Proletarya partisinin şanlı tarihinde adını altın harflerle komünizm mücadelesine kazandıran önderlerden biri de Baba Erdoğan’dır Komünist cüreti ve kabına sığmayan ihtilalci ruhu ile sadece proletarya partisi değil bir bütün devrimci hareketin saygınlığını kazanan Baba Erdoğan, düşmanın ise korkulu rüyası olarak tarihe geçiyordu
HABER MERKEZİ(08.09.2017)- Sınıfsız Toplum İçin Halkın Günlüğü’nün 4.Sayısında yayınlanan ve tarih sayfasında yer alan ‘’Kabına sığmayan komünist önder:Baba Erdoğan’’ başlıklı makaleyi okurlarımızla paylaşıyoruz.
‘’Proletarya partisi tarihi sayısız direnişler, kahramanlıklar, devrimci değerler ve ödenen ağır bedellerle yoğrulmuş ve yara bere içerisinde çelikleşerek bugünlere kadar gelmiş şanlı devrimci/komünist tarihin billurlaşmış özetidir. Bu şanlı tarihin mimarları kuşkusu ki yaşamlarını tereddütsüz olarak devrim ve komünizm mücadelesine adayarak ölümsüzleşen devrim ve komünizm savaşçılarıdır.
Proletarya partisinin şanlı tarihinde adını altın harflerle komünizm mücadelesine kazandıran önderlerden biri de Baba Erdoğan’dır. Komünist cüreti ve kabına sığmayan ihtilalci ruhu ile sadece proletarya partisi değil bir bütün devrimci hareketin saygınlığını kazanan Baba Erdoğan, düşmanın ise korkulu rüyası olarak tarihe geçiyordu.
Ortaokul sürecinde başlayarak gençlik mücadelesi içinde yer alan Baba Erdoğan yoldaş kısa süre içinde mücadelede öne çıkarak birçok eylem ve görevde etkin bir şekilde yer aldı. 85 yılından itibaren artık TKP (ML)’nin profesyonel bir militanı olarak kabına sığmayan bir heyecan ve cüretle kavgada kısa sürede yetkinleşerek öne çıkar. Baba Erdoğan yoldaşın mücadelede öne çıktığı süreç aynı zamanda proletarya partisinin tartışmalarının yoğun olduğu ve ciddi ideolojik mücadelenin yürütüldüğü (3.Konferans süreci) bir dönüm noktası olmakla birlikte aynı zamanda başta 9 konferans delegesi olmak üzere ağır kayıplarında yaşandığı bir sürece denk gelir. Bu ağır süreç ve yaşanan ağır kayıplar sonucu proletarya partisi DABK-Konferans olarak bilinen 1987 ayrılık sürecini yaşar. Yaşanan ayrılıkta Baba Erdoğan yoldaş DABK kanadı saflarında kalır.
Bu süreçten kısa bir süre sonra batıya geçen Baba Erdoğan yoldaş, tarihe Kandıra baskını olarak geçen ve kırık bir tabancayla düşmanı kırmızı alarma geçiren o cüretli eyleme imza atar. Kandıra baskını sonrası proletarya partisine karşı alarma geçen devlet yaptığı baskınlarla onlarca kişiyi gözaltına alarak işkencelerden geçirir. Bu baskınlarda yaşanan çatışmada proletarya partisinin önder kadrolarından Manuel Demir hunharca katledilirken Baba Erdoğan ise düşmana esir düşer. Önceleri gözaltında olduğu kabul edilmeyen Baba Erdoğan yoldaş, oluşturulan kamuoyu sonucunda gözaltında olduğu kabul edildi. Baba yoldaş işkence hanelerde ve hapishanede önderi Kaypakkaya’nın direniş geleneğini kuşanarak faşizmi yargılar.
Baba yoldaş 1990 yılında Devrimci Sol önder kadrolarından İbrahim Erdoğan’ın da içinde bulunduğu 4 Devrimci Sol militanı ile birlikte tarihi bir firara imza atarak firar ederler. Bir an dahi olsun dur durak bilmeyen Baba yoldaş eylemler, planlar ve yeni alanlara açılımlarla proletarya partisinin hem askeri ve hem de siyasal hattını ileri bir düzeye taşır. Bu süreçte Baba yoldaş, 1990 yılında proletarya partisinin gerçekleştirdiği olağanüstü MK toplantısında SB üyeliğine ve genel sekreter yardımcılığına atanır.
Hapishanedeyken planladığı ve alt yapı çalışmalarına başladığı Karadeniz bölgesine açılma politikasını bizzat önderlik ederek hayata geçiren Baba yoldaş “Bir Dersim yetmez hedef bin Dersim” şiarını kuşanarak ve tarihe not düşerek Karadeniz’i kızıllaştırır. Baba yoldaş, düşmandan silahlanma bilincini kuşanarak 16 Eylül günü Tokat’ın Almus İlçesine bağlı Gümelönü karakoluna gerilla birliği ile baskın düzenler. Bir astsubay ve askerin öldüğü bu baskında Baba yoldaş yaralanır. Yoldaşları tarafından yaralı olarak alandan çıkartılan Baba yoldaş, bir süre sonra kan kaybından yaşamını yitirerek ölümsüzleşir.
Yine Eylül ayının ilk yarısında proletarya partisi saflarında devrim ve komünizm bilincini kuşanarak ölümsüzleşen; 2 Eylül direnişi şehitleri, Hüseyin Çaparoğlu, Cuma Gül, Hasan Yıldırım, İsmail Poyraz ve Hüseyin olmak üzere, Sırma Boyoğlu, İbrahim Kara, Ali Geçgel, Munzur Geçgel, Pir Hasan Kulaç, M.Ali Günboğa, Zühre Dersim, Ahmet Şahin, Kenan İnce, Hüseyin Dişli, Ali Ekber Yıldız, Sezai Alan, Kazım Ekici, Dilek Varol, Fatma Turgut’un devrimci hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz’’
http://halkingunlugu1.org/