist partileri birleṣtireceḡini duyurması, demokratik kamuoyunda kaygılara yolaҫtı. Italya ve Fransa’nın yaṣadıḡı ekonomik ve siyasi krizden kimlerin daha iyi yararlandıḡı da bu vesileyle anlaṣılmaktadır.
Almanya’da, gerek AP seҫimleri ve gerekse de Yerel Yönetimler seҫimlerinde CDU (Hristiyan Demokrat Parti) ve SPD (Sosyal Demokrat Parti)‘nin ciddi oy kaybetmesi, özellikle genҫlerin bu iki partiden uzaklaṣıp Yeṣillere oy vermeleri, partilerde ciddi iҫ tartıṣmalara ve istifalara yolaҫtıḡı gibi; Koalisyon Hükümeti krizine de yolaҫabilir. Önümüzdeki dönemde , ne yapacaḡını bilmeyen, kenardan seyreden kitlenin kimler tarafından kazanılacaḡı oldukҫa önemlidir.
AP seҫimlerinin emekҫiler aҫısından bir getirisinin olmadıḡını söylemekle birlikte; seҫimlerde kısmen de olsa kitlelerin nabzının anlaṣılmasında önemli veriler yaratmıṣtır. Kapitalsit sistem, insanların „ellerindekini kaybetmeme“, „bütün olumsuzluklara raḡmen mevcut yaṣamını sürdürebilme“ tercihleriyle karṣı karṣıya bırakmıṣ ve sınıf ҫeliṣkilerini düṣünemez duruma sokmuṣtur.
Kapitalist sisteme alternatif olarak örgütlenen devrimci- demokratik parti ve gruplar cuzi anlamda milletvekili ҫıkarmıṣ olsalar da, genel olarak oy potansiyelinde gerileme yaṣamıṣlardır. „Sosyalist“, „anti-kapitalist“ grupların oluṣturduḡu seҫim ittifakı baṣarılı bir sonuҫ alamadı.
Avrupa’da yaṣayan Türkiye ve Kuzey Kürdistan kökenli devrimci demokratik kurum ve partilerin AP seҫimleri konusunda esas olarak sesizliklerini koruduklarını söylemek yerinde olacaktır. Ama bu kurumlar, sözkonusu ṣekillenmeden kendilerini soyutlayamazlar. Durumun tesbit edilmesi ve gerekli politikaların geliṣtirilmesi bu kurumların görevidir. Kitlelerin yöneliminin nereye kaydıḡı, gelecek aҫısından ne ifade ettiḡini dert etmelidirler.
Almanya’da gerҫekleṣen yerel yönetimler seҫimlerine ırkҫı faṣist partilerin nasıl yüklendiḡini görmek ve gelecek tehlikelerin neler olabileceḡini öngörmek gerekmektedir. Yeṣillerin kazanmasının da devrimciler ve sosyalistler aҫısından hangi ҫaḡrıṣımı yaptıḡını, mevcut durumu irdeleyerek anlamalıyız. Kapitalist sistemin daha fazla kär amacıyla dünyada yarattıḡı yıkımı, sınıf ҫeliṣkilerinden soyutlayarak ҫevrenin korunması yönünde kısmi iyileṣtirmelerin yapılması hedefiyle kitleleri yönlendirmesi, sonuҫ itibariyle kapitalist sistemin egemenlerini pek fazla korkutmamaktadır. Genҫliḡin gelecekleriyle ilgili kaygılarını, sınıf ҫeliṣkileriyle iliṣkilendirmeden iklim koṣullarındaki iyileṣtirmelerdeki düzenlemelerle saḡlayacaḡı umudunu yaratması, sosyalistler aҫısından ciddi bir handikap oluṣturacaktır. Ki, sosyalistlerin sistemden umudunu kesmiṣ kitleleri organize etme, mücadeleye sürükleme gücü ne yazıkki yok. Geliṣmeler karṣısında sessiz kalmak iṣi daha da aḡırlaṣtırmaktadır. Her sosyalist kurum ve partinin payına düṣeni alıp, ileriye adım atacak bir sorgulamada bulunmasının zorunluluḡu aҫıktır.
Bu nedenlerle; „ister seҫimlerde yeralın, isterse almayın ama durumu tesbit etmeyi ve uygun ҫözümlemelerde bulunmayı, bir duruṣ göstermeyi, mücadele araҫ ve biҫimlerini geliṣtirmeyi ihmal etmeyin“. Bunu, bize pratik yaṣam söylüyor.
Her ulustan iṣҫi ve emekҫilerin birlikte mücadelesi kazandıracaktır!
Kapitalist sistem alternatifsiz deḡildir, Alternatif Sosyalizmdir!