Direniş ve işgalle bir özgürleşme pratiği: FENİŞ

2013 yılında işçi sınıfı işten atılmalara, temel hak gasplarına ve işyeri kapatmalarına karşı bir dizi fabrika işgal eylemi gerçekleştirdi. Sınırlı taleplerle gerçekleşen ve kısa süren bu eylemlerin büyük çoğunluğu başarıyla bitirildi. Özellikle Topkapı Şişecam işgali yılın başında gerçekleşmesine rağmen, yılın bütününe damgasını vurdu. Daha sonra Ada Tersane ve Renault  gibi kısa süreli işgal eylemleri gerçekleşti. Kasova işgali ve patronsuz üretime geçişi önemli bir aşama olarak dikkat çekti.

Feniş direnişi ve işgali bu birikimleri bir üst noktaya çıkardı. Spesifik ürünler üreten ve piyasada marka değeri olan Feniş’in,  hammadde sağlayamaması ve tedarikçilerle yaşanan sorunlar  gerekçesiyle ve  bankalara  olan 100 milyar türk lirası borcundan dolayı faaliyetlerini durdurması ve tek taraflı iş akti feshi yapması, işçileri radikal bir şekilde harekete geçirdi. İşçiler ödenmeyen maaşlarını, toplusözleşme farklarını ve kıdem ve ihbar tazminatlarını almak için direniş ve fabrika işgal eylemi başlattı.

SINIFIN YIKICI SİLAHI: FABRİKA İŞGAL EYLEMİ

Feniş işçileri iki ayı geçen eylemleriyle sınıf tarihine yeni sayfalar ekliyor. En başta direnişin kendisi öğretiyor. İşçilerin nesnel ve öznel  şekillenmesini sağlıyor . İşçiler kapitalist sistemi, kapitalist devleti, sermaye hukuk ilişkisini, sistemin işleyişi ve kolluk kuvvetlerinin temel işlevini yaşayarak görüyor ve kavrıyor.

Direniş ve işgal eylemi sınıfın mücadeleci ruhunu besliyor. Feniş direnişcileri, üretim araçlarının fabrikada olması, kalıpların patent hakkının bulunması, fabrika binası ve fabrika arsasının  patrona ait olması gibi son derece pozitif  olanaklara sahipler. Sayılan şeylerin hacizli olmasının işgal karşısında bir hükmü yoktur. Ayrıca patronla yapılan protokolle, fabrikanın gayri menkulunun ve iki makinanın işçilerin alacaklarına karşılık gösterilmesi nispeten olumlu bir gelişmedir.

Feniş direnişi  ve işgali her ne pahasına olursa olsun sürmeli ve uzun soluklu bir mücadelenin hazırlıkları yapılmadır.Bütün sınıf dostları bu mücadelenin sürmesi için seferber olmalıdır. Aslında Feniş işçileri, yaşanan süreçte acemiliklerini attı.  Feniş’te kavga daha yeni başlıyor. Unutulmasın,  fabrika işgal eylemi sermayenin kalbine sokulan bir hançerdir. Bu muazzam eylem biçiminin her günü işçiyi   besleyecek ve yeniden şekillendirecektir. Zaten bütün işçiler, iki ay önceki işçiler olmadıklarına  kendileri tanıktır. Sınıfı eylem şekillendirir, eylem güçlendirir, ruhunu silahlandırır, kimliğini inşa eder. Fabrika işgal eylemi sıradan bir günü olağanüstü bir güne çevirir. İşçiye  safını gösterir, yıkıcı gücünü hissettirir. Feniş bunu her gün yaşıyor. Çünkü mücadele ve direniş bir özgürleşme pratiğidir.

 

Volkan  Yaraşır