Konfederasyonumuz ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu) ve ADKH (Avrupa Demokratik Kadın Hareketi)’nin de içinde yer aldığı Avrupa Efrin’i Sahiplenme Platformunun organize ettigi, 37 farklı ülkeden gelen ve 200 kişilik enternasyonalistin de arasında bulunduğu 1000 kişi uzun yürüyüşe başladı
Lozan (12-02-2018) 82 kurum ve örgütün katılımı ile oluşturulan Avrupa Efrîn’i Sahiplenme Platformu öncülüğünde, aralarında 37 farklı ülkeden gelen aydın, akademisyen, siyasetçi, sporcu, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, sanatçı ve 200 kişilik enternasyonalistin de arasında bulunduğu 1000 kişi, yürüyüşe başladı. Yürüyüş, “BM Efrîn’deki soykırımı durdur” şiarıyla Lozan’dan Cenevre’ye, Lozan Riponne Place’da yapılan basın açıklaması ile başladı.
82 kurum temsilcisinin, yürüyüşçülerin ve İsviçre, Almanya, Fransa, Avusturya ile birçok ülkeden gelen siyasetçinin katılımıyla düzenlenen basın açıklamasında ilk olarak, Avrupa Efrîn’i Sahiplenme Platformu tarafından bir açıklama yapıldı.
‘DİRENECEĞİZ’
“Türk devletinin Efrîn’e saldırıları, Kürdistan’ı işgal girişimi ağır bombardıman ve sivil ölümleriyle sürmektedir” denilen açıklamada, devamla şunlar ifade edildi: “AKP-MHP faşist ittifakının, ulusalcı-gerici kesimleri de yedekleyerek kurduğu iktidar bloku, savaşı tek seçenek olarak Türkiye halklarına ve Kürdistan’a dayatmaktadır. İktidarlarını sürdürmek için savaşı, çatışmayı, ölümü ve yıkımı dayatmaktadırlar. Kirli savaşı geniş coğrafyalara yayarak ve halkları birbirine düşmanlaştırarak ayakta kalmayı hedeflemektedirler. Faşist Türk devleti farklı kimlik, inanç ve kültürden tüm ezilen kesimleri kendisine tehdit görerek ayrıştırıcı, asimilasyoncu ve yok edici zihniyetiyle hareket etmektedir. Faşist iktidar bloku dışındaki tüm toplumsal kesimler var olma ve hayatta kalma sorunuyla karşı karşıyadırlar.
Bizler, Türk devletinin Efrîn nezdinde gerçekleştirdiği, Kürdistan halklarını tehdit eden, savaş ve işgalini reddediyor ve Efrîn halkının haklı ve meşru mücadelesinin yanında olduğumuzu haykırıyoruz. Avrupa’da yaşayan Kürdistanlı, Türkiyeli, Asuri, Ermeni, Êzidî, Alevi, Hıristiyan, Müslümanlar ve Avrupalı devrimci-demokratlar olarak günlerdir direnişteyiz ve direnmeye devem edeceğiz.
‘SESSİZLİK SUÇ ORTAKLIĞIDIR’
Türk devletinin bu işgal girişimi ve katliamları halkların iradesine bir saldırı olduğu gibi uluslararası hukuk açısından da insanlığa karşı bir suçtur ve BM normlarına göre de bir soykırımdır. ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bölgesel ve küresel devletlerin sessizlikleri, suskunlukları onları Türk devletinin bu işgal girişimine suç ortağı yapmaktadır. Halklarımızın geleceği üzerinde oynanan bu çıkara dayalı hesaplara, taktik oyunlara ve kirli siyasetlere derhal son vermelidirler.
‘BM’NİN SESSİZLİĞİNİ KIRMAK İÇİN YÜRÜYORUZ’
Görevi, varlık gerekçesi en önemlisi kuruluş amacı katliamları ve jenositleri durdurmak olan Birleşmiş Milletler’in (BM), Efrîn’de yaşanan jenoside sessiz kalması, Türk devletinin katliamlarını daha da pervasız bir hale getirmektedir. BM’nin bu sessizliğini kırmak ve Efrîn’deki katliama karşı yaptırım kararı almasını sağlamak amacıyla Lozan’dan, Cenevre’ye yürüyoruz.”
DÜNYA KAMUOYUNA ÇAĞRI YAPTILAR
Açıklamada kamuoyuna şöyle seslenildi:
“-Türk devleti Efrîn’de soykırım yaparak, insanlık suçu işlemektedir.
-Türk devletinin Efrîn’e dönük işgal saldırıları, dünyanın başına bela olan barbar DAİŞ’i güçlendirerek, bu örgüte yeni alanlar açıyor.
-Türk devletinin bu işgal girişimi, uluslararası hukuka göre suç teşkil ediyor. Bundan kaynaklı Türk devletine karşı derhal diplomatik, ekonomik ve askeri ambargo uygulanmalıdır.
-Yaşanan savaş ve işgale karşı BM acilen toplanarak, Türki devletinin Efrîn’e dönük uyguladığı işgal ve soykırım politikasına karşı tutum almalı ve bu durumu kınamalıdır.
-Yeni işgal girişimlerinin yaşanmaması, soykırımların durdurulması ve bölgenin istikrar ve güvenliğinin sağlamak için Rojava sınırı boyunca uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmelidir.
-Efrîn, 7 yıllık Suriye iç savaşı sürecinde en istikrarlı ve demokratik bir bölge olmuştur. Türkiye, Efrîn’de aralarında çocuk ve kadınlarında bulunduğu sivillere yönelik gerçekleştirdiği katliamlardan kaynaklı uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır.
-Tüm bu nedenlerden dolayı BM’yi, tüm uluslararası güçleri ve kuruluşları sorumluluk almaya ve göreve davet ediyoruz.”
YÜKSEL KOÇ: BM HAREKETE GEÇMELİ
Açıklamanın ardından ilk olarak söz alan KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç, “Bugün 95 yıl önce Kürdistan’ın kalbine hançer saplanan yerden, Lozan’dan dünyaya sesleniyoruz” diyerek konuşmasına başladı. Koç, şöyle devam etti: “Kürdistan’ı 4 parçaya bölerek bize yok olmayı dayatanlar bugün bir kez yine Kürtlerin kazanımlarının önüne geçmek için Efrîn’e saldırıyor. Ama biz bugün dünya halkları olarak, buradan bu güçlere net bir şekilde sesleniyoruz; gelin, bu siyasetinizden vazgeçin. Çünkü direnen halkalar karşısında başarılı olamayacaksınız.”
Lozan-Cenevre yürüyüşünün temel amacının BM’nin sessizliğini kırmak olduğunu söyleyen Koç, BM’yi acilen Efrîn’deki katliamları durdurmaya çağırdı.
RİELLER: TÜRT DEVLETİNİN SALDIRILARI KABUL EDİLEMEZ
Koç’un ardından söz alan İsviçre Sosyalist Parti (SP) Federal Milletvekili Laurence Fhilmann Rielle ise Efrîn’e dönük saldırıları kınayarak başladığı konuşmasında, Avrupa ve İsviçre’yi Türk devletinin işgal girişimine karşı harekete geçmeye çağırdı. Türk devletinin DAİŞ ile ortak hareket ettiğini söyleyen Rielle, “Bugün bölgenin en demokratik sistemine sahip olan ve DAİŞ’e savaşırken desteklediğimiz Kürtleri bugün Türk devletinin saldırılarına karşı yalnız bırakmak kabul edilemez. Efrîn ile dayanışma daha çok büyütülmeli” dedi.
DİCLE: EFRÎN KÜRTLER İÇİN STALİNGRAD’DIR
Kürt Siyasetçi Hatip Dicle de, Türk devletinin Efrîn’e dönük saldırıların temel amacının Kürtlerin kazanımlarının önüne geçmek ve DAİŞ’e yeni alanlar açmak olduğunu ifade etti.
Dünyanın sessizliğini de sert dille eleştiren Dicle, Efrîn’in direniş tarihini hatırlatarak şunları ifade etti: “Efrîn Kürtlerin Stalingrad’ıdır, Tarihte köleci iktidarlara direnen Efrîn halkı bugün bir kez yine faşist rejimlere karşı direniyorve kazanacak. Efrîn destansı direnişin adıdır, Efrîn yenilmezdir ama onun düşmanları yenilmeye mahkûmdur.”
KOÇ: LOZAN’DA YOK SAYILAN HAKLAR BUGÜN EFRÎN İÇİN YÜRÜYOR
KNK Eş Başkanı Nilüfer Koç ise “Yüz yıl önce Lozan’da yok sayılan halkların hepsi ve üstüne dünya halkları ile birlik olarak Efrîn’e yönelik saldırıları kabul etmiyor. Herkes iyi bilsin ki; biz yok sayılan halklar, artık bizi yok saymaya kimsenin gücü yetmeyecek çünkü biz Efrîn ile birlikte artık bir dünya olduk ve artık direnen ve yenilmez savaşçılarımız var” dedi.
PAYOT: EFRÎN DİRENİŞİNİN YANINDAYIZ
Lozan Belediye Meclis Üyesi David Payot ise “Efrîn’de sömürgeci güçlere karşı verilen direnişin yanında ve destekçiyiz” dedi. Efrîn’e dönük saldırıları asla kabul etmeyeceklerini dile getiren Payot, uluslararası güçleri Türk devletine karşı harekete geçmeye çağırdı.
Payot’un ardından sırasıyla söz alan birçok örgüt temsilcisi ve siyasetçi yaptığı konuşmada Türk devletinin saldırılarını kınarken, BM’ye seslendi.
Yapılan konuşmaların ardından “BM Efrîn’deki katliamı durdur” sloganı ile yürüyüşe geçildi.
ANF