Maoist Komünist Partisi (MKP) Siyasi Büro (SB) yazılı bir açıklama yaparak, ölümsüzlüğünün 43’üncü yılında Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’yı andı
HABER MERKEZİ (18-05-2016) – Maoist Komünist Partisi (MKP) Siyasi Büro (SB) yazılı bir açıklama yaparak, ölümsüzlüğünün 43’üncü yılında Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’yı andı
Yapılan yazılı açıklamada, Kaypakkaya’nın yalnızca direniş tavrıyla anlamlandırılamayacağı, onun direnişinin ideolojik-siyasi çizgisiyle bir bütün olduğu vurgulandı. Açıklamada İbrahim Kaypakkaya’nın bıraktığı komünist mirasın daha da büyüdüğü, Fehmi Altınbilek eyleminin bunun bir ispatı olduğu belirtildi.
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı;
“Kurucu Önderimiz Kaypakkaya Yoldaşın 18 Mayıs 1973’te Katledilişinin 43. Ölümsüzlük Yıl Dönümü Vesilesiyle;
Çeşitli millet ve milliyetlerden Emekçi Halklarımıza!
Kırılarak Tükenmeyen Tohumların Topraktaki Filizi Büyümeye Devam Ediyor!
Türk hakim sınıfları bundan tam 43 yıl önce, 18 Mayıs 1973 yılında partimizin kurucusu, Komünist önder Kaypakkaya yoldaşı aylarca süren ağır işkencelerden sonra katlettiler. 18 Mayıs tarihe kızıl direniş ruhu ve Komünist mücadelenin yenilmez günü olarak yazıldı. 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşın yenilmez direnişiyle bir kez daha göndere çekilen Komünist manifesto bugün onbinlerin omuzlarında milyonları kucaklayarak ilerlemektedir…
Ölümsüzlüğünün 43. Yıldönümü vesilesiyle kurucu önderimiz Kaypakkaya yoldaşın Komünist anısı önünde sonsuz kere saygıyla eğiliyor, kızıl direniş ruhunu selamlıyoruz!
O’nu salt kızıl direnişi, düşmanı saygıya çeken eğilmezliğiyle değil, temsil ettiği Komünist doğrultusuyla anlamanın ve anmanın şart olduğu, günün gelişmeleriyle çok daha parlak biçimde açığa çıkmış, sosyal pratik tarafından bir kez daha doğrulanmıştır.
Kaypakkaya yoldaş, Komünist ilke ve amaçlar zemininde temsil ettiği ideolojik-siyasi yöneliminden bağımsız olarak, yalnızca direniş tavrıyla değerlendirilemez, anlamlandırılamaz. O, direnişi ve ideolojik-siyasi çizgisiyle bir bütündür. Direnişi basitleştirilemeyeceği gibi, bu direnişi asla ideolojik-siyasi çizgisinden bağımsız düşünülemez…”
Altınbilek eylemi Kaypakkaya’nın mirasının büyümesinin kanıtıdır
Açıklamada, Fehmi Altınbilek’e yönelik 7 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen ve Partizan Halk Güçleri (PHG)’nin üstlendiği eylem hatırlatılarak komünist mirasın derinleştiği vurgulanan açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı;
“Kaypakkaya yoldaş partimizi kurarken gecikmeksizin silahlı mücadele temelinde Halk Savaşı pratiğine girişti. Teori-pratik birliği zemininde gelişen bu Komünist devrimci doğuş, haklı olarak hakim sınıfların korkularına yol açtı, korkularını büyüttü. Korkularının esiri olarak azgınca saldıran hakim sınıflar, Kaypakkaya yoldaşı katlederek korkularından kurtulacaklarını, Komünist mücadeleyi yok edeceklerini sandılar. Ancak, katlederken bile karşılaştıkları Komünist direniş ve tavır karşısında saygı duymaktan kurtulamayn faşist generaller korkularını büyütüp derinleştirmekten ileri gidemediler. Nitekim Kaypakkaya yoldaşın Komünist çizgi ve mirası bugün güçlenerek büyümekte, komprador tekelci burjuvazinin korkusu olmaya devam etmektedir.
Bugün Komprador tekelci burjuvazinin Kaypakkaya yoldaşın ismine tahammül edemeyen faşist baskı ve saldırganlığı bu korknun kanıtıyken, Kaypakkaya yoldaşı bizzat işkence ederek katleden işkenceci faşist Fehmi Altınbilek’e dönük onlarca yıl sonra gerçekleştirilen silahlı eylem Komünist mirasın derinleşerek büyümesinin tanığıdır.
Dünü bugünüyle mücadele tarihimizin yüzlerce şehidi, savaş siperlerinde silah çatan kadın-erkek yoldaşlarımız, şehirlerde düşmanın amansız baskılarına karşı silahlı-silahsız biçimlerde mücadele eden, zindanlarda düşmanla dişe-diş çatışan yoldaşlarımız, partimizin Sosyalist Halk Savaşı Stratejisi temelindeki tüm ilerleme ve gelişmesi kırılarak bitirilmek istenen tohumların büyüme kanıtıdır. Son tahlilde komprador tekelci burjuva sınıf iktidarının faşist saldırganlığına karşı direnen değişik dil-din-cinsten emekçi halklarımız ve soykırıma tabi tutulan Kürt ulusunun direnişi bu mirastan bağımsız değildir.
Özcesi, saklanamaz ve inkar edilemez ki, Kaypakkaya yoldaşın coğrafyamız topraklarına attığı Komünist tohumlar Kaypakkaya filizi olarak büyümekte, ‘’bitirme’’ hayallerini kabusa çevirmektedir.”
Komünist kopuşun kılavuzu: Kaypakkaya
Kaypakkaya’nın yalnızca MKP’nin kurucu önderi olmadığını aynı zamanda komünist mevzideki rehberliğine değinen SB, şunları kaydetti;
“Kaypakkaya yoldaş’ın Komünist bir önder olarak oynadığı tarihsel rol ülke devrimimize sunduğu Komünist perspektif ve bu teorik-pratik perspektifle devrim yürüyüşünü aydınlatan çığırda yarattığı köklü gelenek ve anlamlı mirasla günümüzde devam etmektedir.
Kaypakkaya yoldaş, salt partimizin kurucu önderi olarak oynadığı rol ile değil, Komünist mevzideki rehberliğiyle ülke devrimci hareketinin önderlerinden biri olarak oynadığı rolle de tarihsel misyona sahiptir.
Kaypakkaya yoldaş, her türden burjuva paradigma ve burjuva pasifist kabuklarla birlikte, gelenekçi ve gerici tüm statükoları devrimci ilerleme ekseninde paramparça ederek Komünist kopuşun mimar çizgisini yarataratan önder olarak devrim yürüyüşümüzün sağlam kılavuzudur. Yalnızca dünün değil, günümüzdeki devrimci yürüyüşün sönmeyen meşalesidir. Dahası, dünya proletaryasının coğrafyamızdaki temsilcisi ve Komünist heyulanın dalgalanan bayrağı olma özelliğiyle de yoksul halklar ve mazlum uluslara umut, komprador tekelci burjuvaziye korku kaynağıdır.”
“Kaypakkaya’yı savunmak onurdur!”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi;
“Partimiz Kaypkakaya yoldaşın Komünist mücadele bayrağıyla devrimimizde açtığı ve 18 Mayıs kızıl direniş ruhuyla bizlere devrettiği büyük devrimci çığırı değişen somut şartlarda Sosyalist Halk Savaşı kulvarıyla derinleştirip koprodor tekelci burjuva sınıfların korkusu olmaya devam etmektedir.
Ağır faşist baskı ve saldırılara karşısında, ‘’Kaypakkaya’yı Savunmak Onurdur!’’ şiarıyla direnen ve bedel ödemekten sakınmayan militan duruş hakim sınıfların korkusunu büyüten anlamlı duruştur. Kaypakkaya’nın Komünist doğrultusu ve 18 Mayıs ruhu her türden baskı ve geri çarpıtmaya karşın mücadelemizin sönmeyen meşalesi olarak yolmuzu aydınlatmaktadır.
Her türden saldırıya rağmen partimizin önderliğinde Halk Kurtuluş Ordusu, Partizan Halk Güçleri ve silahlı-silahsız tüm mücadele ve örgütlenme pratiğimiz Kaypakkaya yoldaşın Komünist yürüyüşünü büyüten somut kanıt durumundadır.
O’nu bitirmek için uğraşan hiç bir gerici saldırı ve faşist saldırganlık O’nun büyüyerek siyasi iktidarı zaptetmesini engellemeye muvaffak olmayacak!
Kurucu önderimiz Kaypakkaya yoldaşı ölümsüzlüğünün 43. Yılında kızıl direnişini nünde saygıyla eğilirken, O’nun şahsında tüm devrim ve Komünizm mücadelesi şehitlerini anıyoruz.”