Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), “Açlığa, yoksulluğa, bu düzene mecbur değiliz. Birleşirsek kazanırız” şiarıyla Kadıköy’de açıklama yaptı

Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), “Açlığa, yoksulluğa, bu düzene mecbur değiliz. Birleşirsek kazanırız” şiarıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda yoğun polis ablukası altında açıklama yaptı

Eylemde yapılan açıklamada, BMG’nin, işçi sınıfı ve emekçilerin, Alevilerin, Kürtlerin, kadınların ve gençlerin, ötekileştirilen ve nefret cinayetlerine maruz kalan tüm kesimlerin kısacası tüm ezilenlerin AKP-MHP faşizminde ifadesini bulan sömürü sistemine yönelik tepki ve öfkelerinden ilham aldığı vurgusu yapıldıktan sonra,  BMG’nin ,AKP-MHP faşizminin tüm ezilenlere, işsizlik yoksulluk ve sefaletten başka bir şey getirmeyen politikalarına karşı emekçi kitlelerin yükselen öfkesinin bir izdüşümü olarak ortaya çıktığı söylendi.

Eylemde DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ve HDP Milletvekili Musa Piroğlu’da katılım sağlayarak birer konuşma yaptı. Açıklamaya destek veren KÖZ’de yaptığı konuşmada birleşik mücadelenin önemine dikkat çekti

Yapılan açıklamanın tam metni şu şekilde :

Açlığa, Yoksulluğa, Bu Düzene Mahkum Değiliz; Birleşirsek Kazanırız!

“Birleşik Mücadele Güçleri, umutlarımızın, düşlerimizin, dahası kanlarımızın birbirine karıştığı bir kardeşlik zemininde mayalandı. Bu zemin aslında onlarca yıllık devrimci mirasın da ifadesiydi. Kendisini, Kürdistan özgürlük mücadelesinin yarattığı devasa birikimle, Türkiye devrimci hareketinin birikiminin sentezlenmesi, birleşik devrim fikrinin güncel bir gerçeğe dönüşmesinin iradesi olarak gördü.

Bunu yükselen toplumsal hareketle buluşan, o hareketi birleşik bir gövdede toplayarak devrimci bir odak yaratmak şeklinde tanımladı. Bu iddiaya, devrimci öznelerin sadece bir araya geldiği değil, asıl olarak o öznelerin birleşik hareketiyle ortaya çıkacak devrimci sinerjinin, mevcut toplumsal hareketin tek bir kanalda toplanmasının manivelasına dönüşmesi şeklinde bir anlam biçti.

Ufkunu devrimci halk iktidarı olarak tanımlayan, sistem içi her türlü çözüm arayışının karşısında devrimci olanı büyütmeyi esas alan BMG, emperyalist-kapitalist sistemin ağır bir krizle debelendiği, kitlelerin onlarca yıllık durgunluğun zincirlerini kırdığı bir atmosferde, bu iddialarıyla bile devrimci olanı temsil etti.

BMG, işçi sınıfı ve emekçilerin, Alevilerin, Kürtlerin, kadınların ve gençlerin, ötekileştirilen ve nefret cinayetlerine maruz kalan tüm kesimlerin kısacası tüm ezilenlerin AKP-MHP faşizminde ifadesini bulan sömürü sistemine yönelik tepki ve öfkelerinden ilham aldı.

BMG, AKP-MHP faşizminin tüm ezilenlere, işsizlik yoksulluk ve sefaletten başka bir şey getirmeyen politikalarına karşı emekçi kitlelerin yükselen öfkesinin bir izdüşümü olarak ortaya çıktı.

BMG, dövizde yaşanan dalgalanma ve TL’nin her gün daha fazla değer kaybettiği, elektrikten doğalgaza her kalemde zamların çığ gibi büyüdüğü koşullarda mücadelesini bugüne getirdi.

Sefalet ücretine, yoksulluğa karşı işçi sınıfının, Çimsataş’ta, Rifis makinede, Farsplas’ta; Trendyyol’da, Hepsi Jette ve Yemek sepetinde dalga dalga yayılan direnişlerinin, bizi açlığa mahkum eden bu düzene karşı birleşik bir mücadele temelinde bir araya gelmesi acil bir ihtiyaçtır!

Bugün, geniş emekçi kitlelere, AKP-MHP iktidarının giderek derinleşen ekonomik ve siyasi krizinin faturası ödetilmek isteniyor.

İktidar, sermayenin çıkarlarını yaşama geçirdikçe elektrik ve doğalgaz faturaları, ev kiralarına yaklaştı. Halkın alım gücü kar gibi eridi. Buna paralel iktidar, Kürt halkına yönelik ırkçı şoven politikaları bir bir yaşama geçirdi, geçiriyor.

Dışarıda dipten giderek yüzeye vuran kitle hareketine gözdağı vermek adına hapishanelere doldurduğu siyasi tutsakların en temel insani taleplerini yok sayıyor, görmezden geliyor. Hasta tutsakların tedavisi engelleniyor, hapishaneler bir ölüm evine çevriliyor.

İktidarın zindanlara yönelik her türlü tasarrufunun esas olarakta dışarıda insanca bir yaşam için mücadele eden geniş emekçi kitlelere yönelik bir gözdağı olduğu açıktır.

Birleşirsek Kazanırız!

Bu iddia temelinde çeşitli kampanyalar yürüten BMG, son olarak da Ağustos ayının ikinci haftasından başlayarak “Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, savaşa, faşizme karı Birleşirsek Kazanırız” başlıklı bir kampanyanın startını verdi. Bu kampanyanın hedefi BMG’yi işçi ve emekçilere anlatmak, birleşik mücadelenin zorunluluğuna işaret etmek ve öncülük iddiasının niteliksel farklılıklarını dile getirmekti. Bu aynı zamanda BMG fikrini örgütlü bir gerçeğe dönüştürmeyi, BMG’de bir araya gelen güçlerin enerjisinin devrim iddiasını büyütecek bir manivela haline getirmekte bir adım daha ileri gitmeyi de içeriyordu.

Bu kapsamda birçok farklılığımıza rağmen bu fikri yaşatma, hata ve eksikliklerimizden ders çıkarma ısrarını bir kenara bırakmama, devrimci eleştiri ve özeleştiri silahından vazgeçmeme tutumumuzla yoldaşlaşmanın temel çizgilerini inşa etme çabasının içinde olduk!

Kendisini sokak ve sistemin çizdiği sınırların dışında bir mücadele anlayışıyla tarifleyen BMG bugün bir yılını geride bırakmış bulunuyor. Bu açıdan da aslında daha yolun başındadır.

Bu bir yılda siyasal mücadelenin çetin alanlarında kol kola olduk. Newroz’da iki halkın kardeşlik köprüsünün nasıl bir samimiyetle kurulabileceğini göstermeye çalıştık, 1 Mayıs’ta yasakları, çizilen sınırları reddederek bildiğimiz yolda ilerledik, işçi sınıfı ve emekçilerle sadece ekonomik talepleriyle değil, siyasal talepleriyle de birleşen bir dille ilişkilendik, sistemin düşman ilan ettiği tüm mazlumlar ve ezilenlerle aynı safta durmaya özen gösterdik.

HDP’ye, Kürt halkına yönelik saldırılara gücümüz oranında barikat olduk; açlık ve sefalete karşı ezilenlerin gelişen direnişinin yanı başında durduk, onlarla omuz omuza verdik.

Göçmenlere, mültecilere yönelik her türlü düşmanlığın karşısında durduk! Hapishanelerde yaşanan hak gasplarına karşı sesimizi yükselttik. Deniz Poyraz’ın Konya Meramda Kürt olduğu için bir ailenin saldırıya uğramasına ve katliama maruz kalmasına karşı tepkimizi sokakta ortaya koyduk.

BMG olarak, geride kalan bir yıllık süre içinde, tüm ezilen emekçi kitlelere ortak sorunları etrafında bir araya gelme, mücadeleyi dayanışma temelinde büyütme çağrısı yaptı.

Biliyoruz ki, işçi ve emekçiler sömürü ve zulüm düzenine karşı insanca bir yaşamı ancak Birleşirsek Kazanabilir.

Şovenizm ve ırkçılığa karşı halkların eşitliğini ancak Birleşirsek Kazanabiliriz.

Kadın cinayetlerine, transfobi ve homofobiye karşı özgür bir yaşamı Birleşirsek Kazanabiliriz!

Geleceği elinden çalınmak istenen gençlik, doğası yok edilen ve üretemez hale getirilen köylüler ancak Birleşirsek Kazanabilir.

Yoksulluk ve sömürüye karşı özgür bir geleceği Birleşirsek Kazanabiliriz!

Halkın gerçek iktidarını ancak ve ancak Birleşirsek Kazanabiliriz!”