Duisburg (22 Nisan 2013) İbrahim Kaypakkaya’nın 40. Ölüm yıldönümü özgülünde Parti ve Devrim Şehitlerini Anma etkinlikleri kapsamında Türkiye-Kuzey Kürdistan’da Güncel Siyasal Gelişmeler ve Görevlerimiz konulu panel 21 Nisan 2013’ de Duisburg Demokratik Haklar derneğinde gerçekleştirildi.
Sınıf Teorisi temsilcisi Ender Can ve gazeteci yazar Günay Aslan’ ın katıldığı panele devrim şehitleri için 1 dakikalık saygı duruşu ile başlandı.
İlk olarak söz alan Günay Aslan son süreçte TC ile Kürdistan ulusal hareketi arasında yaşanan görüşmeler hakkında bilgilendirme yaptı. Sürecin esas aktörünün Kandil olduğunu, yaşanan sürecin Oslo sürecinin bir devamı olarak yürütüldüğünü, yaklaşık 3 yıllık bir görüşme sonucu olduğunu belirten Aslan Kürt halkının gerilla nezdinde geri çekilme değil tam tersine tarih sahnesine yeniden çıktığının altını çizdi. Rojova ve Kuzey Kürdistan da bir devrim süreci yaşandığını ifade etti.
Ardından söz alan S. Teorisi temsilcisi Endercan Osmanlı dan TC ye ve oradan günümüze Türk İslam eksenli tekçiliğin yeniden üretimi süreci içerisinden geçildiğini belirterek Türk
İslam sentezli yeni Osmanlıcıların ‘’hepiniz İslam milletindensiniz, birliğin temeli budur’’ anlayışıyla hareket edildiğini, Türk İslam bayrağı altında yaşanılan toprakların sınıf farklılıkları yok sayılarak Kürdistan ın işgal ve ilhakı meşrulaştırılarak, azınlık milliyetlerin ve ezilen inanç gruplarının yadsınarak burjuva medeniyetçi uygarlık felsefesiyle süreç geçiştirilmeye çalışılmaktadır dedi.
Kemalizm ve Kemalist ordunun ilericilik olarak geçmişten bugüne selamlanmasının batının uygarlık felsefesinin bir sonucu olarak ele alındığını belirten Endercan bunun ne yazık ki bugünlere kadar sol hareketin bir kamburu olarak devam ettirildiğini belirtti. Bu halka üzerinden burjuva medeniyetçi paradigmaya karşı Kaypakkayanıjn temelden ve köklü bir şekilde koparak Komünizm bayrağını doğru bir temel üzerine oturttuğu, komünistlerin ‘’tüm uluslar için tam hak eşitliği olmadan gerçek bir kardeşleşmeden bahsedilemeyeceğinin’’ altını çizdi. Son sürecin silahlı mücadelelerin bittiği yanılsaması yarattığını tam da tasfiyeciliğinreformizm düzleminde geliştirilmek istendiğini vurgulayarak sömürülen ve ezilenlerin silahlı mücadele eksenli Halk savaşı ile ilerlenebileceğini belirtti.
Daha sonra panele katılan Duisburg Atılım ve Partizan adına konuşma yapılarak katılan kitleler görüş, eleştiri ve sorularını ifade ettiler. Panelistlerin cevap ve toparlama bölümüyle panel sona erdirildi.