Manheim ve çevresinde faaliyet yürüten devrimci demokratik kitle örgütleri ADGBP yerel örgütlenme çalışmalarını ortaklaşa gerçekleştirdiği panelle tanıtımını duyurdu.
Manheim (02.12.2013) ’’Almanya Demokratik Güçbirliği platformu ve güncel siyasal gelişmeler’’ başlığı altında yapılan panele ADHF adına Kazım Cihan, ATİF adına Hasan Bakış, AABF adına Hüseyin Mat ve Yek-Kom adına Niyazi Öztaş konuşmacı olarak katıldı. İlk konuşma hakını ATİF adına Hasan Bakış kullandı.
Hasan Bakış ADGBP nun önemine vurgu yaparak sözlerini ‘’Dayatılan ve tekçiliğe ve ötekileştirmeye karşı ve ortak mücadelenin bir ihtiyacı olarak kurulduğunu bu anlamıyla bu örgütlemeninin geliştirilmesi ve yaygınlaştırmanın gerekliliğine değindi.
Yek- Kom adına ikinci sırada konuşan Niyazi Öztaş özetle konuşmasına ‘’ çeşitli sebeplerden dolayı yerlerinden yurtlarından sürgün edilen insanların yurt dışında diasporada yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldıklarına’’ değinerek,bu duruma mahkum bırakılmış nsanların tek seçeneğinin kendi sorunları etrafında güçbirliği içinde örgütlemenin en iyi araclardan biri olduğunu ifade etti. Niyazi Öztaş konuşmasına devamla tarihteki Kürt ve Alevi katliamlarına atıfta bulunarak ezilmişlerin,ötekileştirilenlerin zülme maruz kalanların en iyi bir biirini anlaması gerektiğine değinerek,Kürt ulusal hareketinin 30 yıllık mücadele tarihinde büyük mücadeleler ve bedeller ödedinne dikkat çekerek bugünde Türk islami faşizminin hedefi arasında kürtler ve aleviler bulunmaktadır dedi.Devamında Rajovadaki Kürt statüsüne değinen Öztaş Rojova’daki demokratik yapılanmanın burada yaşayan tüm azınlık halkların eşitlikçi, insani ve demokratik haklarını en özgür şekilde kulanmalarına olanak sunduğuna vurgu yaparak bunun bir örnek niteliğinde olduğunu söyledi.
AKP’nin Demokrasi paketi Tekçi faşist egemenlik sisteminin iki yüzlü niteliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Daha sonra üçüncü konuşmacı olarak Kazım Cihan söz aldı. Kazım Cihan’da konuşmasına güçbirliğinin önemine ilişkin ilk iki konuşmacıların vurgularının yerinde olduğuna dikkat çekerek bu nokta tüm tekçiliğin idolojik, politik olarak kabul edilmez olduğunu, hangi sistem, hangi devlet ve kim tarafndan uygulanırsa uygulansın bununla ciddi mücadelenin verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Devamında insanlığın gelecek projesinde bu tekçiliğin yeri olmaması gerektiğinin altını çizen Kazım Cihan, devrimci demokratik saflarda yaşanan muğlaklıklara değindi. Sözlerine AKP nin demokrasi paketinin Türkiye/Kuzey kürdistan’da yaşayan kadim halklara neyi reva gördüğünün bir kez daha açğa çıktığını ifade ederek, bu yalan ve dolan paketiyle bir kez daha gösterilmiştirki; tekçi Türk egemenlik sisteminin günümüzdeki devamcısı AKP’nin bu aldatmacasının altındaki niyeti, militarist devlet yapılanmasının güçlendirilmesi ve seçim süreçlerini sorunsuz geçirmek amaçlı zaman kazanmaya dönük olduğu aleni görülmüştür. Konuşmasına Güç Birliği Platformunun farklı olanların birlikte yürümesi olarak oldukca önem arz etigine değinerek, dostların dostluk gereği bir birinin yanlışlarınıda açık ve net ifade etmesi gerektiğini söyleyerek bunun samimi bir dostluğun gereği olduğunu belirtti. Bu kapsamda Kürt ulusal hareketinin demokratik cumhuriyet projesinin yanlışlığının eleştirisini yaparak, Türk egemenlik sistemi ve onun ilhak ve işgali parçalanmadan Kürt ulusal haklarının kazanılmayacağını böyle bir beklentinin yanılgı olduğunu söyledi.
Son konuşmacı olarak AABF adına konuşan Hüseyin Mat, Demokratik Güç Birliği Platformu’nun önemine atıfta bulunarak yılardır bir araya gelmemiş, gelemeyi başaramamış kesimlerin Güç Birliği Platformu aracılığıyla bunu başarmış olması oldukça önemlidir. Emperyalist güçlerin yıllardır en büyük silahının böl parçala yönet olduğuna işaret eden Mat, gericilerin bu başarısında kuşkusuzki biz ezilenlerin, emek ve özgürlük güçlerinin bir araya gelmeyi başarmamasının olduğunu belirtti. Bu durumda her kesin payına düşen sorumlulukların olduğu gerçekliğine değinen Mat, Gezi direnişi göstermiştirki ön yargılarımızı bir yana bıraktığımızda ortak güçlerimizin ve birlikteliğimizin neleri başardığı görülmüştür. Alevi hareketinin tahrisel köklerinin mazlumların ve ezilenlerin kardeşliği üzerinde kurulu olduğuna değinerek konuşmasını sürdüren Mat, bu anlayışımızın bir gereği olarak bugün bu platformun oluşumunda ön ayak oluyor ve bu birlikteliğin büyütülmesini önemsiyoruz dedi. Bu platformun en temel ilkelerinden birinin bir kurumun istemediği bir şeyi yapmak zorunda olmadığına vurgu yapan Mat, bu anlamıyla Alevi hareketi bağımsız siyasi iradesini korumaya oldukça önemsediğini belirti.
Yaklaşık 250 civarında kitlenin katıldığı panel, ikinci bölümünde katılımcı kitlenin canlı tartışmaları ve sorularının sorulmasının ardında Panelist konuşmacılar ikinci söz haklarını kulanarak gelen sorulara ve yapılan konuşmalara cevaplar vererek panel sonlandırıldı.