İran‘da İdamlara Son Verilmeli Tutsaklar Serbest Bırakılmalıdır!

Jina Amînî’nin katledilmesinin ardında kadınların öncülüğünde başlayan protestolar devam ediyor. Eylemler, uzun süredir zorunlu örtünmeye karşı sürdürülüyordu. Ahlak polisinin J.Amina’yı katletmesinin ardından kitlesel gösteriler günlerce devam etti. Kadının bedeni üzerinden toplumu dizayn eden gerici ahlak düzeninin protesto eden sanatçılar hedef haline geldi.

Molla rejimine karşı demokrasi, eşitlik mücadelesi veren barışçıl protestolara katılan, bireyler, aydınlar, yazarlar, kadınlar, gençler, iktidarın kolluk kuvvetleri tarafından  işkence edilerek tutuklandılar. Şiddette sınır tanımayan gerici rejim kamuoyu baskısıyla “zorunlu örtünme” yasasını değiştireceğini açıkladı. Bu açıklama ile sokağı denetimine aldı. Ardından evlere yapılan operasyonlarla zindanlar dolduruldu. Göstermelik olarak kurulan mahkemelerde hukuksal hiç bir yargılama süreci işletilmeden insanlık suçuna denk düşen idam cezası devreye girdi. İslam kuralları gereği recim cezasını ( taşlayarak öldürme) uygulamadan kaldırmış gibi görünen gerici rejim söz konusu toplumsal ahlak olduğunda rafa kaldırılmış tüm ilkel cezaları aktifleştiriyor. İslam devriminin ardından başlayan taşlayarak öldürme cezası “normalleşerek” kabul ettirildi. Yıllarca uygulamada olan bu ceza Ortadoğu’ya sıkça “özgürlük” ve “medeniyet” götüren ülkelerin gündemine girmedi. Şimdi aynı şekilde idam cezalarının sessiz izleyicileri olmamız isteniyor.

Geniş emekçi yığınlarının demokratik hakları ve özgürlükleri için katıldıkları protesto gösterilerini zora dayalı yöntemlerle bastıramayan şeriatçı molla iktidarı, kitleleri korkutmak, denetim altında tutmak için, 2023’ün ilk dört ayında 199 kişiyi idam etmiştir. Bunların 51’ Kürt, 42’si Beluç halkına mensub olduğunu, İran İnsan Hakları Örgütü açıkladı.

Başta  kadınların ve İran’da yaşayan emekçilerin hiç bir demokratik haklarının olmadığı; farklı düşüncelerin ve farklı kimliklere sahip olmanın suç sayıldığı, demokratik kurumlarda örgütlemenin, toplanma ve gösterilerin yasaklandığı, gazetecilerin, aydınların ve insan hakları savunucularının, kadınların, devrimcilerin  zindanlarda ağır işkence altında rehin tutulduğu, çocuk yaştaki kişilerin sokakta öldürüldüğü, idam edildiği kısaca ortaçağ törelerin uygulandığı  gerici faşist sistem devam etmektedir.

İşkence ve kötü muamelenin yaygın olduğu, geçtiğimiz 4 ay içinde 199 kişinin idam edildiği İran’daki ölüm cezalarına ve molla rejiminin uygulamalarına karşı sessiz kalmak insanlık suçudur. İdamlara karşı olduğunu söyleyen her birey, bu suça karşı mücadele etmelidir, idamların durdurması için mücadele edilmeli, tutsaklar serbest bırakılmalıdır. İdam edilmek için sırasını bekleyen hala  onlarca, yüzlerce kişi var. Uluslararası alanda güçlü protestolar gelişmediği sürece, şeriatçı rejim yüzlerce kişiyi öldürecektir. İdamların gerçekleşmemesi için her birey seferber olmalıdır. Hep birlikte gerici Molla rejimine Dur diyelim. İdam “ceza” biçimi olmaktan çıksın ve yasaklansın.

İdamlar Durdurulsun, Tutsaklar Serbest Bırakılsın!

 Kahrolsun Molla Rejimi!

ADHK POLİTİK TUTSAKLARLA DAYANIŞMA KOMİTESİ