Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), Okmeydanı’nda polis tarafından katledilen Uğur Kurt için bir açıklama yayınladı Bu açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz
HABER MERKEZİ (23-05-2014)- Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) Okmeydanı’nda polisin açtığı ateş sonucu katledilen Uğur Kurt’un hayatını kaybetmesinin ardından yaptığı açıklamada, faşist diktatörlüğe karşı alanlarda mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı. Bu açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz.
“Gerici iktidarın faşist mühendisleri toplumu ölümle, işkenceyle sınayıp itaatkarlığa zorlarken her geçen gün kara toprak daha fazla ezilenlerin kanıyla kabarmaktadır
Polis kan içmeye doymuyor. Okmeydanı’nda Berkin Elvan ve Soma Katliamı’nı unutturmamak için düzenlenen eyleme saldıran polis, silaha sarılarak halkın üzerine ateş açtı. Bu sırada Okmeydanı Cemevi’nde bir cenaze törenine katılan Uğur Kurt başından vuruldu. Polisin vurduğu Uğur Kurt, kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
Polis gerici iktidara karşı düzenlenen her eyleme öldürme yetkisiyle saldırıyor
Hâkim sınıfların aşırı kar, talan ve sömürmeye dayalı iktidarı sorunsuz bir şekilde devam ettirme isteği, yaşadığı ekonomik ve siyasi darboğazlarla birleşince, milyonların üzerinde uyguladığı baskı ve şiddeti daha da artırmasına gerekçe oldu.
Haziran (Gezi) Ayaklanması’yla birlikte toplumsal muhalefet güçlerinin yaptığı protesto içerikli kültürel, politik aktivite polis şiddetiyle bastırılırken, şiddetin dozajı ise artık ölümle ölçülüyor.
Bu kirli iktidarın sözcüsü ve sürecin simgesi haline gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çıktığı her kürsüden, olası her toplumsal gelişmeyi ağzına alıp karalaması, gerici iktidarın yarattığı talanı, yolsuzluğu, katliamları teşhir eden her bir toplumsal refleksi, milli iradeye ve ülkedeki istikrara yönelik saldırı veya savaş olarak nitelemesi beraberinde sokakların kana bulamasına dönüşüyor.
Hakkını arayan işçiler, köylüler, gençler, kadınlar, avukatlar sokakta, evde, işyerlerinde katlediliyor, kör ediliyor ve işkenceden geçiriliyor.
Öyle ki sokakta iktidara karşı kıpırdayan her bir canlının, polis işkencesiyle karşılaşmaması imkansız hale gelmiş durumdadır.
Toplumsal duyarlılığın yüksek olduğu iller, mahalleler, semtler her gün polis ablukası ve tehditleri altında günlerini geçiriyor.
Ölümle işkenceyle sınanıyoruz; dün de kabul ettik bugün de kabul ediyoruz
Ülkemizin siyasi tarihi toplumsal muhalefetin kanla bastırıldığı, katliamdan geçirildiği, yargısız infazlarla ve işkencelerle sınandığı bir geçmişe sahiptir. En doğal insani hakların savunulması ve kazanılmasını sağlayan irade, binlerce devrimcinin, aydının, işçinin, köylünün, kadının ve öğrencinin içerisinde yer aldığı halk evlatlarının işkenceden geçirilmesi ve katledilmesiyle oluşmuştur.
Bugün de iyice ayyuka çıkan faşist saldırıların nedeni de, devletin baskısı karşısında en doğal insani haklarımızı savunduğumuz içindir. Tüm baskılar karşısında teslim olmayan ezilenlerin iradesine dönük, kan kusan silahların gayesi toplumsal muhalefetin sindirilmesi ve denetime alınması girişimidir.
Bu nedenledir ki demokratik haklarını dile getiren ve kullananlara karşı devletin kolluk kuvvetlerinin suçları münferit olarak ele alınacak bir saldırı da değildir. Okmeydanı’nda halka ateş açarak, Uğur Kurt’un yaşamını yitirmesine neden olan polislerin, bu emri bizzat iktidardan aldığı su götürmez bir gerçektir.
Haziran (Gezi) Ayaklanması’nın yıl dönümü yaklaşırken toplumsal muhalefet şu günlerde yine ölümle sınanıyor. Kabulümüzdür diyoruz. Bugün kazanılmış demokratik haklarımızın, gerici iktidarın lütfuyla gelmediğinin farkındayız. Büyük bedeller ödenerek kazanılmış haklarımızı kullanırken kan kusan silahların, TOMA’ların, jopların, gaz bombalarının, postal darbelerinin altında haklarımızı savunmaktan, haykırmaktan bir an olsun tereddüt etmedik, etmeyeceğiz. Katliamlar karşısında geri çekilmeyeceğimizi, en doğal insani yaşam haklarımızı can pahasına savunacağımızı ve büyüteceğimizi tarihimizden aldığımız güçle bir kez daha ilan ediyoruz.
Demokratik Haklar Federasyonu olarak, halkımıza yönelik bu faşist caniliği ezilen milyonların sınıf kiniyle lanetliyoruz.”