Faşist Türk devleti kana susamışlığını Yüksekova’da gösterdi

ADHK (10.12.2013) AKP ve onun başı Tayyip Erdoğan’ın kendisinden öncekilerden devralarak sürdürdüğü, faşist Türk devletinin Kürt ulusal direnişini tasfiye stratejisinin bir parçası olan psikolojik savaşı yoğunlaştırmış bulunmaktadır. Yaklaşık 2 aylık bir süredir Kürt halkının evlatlarının mezarlarına saldırılarda bulunmakta, mezarlarda bulunan Kürt ulusal bayrağı yırtılmaktadır.

Yine en son geçtiğimiz hafta, gerilla mezarlarına yapılan faşist saldırıyı protesto  eden Yüksekova halkına eli silahlı devlet güçleri tarafından saldırı yapılmış ve gösteride yeralan Veysel İşbilir ile Mehmet Reşit İşbilir adlı iki Kürt yurtseveri polis kurşunlarıyla katledilmişlerdir. Kuzey Kürdistan’ın bütün şehirlerinde ve Türkiye’nin belli başlı metropollerinde bu katliamı protesto amaçlı yapılan gösterilere de, devletin silahlı güçleri vahşice saldırıyorlar.

Kürt ulusal direnişini tasfiye stratejisine paralel olarak yürütülen her türlü karşı-devrimci, gerici-faşist uygulama ve saldırıyı açığa çıkarıp teşhir etmek biz devrimcilerin görevidir. Hele hele bu, „Barış Süreci“ aldatmacası altında yapılıyorsa, söylediğimizin önemi çok daha fazladır. Kürt halkının ağır bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımları boşa çıkarmak  ve onun değerlerine saldırmak çirkefliğini gösteren faşist diktatörlüğe karşı mücadele etmek biz devrimcilerin görevidir ve bu saldırılar karşısında kimse sessiz kalmamalıdır.

Kuzey Kürdistan’da yeniden yaşanmaya başlanan Serhildanı selamlıyor, faşist Türk devletinin Kürt halkına yaptığı ve yapacağı saldırıların; bu halk içinde kök salmış direniş ruhunu yokedemiyeceğine olan inancımızı yineliyoruz.

Yüksekova’da katledilen Veysel İşbilir ve Mehmet Reşit İşbilir adlı Kürt yurtseverlerini saygıyla anıyor, Onları katledenleri nefretle kınıyor ve lanetliyoruz!

-Yaşasın Özgürlük Meşalelerini Hiç Ellerinden Düşürmeden Direnenlere!

ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)

10 Aralık 2013