Demokratik Güç Birliği’nden Bielefeld’de toplantı

BIELEFELD (4 Mart 2013) Demokratik Güç Birliği Almanya’nın Bielefeld kentinde bir panel düzenlendi. Panel, Demokratik Güç Birliği ve Bielefeld Halk Meclisi’nin ortak çalışmasıyla gerçekleştirildi. Güç birliğinin amacına ilişkin düzenlenen panelin moderatörlüğünü Haci Osman yaptı.

Haci Osman ve Dr. Angelika Claussen Atom Santrallerine Karşı Hekim Derneği adına konuşma yaptı. İki oturum şeklinde düzenlenen panel bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Panelin ilk konuşmasını Dersimliler İnisiyatifi adına Nevzat Şahin yaptı. Ortak mücadele ruhu ile hareket etmenin önemine dikkat çeken Şahin, “Birlikler bir ihtiyaçtır insani değerlerdir. Toplumsal mücadelede emeğin bilincinden kopartılarak bizleri asimile etmek istiyen egemen güçlere güç birliği diyoruz” dedi. Demokratik Güç Birliği’ne kurum ve kuruluşları bir çatı altında toplayıp seslerini yükseltme çağrısı yapan Şahin şöyle devam etti: “Yoksa şimdiki gibi gazeteler kapatılacak, gazeteciler göz altına alınacak ve tutuklanacaktır. Bu amaçla eylem birliği diyor omuz omuza verip mücadelemizi yükseltmeliyiz gün halk düşmanlığına karşı birleşme günüdür yarın geç olabilir.”

Almanya Asuri Federasyonu Başkanı Şebo Akgül de, Asurilerin tarih boyunca katliamlara maruz kaldığını belirtti. Dinsel haklarının gasp edildiğini, soykırımlar yaşadığını da vurgulayan Akgül, “Türkiye de yaklaşık 20 bin gibi bir azınlık olmamıza rağmen sürekli baskılara maruz kalmış bir halkız. Türkiyenin tek dil, tek din, tek millet politikasına karşı durmak için bu oluşan yeni oluşum güç birliğin de yer alarak tarihte elimizden alınan haklarımıza sahip olmak istiyoruz” dedi. Tek dil değil, çok dil, tek din değil, çok din, tek millet değil, çok millet istediklerini de sözlerine ekledi. Akgül, ezilenlerin sesine sahip çıkmak için Demokratik Güç Birliği’nde yerlerini almak zorunda olduklarını da sözlerine ekledi.

Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) Başkanı Yüksel Koç da, Kürtlerin sisteme karşı olduğundan dolayı ötekileştirme politikalarına maruz kaldığını söyledi. Tarihte Kürt birliği olmamasından dolayı Kürdistan’ın dört parçaya bölündüğünü belirtti. Böl yönet politikasının Kürtler üzerinde tarih boyunca uygulandığını da kaydeden Koç, “Sosyalistler, demokratlar ve aydınlar ne kadar Roboski’ye sahip çıktılar. Kürtler Sivas, Maraş, Çorum’u içinde yaşattılar. Hrant Dink katledilince bizler ne kadar sahiplendik” diye devam etti.

Kürtlerin devletin ötekileştirme politikasına karşı direndiğini de vurgulayan Koç, şunları söyledi: “Bizim tabii ki farklılıklarımız olacak. Demokratik Güç Birliği ile sesimize ses katıp, güçlerimizi birleştirip, sistem ve egemen güçlere karşı çözüm gücü olacağız. Erdoğan bu oluşumdan rahatsız oluyor ve Almanya’da yasakalama, tutuklamalarda isim düzeyinde şikayetler sunuyor. Bu oluşumun bozulması için her yola başvuruyorlar. Kürtler ve Alevilerin bir araya gelmemesi için Erdoğan kendi Alevisini yaratmaya çalışıyor. Biz Kürtler tarih boyunca her zaman mücadele verdik bu amaçla çok bedeller ödedik, bizler egemen güçlere diz çökmedik, çökmeyeceğiz.”

Devrimci Sosyalist çevreden Kazım Cihan ise konuşmasına “Bizlerde devrimci ruh var” diyerek başladı. Halkların gericiliğe karşı stratejik olarak birleşik görev içinde ileriye taşınması gerektiğini de söyleyen Cihan, “Devrimi halk yapar, birlik halkımız için son derece gereklidir” dedi.

AKP’nin inanın inancına hakaret ettiğini, cemevlerine ‘cümbüş’ dediğini, ‘açılım yaptık’ dediklerini ve Alevilere camiyi gösterdiklerini de belirten Cihan, “Kürtlere ise başka bir ülkeye git diyorlar, Kürtler o topraklarda yıllarca yaşamış köklü bir halktır diyerek devam etti. Devletin kendi Alevisini yaratmak istediğini de belirtti.

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Mat ise, Alevilerin kendi adlarına örgütlenme süreci yaşadığını söyledi. Alevilerin Almanya’da ilk kez kendi örgütlülüklerini yarattıklarını kaydeden Mat, “Almanya’da inancını resmen kabul ettirdi, bir araya gelerek güç birliği oluşturduk. Almanya’da başarsak da Anadolu’da zorunlu din derslerine karşı mücadele veriliyor. Bizim için insan kutsaldır, kişinin dil ve dini baskı altındaysa buna sesiz kalmamalıyız diğer azınlıklara dillerin ve dinlerin özgürleşmesi için hareket etmeliyiz. Türkiye’de AKP devleti vardır, AKP karşısında mücadele eden kurum ve kuruluşlar birleşik cephe etrafında kaybettiklerini tekrar yakalamalıdır” dedi.

Aleviler, Kürtler ve sosyalistlerin egemen sınıfa karşı birleşik cephe etrafında bütünleşmesi ve güç olması gerektiğine de dikkat çekti. Alevilerin diğer kurumlara desteğini sunmasının önemili olduğunu da vurgulayan Mat ”Bizler AABF olarak cesaretli adımlar atmaya hazırız, biz Aleviler ser verdik sır vermedik her türlü hakaret ve baskılara karşı direneceğiz. Kuvvetlerimizi bir araya toplayıp egemenlere dur demeli, insani haklarımızı elde edinceye kadar mücadele ruhu ile bu birleşimin içinde yer alıyoruz “ dedi.

Dr. Angelika Claussen ise Hameln’deki Grohn Atom Santrali’nin en eski ve en çok hatanın yapıldığı santral olduğunu söyledi. Bir kaza olması durumunda 170 kilometrelik bir alana radyasyon sızıntısı olacağını belirtti. Claussen, bu santralin kapatılması için insan zinciri eylemi yapılacağını söyledi.

ANF