Avrupa (09-07-2015) Adalet Bakanlığının 2012 yılında verdiği izinle, haklarında soruşturma açılan 11 ATİK aktivisti 15 Nisan 2015 tarihinde eş zamanlı olarak yapılan bir operasyonla gözaltına alınıp tutuklandılar. Almanya, Yunanistan, Fransa ve İsviçre’de tutuklanan ATİK yönetici ve aktivistlerine yöneltilen suçlama; tutuklananların bazılarının Türkiye’de TKP/ML davasından yargılanmaları, uzun süre cezaevlerinde yatmış olmaları ve Almanya’da TKP/ML adına faaliyet yürüttükleri gerekçe gösterilmektedir. Tutuklanan 7 kişi Augsburg, Münih, Kempten, Landshut, Nürmberg ve Kaisheim cezaevlerinde tek kişilik hücrelere konarak izolasyon uygulanmaktadır. Cezaevinde bulunan tutuklularla konuşmaları dahi yasaklanmış, günde sadece 30 dakika yalnız başına havalandırmaya çıkarılmaktadır. Tutuklananlar günün 23,5 saatini hücrelerde, yalnız başına geçirmektedirler. Aile görüşmeleri polisin gözetiminde, sınırlı zamanda ve camlar arkasında yapılabilmektedir. Aynı şekilde Avukat görüşmeleri de kapalı odada ve camlar arkasında yapılmaktadır ve Avukatların müvekkilleriyle yaptıkları yazışmalar kontrol edilmektedir.
Yunanistan, İsviçre ve Fransa’da tutuklu bulunan ATİK aktivistlerinin Almanya’ya verilmesi için Alman devleti yoğun bir çaba sarf etmektedir. Musa Demir Avusturya’da oturmasına rağmen, o gün ziyaretine gittiği Dr. Sinan Aydın’ın evinde bulunduğu için tutuklanmıştır. Keza, İsviçre ve Fransa’da tutuklu bulunan iki kişinin Almanya’da oturumları bulunmadığı halde, Almanya, uluslararası hukuku çiğneyerek bu insanları alıp yargılamak istemektedir.
Almanya’da tutuklanan Müslüm Elma, Dr. Sinan Aydın, Dr. Banu Büyükavcı, Haydar Bern, Erhan Aktürk ve Seyit Ali Uğur’un ev ve iş adresleri belli olmasına rağmen Alman polisi adeta bir güç gösterisi yaparak, evlerin kapı ve pencerelerini kırarak içeri girmiş ve bu insanları gözaltına almıştır.
Bu operasyonun Türk ve Alman devletinin işbirliği sonucu yapıldığı açıktır. Gizli bir pazarlığın sonucu olarak gerçekleşen bu tutuklamaların perde arkasını kamuoyu eninde sonunda öğrenecektir. Almanya son yıllarda yoğun bir şekilde bu tür operasyonları sık sık yapmış ve onlarca insan tutuklanarak 129 a-b maddesine tabi tutarak yargılamıştır.
Tutuklananlar politik kişilerdir. Birçoğu Almanya’da iltica başvurusunda bulunduklarında politik kimliklerini gizlememiş ve devrimci olduklarını açık olarak söylemelerine rağmen, Almanya, insanların örgütlenme, politik görüşlerini yayma hakkını ihlal ederek keyfi tutuklamalara baş vurmuştur. Tutuklananlardan Müslüm Elma, Mehmet Yeşilçalı, Seyit Ali Uğur ve Sami Solmaz Türkiye’de uzun süre ceza evlerinde kalmış ve bir çok kez açlık grevi ve ölüm orucu süreci yaşayan insanlardır. Cezaevlerinde hastalıklarında dolayı Türkiye’de adli tıpın cezaevinde yatamaz raporundan dolayı serbest bırakılmışlardır.
Biz aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak; Avrupa ülkelerinde uzun zamandır mücadele eden bir göçmen örgütü olan ATİK ile dayanışma içinde olduğumuzu belirterek, Almanya’nın 15 Nisan 2015 tarihinde gerçekleştirdiği operasyonu kınıyoruz. İzolasyon ve tecrit bir insanlık suçudur. Uluslar arası insan hakları sözleşmelerinde bunun bir işkence metodu olduğu konusunda bir çok karar söz konusudur. Almaya, tutuklanan ATİK aktivistlerine tecrit uygulayarak uluslararası sözleşmeleri çiğnemektedir. Uygulanan izolasyon kaldırılmalı ve tutuklananlar derhal serbest bırakılmalıdır.
İmzalayanlar:
ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu), AABK (Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu) AvEG-KON (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu), ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu), ADEF (Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu), DİDF (Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu), NAV-DEM (Navenda Civaka Demokratîk ya Kurdên li Almanyayê), ÖDA (Özgürlük ve Dayanışma Almanya) Yaşanacak Dünya /Devrimci Proletarya, Kürdistan Halk Evi/Mala Gelen Kurdistan.