Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde 1980’li yıllarda Müslüm Elma’yla birlikte çeşitli işkence süreçlerinden geçen siyasetçiler Münih’te 2015’ten bu yana tutuklu olarak yargılanan Müslüm Elma’ya özgürlük istedi
HABER MERKEZİ (29-11-2019) Aralarında Hatip Dicle, Recep Maraşlı, Mehdi Zana gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda siyasetçi Diyarbakır Askeri Cezaevi’nden tanıdıkları Elma için kamuoyuna açık mektup yayınladı. “Sizlere Müslüm Elma gibi Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunmuş kişiler olarak yazıyoruz. Bizler Müslüm Elma’yı askeri cezaevinde tanıdık” diyen siyasetçiler, 4 yılı aşkın süredir tutuklu yargılanan Elma’nın serbest bırakılmasını isteyerek, “Bu haksızlığa son verilmeli ve Müslüm Elma derhal serbest bırakılmalıdır” çağrısında bulundu.
Müslüm Elma ve arkadaşlarının ‘terörist’ muamelesi görmesinin Türkiye’deki AKP-MHP faşist koalisyonunun talebi olduğunun açık olduğu vurgulanan mektupta, “Müslüm Elma gibi, Diyarbakır Askeri Cezaevi’nden sağ kurtulmuş birinin Türkiye’nin isteği üzerine tutuklanmasının büyük bir skandal olduğunu düşünüyoruz. Böylelikle ona işkence eden, ona kötü muamelede bulunan devletin isteği yerine getirilmektedir” denildi.
26 yılı cezaevinde geçti
Elma’nın 22 yıllık tutsaklık ardından Almanya’da da tekrar rehin alınmasının kabul edilemez olduğunun altı çizilen mektupta şu ifadeler yer aldı: “Müslüm Elma’yı tanıyoruz. Onun akıl almaz işkencelere direnmiş bir insan olduğuna, askeri cezaevinin koşullarında insanlığını korumuş olduğuna tanıklık edebiliriz. Şüphesiz biliyor olsanız da size şunu hatırlatmak isteriz: Müslüm Elma 12 Eylül 1980 tarihinde askeri cuntanın iktidarı zorla ele geçirmesinin kısa süre ardından tutuklandı. Cuntacılar, öldürülmesine gerekçe bulmak için onu altı ay boyunca işkence sorgusu altında tuttular ve sonunda işkencenin ağırlaştırılarak sürdürüldüğü Diyarbakır E-Tipi Askeri cezaevine koydular. Bu cezaevinde, dört koğuş arkadaşının kendisini yakmasına tanık oldu. Bu onlara kalan tek direniş şekliydi. Aylarca veremlilerle aynı hücrelerde yaşamak zorunda bırakıldı. Ölüm orucu yapmak zorunda kaldı. Bunun sonucunda sağlığını yitirmesi üzerine 1992’de tahliye oldu.
1993 yılında İnsan Hakları Vakfı’nın desteğiyle tedaviye başladı. Serbest bırakıldığı bu dönem aynı zamanda Kürtlerin, sosyalistlerin ve demokrat insanların kaçırılıp kaybedildiği, binlerce köyün boşaltıldığı, milyonlarca insanın göçe zorlandığı, çok sayıda aydın ve yazarın suikastlara kurban gittiği ve binlerce insanın katledildiği dönemdi. Müslüm Elmayı’da Kasım 1993’te İstanbul Kadıköy’de bir kafeteryada arkadaşlarıyla otururken yeniden gözaltına aldılar. Kafeteryada dostlarla oturmak, dönemin Tansu Çiller-Mehmet Ağar hukuku gereği ‘örgüt buluşması’ sayılmıştı ve 18 yıl ceza verdiler. Müslüm Elma, 1996 ve 2000 yıllarındaki cezaevi katliamlarında ordaydı ve bu vahşetleri de yaşamak zorunda kaldı. Ölüm orucundan kaynaklanan ‘Wernicke Korsakoff sendromu’ tanısıyla Nisan 2002’de şartlı olarak tahliye edildi. Fakat sürekli taciz ve tehdit altındaydı, yalnızca kendisi değil, yakınları, komşuları ve dostları da… Artık Türkiye’de yaşayabilmesi zordu. Türkiye’yi terketmek zorunda kaldı ve Almanya’ya iltica talebinde bulundu. Alman makamları ‘politik mülteci’ statüsüyle talebini kabul etti. Almanya’da, uzun süre kötü cezaevi koşullarında yaşamaktan dolayı yakalandığı hastalıklardan dolayı tedavi gördü.”
Siz de hayatından çalmayın
Müslüm Elma’nın cezaevinde tutulmaya devam edilmesinin sadece insan hakları açısından bakıldığında bile kabul edilemez olduğunu belirten siyasetçiler, “Türk devleti ona işkence etmekle kalmamıştır. Askeri savcı ve hakimler de skandal davalarda onun yaşamından çok fazla yılı alıp götürmüşlerdir. Hayatta kalmış olması bir mucize. Bu kadar yıl boyunca haksız bir şekilde tutuklu olan bir insanın şimdi yeniden ve bu denli uzun bir süre cezaevinde tutulması insani değildir” dedi. Mektuba imza atan isimler şunlar: H.Hayri Aslan, Recep Maraşlı, Nuran Maraşlı, Kazım Akkuş, Paşa Uzun, Hatip Dicle, M.Emin Tüysüz, Mehdi Zana, Metin Cansız, Metin Aslan, Fuat Kav, Kemal Aktaş, Mustafa Sarıkaya, Kamber Akbalık, Zeynep H. Kıllı, Fuat Çavgun, Ayhan Toprak, Haydar Yücel, Cemal Miran, Hüseyin Yeşildağ, Ruşen Aslan.