DHF’den 1 Mayıs değerlendirmesi!

Demokratik Haklar Federasyonu(DHF), 2017 1 Mayıs’ına dair bir açıklama yaptı Elimize mail yoluyla ulaşan açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz

HABER MERKEZİ (10-05-2017)- ‘’Enternasyonal proletarya ve ezilen halkların birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs dünya ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’da milyonların katılımıyla kitlesel ve coşkulu bir şekilde karşılandı. Emperyalist/kapitalist barbarlığa, faşizme, sömürüye, gerici savaşlara, yıkım ve talana, kadın cinayetleri ve katliamlarına, akademik-demokratik alan üzerinden geliştirilen saldırılara karşı 1 Mayıs’ta sokaklara çıkan milyonlar yeni bir dünyanın mümkün olduğunu haykırarak dünya gericiliğine karşı mücadele bayrağını yükseltmiştir.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’da da 1 Mayıs başta İstanbul olmak üzere ülkenin onlarca yerinde kitlesel ve coşkulu bir atmosferde gerçekleşmiştir. Erdoğan/AKP iktidarının başta işçi sınıfı olmak üzere çeşitli ulus/milliyet, inanç ve cinsiyetlerden halklarımız üzerinde zorbalık kurarak susturmaya çalıştığı ve halklarımızın kanını akıtarak coğrafyamızı bir kan deryasına ve halklar hapishanesine dönüştürdüğü bir siyasal konjonktürde 2017 1 Mayıs’ına girilmiştir. 1 Mayıs aynı zamanda ve belirgin bir biçimde 16 Nisan’da gerçekleştirilen anayasa referandum sürecinin siyasal etkisi ve bu zeminde olgunlaşarak güçlü bir siyasal iradeye dönüşen HAYIR tavrının siyasal sonuçlarının bir yansıması olmuştur ki ülke genelinde yapılan bütün 1 Mayıs yürüyüş ve etkinliklerinde referandum sürecinin siyasal sonuçları ve HAYIR iradesi belirgin bir biçimde öne çıkmıştır. ‘’Hayır, daha bitmedi mücadeleye devam’’ sloganında somutlaşan bu irade beyanı 1 Mayıs alanlarında güçlü bir şekilde dile getirilmiştir.

Burjuva siyasal iktidarın sistematik saldırıları ve pervasız devlet terörü altında alanlara çıkan binler, on binler kendi somut talepleri ve coşkulu haykırışları ile aydınlık ve yaşanılabilir bir ülke ve dünyanın umudunu sokaklara taşımışlardır. Burjuva siyasal iktidarın tüm zorbalık ve engellemelerine rağmen 2017 1 Mayıs’ı geçen yıllara oranla daha kitlesel ve coşkulu geçmiştir.

DHF Devrimci Meşru Çizgisini Kuşanarak Alanlara Çıkmıştır!

Toplumsal mücadelenin ileri devrimci mevzilerinden biri olan Demokratik Haklar Federasyonu(DHF)’da burjuva siyasal iktidarın topyekun saldırılarının hedefi olmuş, dernekleri kapatılmış, yöneticilerine davalar açılmış ve onlarca üyesi gözaltı ve tutuklama terörüne maruz kalmıştır. Bu nesnel gerçeklikler düzleminde süreci etraflıca değerlendiren Federasyonumuz, sistemin tüm saldırıları ve irademizin gasp edilmesine karşı tarihsel devrimci meşruluk geleneğini kuşanarak 1 Mayıs’ta alanlara çıkmıştır.

Bu siyasal perspektifle hareket eden Federasyonumuz ‘’Emeğimizin, yaşamımızın ve irademizin çalınmasına HAYIR!’’ merkezi şiarı ile ülkenin birçok yerinde alanlara çıkarak 1 Mayıs’ın kızıllığını kuşanmıştır. İstanbul başta olmak üzere, Dersim, İzmir, Bursa, Eskişehir, Mersin, Çorlu, Muğla ve Balıkesir’de Federasyonumuz kitlesel ve coşkulu bir katılımla 1 Mayıs alanlarında yerini almıştır.

 Taksim Tavrı ve Tartışmalarına Dair Özet Yaklaşımımız!

2017 1 Mayıs’ı genelin içinde önemli bir yer tutan İstanbul’ da ‘hangi alanda’ özelde de ‘Taksim’de kutlanıp kutlanmaması’ noktasında yürütülen tartışmalar ve bu tartışmalar sonucunda olgunlaşan somut siyasal tavırlar düzleminde biçimlenerek Bakırköy ve Taksim noktasında iki tavır ortaya çıkmıştır. Şunun altını çizmekte fayda var ki, Federasyonumuzda dâhil hemen hemen bütün devrimci, demokratik kurumlar ve sendikalar 1 Mayıs tartışmalarını ve hazırlığını son bir haftaya sıkıştırarak ele almışlardır. Bu durumun kendisi zaten süreci baştan zayıflatan ve tartışmaları yüzeysel ele alan bir muhteva yaratmıştır. Bu somut realite düzleminde alan tartışması özelde de Taksim tartışması yürütmenin gerçekçi olmadığını ve nesnel durumla uyumlu bir politika olmadığını doğru bularak somut tavrımızı olgunlaştırdık. Bu somut eksiklikten dolayı yani süreci son birkaç güne sıkıştırarak ele alan gerçeklikten ötürü kendi adımıza önemli bir eksiklik olarak değerlendirerek başta kitlemiz olmak üzere bütün devrimci-demokratik kamuoyuna özeleştiri vermeyi devrimci bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Federasyon olarak yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız somut durum düzleminde İstanbul 1 Mayıs tavrımızı olgunlaştırmış olduk. Taksim’in 1 Mayıs gerçekliği ışığında toplumsal mücadele zemininde tarihsel önemi bizler açısından dün olduğu gibi bugün ve yarında tartışmasız olarak devrimci bir muhteva içermektedir. Taksim bizler açısından sadece bugünle ya da belli tarihsel kesitlerle ele alınan bir mesele değildir. Taksim gerçekliği bizler açısından her daim aktüel ve tarihsel önemini yitirmeyen bir siyasal muhteva taşımaktadır. Fakat bu siyasal yaklaşım ne kadar doğru ise Taksim’e çıkıp çıkmama meselesi de tamamen somut durumla alakalı bir yaklaşımdır. Yani devrimle-karşı devrim arasındaki mücadelenin boyutu, güçler dengesi, toplumsal muhalefetin ve özelde de devrimci güçlerin somut durumu ile direkt alakalı olarak ele alınması gereken bir meseledir. Sonuçta devrimciler her siyasal tavrı ve taktik politikayı nesnel sürecin gereksinimleri ve zorunlulukları düzleminde ele alarak olgunlaştırmak durumundadırlar. Nesnel sürece ve onun yarattığı siyasal sonuçlara rağmen bir siyasal tavır, özelde de Taksim tavrı ve tartışması yürütmenin doğru olmadığı kanısındayız.

Federasyonumuz bu nesnel gerçeklikler ışığında meseleyi ele alarak tavrını olgunlaştırmıştır.  Nasıl ki geçmiş süreçte de tamamen nesnel durumun gerçeklikleri düzleminde Taksim meselesi ele alınarak somutlaşmışsa, bugünde aynı siyasal düzlemde ele alınmak durumundadır. Yarın bu nesnel durum olgunlaştığında Taksim noktasında siyasal irade ortaya koyan kurumların başında ilk önce Demokratik Haklar Federasyonu’nun geleceğinden kimsenin zerre kadar kaygısı olmamalıdır. Federasyonumuzun bu noktadaki siyasal tavrı tartışmasız olarak net ve devrimci bir muhtevaya sahiptir’’.

http://www.halkingunlugu.org/