‘Gerilla geri çekilmeyi değil yayılmayı hedefliyor’

BEHDİNAN (17.02.2013) Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın “geri çekilme” söylemine yanıt veren YJA STAR komutanlarından Deniz Dersim, gerillanın geri çekilme değil aksine “ilerlemeyi” düşündüğünü belirterek “biz tam tersine ilerlemeyi yani gerillayı her yere yaymayı düşünüyoruz. Soykırım, imha operasyonları devam ediyorken biz niye geri çekilelim” dedi. Dersim görüşmelerden bahsederken bomba yağdırmayı da iki yüzlü bir politika olarak değerlendirerek “Başbakan bizi vurarak mı bizimle müzakere edecek?” diye sordu.

Bulunduğumuz bölge Medya Savunma Alanları. Kandil, Xınere, Metina, Haftanin, Gare, Zap, Zagroslar ve Xakurke gibi alanları içine alan bölgeler gerilla denetiminde. Geniş bir alandan söz ediyoruz. Giriş çıkışlar Halk Savunma Güçleri (HPG) ve YJA STAR gerillaları tarafından kontrol ediliyor. Gerilla denetiminde bulunan bölgeye izinsiz giremiyorsunuz. HPG ve YJA STAR Anakargah Komutanlıkları’ndan gerekli izinleri aldıktan sonra ancak bölgeye girebiliyoruz. HPG ve YJA Star gerillalarıyla röportaj yapmak için yola koyuluyoruz. Herkes gibi biz de İmralı süreciyle ilgili gerillaların ne düşündüğünü merak ediyoruz. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra gerilla bölgesine ulaşıyoruz. İlk duraklarımızdan biri YJA STAR gerilla kampı. Kampta bizi birçok kadın gerilla ve yönetici karşılıyor. Mevsim kış ve kapta günlük yaşamın yanında ideolojik eğitim de yapılıyor. Kısa süreli sohbet ardından kampa geliş sebebimiz olan röportajlara geçiyoruz. YJA STAR gerilla komutanı Deniz Dersim. Yirmi yıldır Kürdistan dağlarında gerilla olduğunu söylüyor. Lafı uzatmadan direk uluslar arası komployla başlamak istediğimi söylüyorum. Hazır olduğunu söylüyor ve röportaja geçiyoruz.

Uluslar arası komployla başlayalım. 15. Yıla giriliyor. Komplo halen devam ediyor mu?

15 Şubat’ın 14. yıldönümünde tekrardan komployu lanet ve nefretle kınıyoruz. Hem Kürt halkı açısından hem de Kürt kadınları açısından kara bir gündür. Hepimiz biliyoruz yani Kürt tarihi boyunca bu tür komplolar devam etti. Ama en kapsamlısı, en kara olanı, en fazla uluslar arası boyuta taşınmış olan komploların başında geliyor 15 Şubat komplosu. Bugünden baktığımız zaman komplo büyük bir oranda boşa çıkartılmıştır. Komplonun amaçlarından bir tanesi neydi PKK hareketini ortadan kaldırmak, tasfiye etmek, özgür Kürt kimliğini yok etmekti, direnen Kürtleri ortadan kaldırmaktı. Bu temelde baktığımız zaman o başarılmamıştır. Ancak Önderliğimiz üzerindeki esaret hala devam etmektedir. Yine halen imha, inkâr, soykırım politikaları sürekli boyut değiştirerek devam etmektedir. Askeri ve halkımız üzerinde gerçekleşen soykırım operasyonları, Paris’te üç yoldaşımız üzerinde geliştirilen katliam bu komplonun nasıl devam ettiğini gösteriyor. Yani komplo hedefini aslında devam ettirmekte ama ona karşı bir direniş de devam ediyor.

Tam da bugünlerde çözüm konuşuluyor, Sayın Öcalan’la görüşmeler oluyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Daha önceki deneyimler var. Daha öncesinden bir geri çekilme süreci vardı. İyi niyet göstermesi açısından önderliğimizin geliştirmiş olduğu bir süreçti. Yine Barış Grupları gitti ama o süreç bir fırsat olarak değerlendirilmedi. Sonrasında da 2004-2005’e kadar da eylemsizlik vardı. AKP hükümetinin başa geldiği bir süreçti. Bu da değerlendirilmedi. AKP şöyle bir şey yaratmaya çalışıyor; kendisini sorunu çözecekmiş gibi bir pozisyonda tutarak kamuoyunda bir beklenti yaratıyor. Ama alttan alta da soykırım, imha ve inkardan da vazgeçmiyor devam ediyor. Yani politikasından da taviz vermiyor.

Peki, sizce AKP’nin çözüm planı nedir?

AKP’nin çözümü komplonun devam etmesi, komplonun farklı bir boyuta kaydırılmasını gösteriyor. Tamamıyla göz boyama politikası. En çok ateşkes süreçlerinde çözüm süreçlerinde biz kayıplar verdik.  En çok da o süreçlerde operasyonlar oldu, imhalar yaşandı. En çok da o süreçlerde soykırım hareketleri oldu. Tutuklanmalar yaşandı. Yine çözüm sürecinde Paris’teki katliam ortaya çıkıyor. Orada ki katliamda açığa çıkan şey nedir? Bu olayı gerçekleştirenlerin Jitem’le bağlantısı, olayı gerçekleştirenlerin Ankara’ya gidiş gelişleri, hareket içine sızdırıldıklarını kamuoyuna kendileri bile söylüyor. Deniliyor ya mızrak çuvala sığmaz hale geldi. Yani o zaman AKP’nin çözümü belli. Tamam, bir süreç var, Ortadoğu’da bir değişim dönüşüm oluyor. Her halk kendi statüsünü kazanacak yani Kürtler de bir statü kazanma sürecine girecek. AKP istese de istemese de bu süreç böyledir. AKP artık Kürt halkını inkâr edemez durumuna getirmiştir. Ama ne yapmak istiyor, PKK’yi en azından zayıflatarak, özgür kimliği yok ederek bitirmek istiyor.

Bunları size yönelik zayıflatma saldırıları olarak mı ele alıyorsunuz?

Kesinlikle öyle. Kürt halkını bugüne getiren, kimlik kazandıran, uluslar arası boyuta taşıyan kimdir? PKK hareketidir ve Önderliğimizdir. Kürt halkı adına direnen kimdir? PKK’dir. Bunun Önderliğidir. Şimdi onun öncülerine yönelerek, -özellikle de Sakine arkadaşa yönelik saldırıyı da o çerçevede ele alıyoruz- PKK öncülerini en üst düzeyde tasfiye ederek, PKK Önderliğini yalnızlaştırarak başsız bırakarak çözüm değil de aslında imhayı dayatmaktır.

Türk Başbakanı Tayyip Erdoğan bir taraftan müzakere edeceğiz diyor. Diğer taraftan Medya Savunma Alanları’na saldırılar, operasyonlar devam ediyor…

O zaman müzakereleri kiminle yapacak? Ben de bunu soruyorum. Bu müzakerenin eğer muhatabı bizsek, vurarak, katlederek, yok ederek mi bizimle müzakere yürütecek? Bunun temel muhataplarından birincisi Önderliktir, ikincisi hareketimizdir.

Zaten çok çelişik konuşuyor. Kesinlikle Kürt sorununu çözeceğiz, başımız bile gitse bu yolda çözeceğiz diyor ama bir yandan da ‘terörle mücadeleye devam’ ediyor. İşte askeri operasyonlar devam ediyor. Bu, onun samimiyetini ortaya koyuyor. O zaman çözümü budur demek ki. İnkâr, imha, gerillayı yok etme daha sonra da anayasa da birkaç madde geçerek sorunu çözüyor göstermektir. Bu anlaşılıyor. Ben böyle okuyorum başbakanın açıklamalarını.

En çok tartışılan konuların başında şu; sizin de görüşünüz bu konuda son derece merak ediliyor. Gerilla geri çekilecek mi?

Gerillada böyle bir gündem yok. Gerilla tam tersine ilerlemeyi düşünüyor. Öyle bir şey yok yani biz tam tersine ilerlemeyi düşünüyoruz. Her yere yayılmayı gerilla hedefliyor. Bizim böyle bir hedefimiz var. Geri çekilme AKP’nin gündeminde var. Soykırım devam ediyorken, üzerimize imha operasyonları devam ediyorken biz neden geri çekilelim. Tam tersine biz sayımızı arttırmayı, yine gerillayı her yere yaymayı, her yerde aslında direnişi yükseltmeyi planlıyoruz. Gerillanın konumu en son durumdur. Şimdi bunu en başa koyup bunu sanki esas sorunmuş gibi göstermek tabii ki büyük bir yanıltmadır.

Şöyle anlaşılıyor PKK’yi çözmek demek zaten Kürt halkını da bir bakıma imha ve inkâr etmek demektir. Tasfiye etmek istiyor. Gerilla boşu boşuna bu dağlara çıkmadı ki, yani çıkmasının bir sebebi var. İmha, faili meçhuller yine katliamlar hepsi devam ediyor. Bunlar devam ederken siz silahları bırakın demek ne anlama geliyor? Siz gelin teslim olun demektir. Kesinlikle 40 yıllık bir mücadele tarihi olan PKK’nin tarihinde de teslimiyet diye bir şey yoktur. Bunu asla kabul etmez, şu an gerillanın gündeminde de böyle bir şey yok. Tam tersine bu önümüzdeki süreçte direnişi yükseltemeye, halka sahip çıkmaya bir yönelim olursa ona cevap vermeye hazırlıyor kendisini.

Bununla ilgili neye evet dersiniz neye hayır?

Biz geri çekilemeye hayır diyoruz. Buna cevabımız kesinlikle hayırdır. Ama Önderliğimizin belirttiği şartlar vardı. Önderliğimizin özgürlüğü ve konumu bizim için evet diyeceğimiz öncelikli konudur. Bizim için bir samimiyet göstergesidir, hani kendileri hep samimiyet diyor ya biz de onlar için bunu söylüyoruz.  Siyaset yapabilme, yine kendisinin örgüte koordine edebilecek bir pozisyonda tutulması bu birinci şarttır. İkincisi; operasyonların durdurulması gerekiyor hem askeri hem siyasi soykırım operasyonlarının durdurulması… Onun dışında anayasa üzerinde ki tartışmalar var, Kürt halkının statüsü bundan sonra ne olacak? Anayasal güvencesi nedir? Evet denilecek bir şeydir. Bu noktalar gerçekten gündeme gelirse ondan sonraki süreç zaten müzakere tartışma sürecidir. Ama bunlar yoksa ve siz en son tartışılacak şeyi getirip en başa koyuyorsanız çözümü biz istemiyormuşuz gibi gösterirseniz bunun ikiyüzlü bir politika olduğu açığa çıkıyor.

ERDAL ER

http://www.firatnews.eu/