İdeolojik-siyasi seviye ve yetkinliğin geliştirilmesi şartla ihtiyaçtır. Bütün pratik görevlerin yerine getirilmesi ideolojik-siyasi zeminin güçlendirilmesiyle mümkündür. Sağlam bir siyasi çizgi olmadan sağlam devrimci pratik geliştirilemez, görevler omuzlanıp yürütülemez.
Asgari ölçüde devrimden beslenmeyen bir anlayışın eğilerek kırılmaya, her pratiğin ise körelerek yenilmeye mahkum olacağı hesap edilebilir akıbettir. Devrimden uzaklaşan ya da uzak duran her anlayış burjuvaziye yaklaşan reformist anlayıştır. Bu, hiçbir bulanıklığa yer bırakmayacak berraklıkta akla çıkarılmak, bilinmek durumundadır.
Devrimden geriye düşen her savunu, her teorik-pratik yönelim ve her tez-tespitten analiz ya da sentezin, sınıflar mücadelesinin sıcak pratiği ya da devrimci gerçeği karşısında çek edilirken geçer not alması tasavvur edilemeyeceği gibi, kaza-kırım raporundan muaf kalması da düşünülemez. Devrimin yasa ve yargısına maruz bu sınavda bükülerek devrime yabanıl kalan anlayışlar, düzen içi iyileştirmelerle meşgul olan reformist eğilimler olarak burjuva ideolojik tel örgülere hapsolmaktan kurtulamazlar. Bu anlayışlar devrim hedefiyle özgürleşmeye, devrimi merkezlerine alarak devrimcileşmeye muhtaçtır. Zira devrimciliğin temel kriteri veya asgari şartı devrim perspektifine sahip olmak, teori-pratik birliği zemininde devrimi benimsemektir. Bilinçli devrimciliğin ölçütü budur. Köklü düşmanlığa sahip sınıflar arasındaki egemenlik/iktidar sorunu sınıf uzlaşmacılığıyla hal edilir bir sorun değilken, bu sorunun sınıf devriminden başka bir çözümü de yoktur. Tarihsel tecrübeyle sabit olan evrensel gerçek budur, bunu doğrular.
Sınıf çelişkileri zemininde cereyan eden sınıflar mücadelesi, edindiği temel görevle birlikte, çözeceği bu çelişkinin niteliğine uygun olarak taktik ve stratejik değerde araç, metot ve biçimler kullanarak stratejik bir program temelinde devrim hareketine dönüşür. Devrim, son tahlilde siyasi iktidar mücadelesine bağlanan sınıf çelişkilerinin radikal çözümünde yegane eylem olarak yükselir. Her devrim istisnasız olarak siyasi iktidarı konu alır, bunun üzerinden biçimlenir. Devrimci teori ve bunun açıkladığı sınıf mücadeleleri yasası, eylemsel devrimci pratiğin feyiz aldığı evrensel kaynak iken, devrimci ruh diriliğinin yansıması olan devrimci militanlığın esin kaynağı da bu zemindir. Bu devrimcilik, tüm doğasıyla keskin bir kopuş, topyekun bir alternatif ve katı ilkeler temelinde nitelenen açıktan meydan okuyuş tavrıyla gerici sınıf iktidarlarına karşı amansız bir savaşa tutuşmakta karşılık bulur. Sınıf savaşında ve bu keskin mücadelede biçimlenen devrimcilikte ara bir yol yoktur. Ara yol orta yolcu oportünizmin omurgasızlığı ve reformist uzlaşmacılığın burjuva liberal karakteridir.
Sınıflar üstü bir siyaset, kültür, ideoloji yok iken, sınıflar üstü toplumsal bir kategori de yoktur. İnsan ve ona ait her etkinlik mutlak biçimde bir sınıf damgası taşır. Her tavır-davranış sınıfsaldır ve her sınıfın kendine özgü tavrı vardır. Bu tavır sınıf çıkarlarından bağımsız değildir. Her sınıf kendi sınıf çıkarlarına uygun davranır. Davranış ve çıkar birliği sınıf karakteri ya da tavrını yansıtır. Gerici sınıflarla devrimci sınıfların çıkarları birleşmez. Bu temelde sınıf tavırları da örtüşmez, aksine çatışır. İki sınıfın uzlaşması burjuva/gerici sınıflar lehinedir, kabul edilemez. Proletarya, iktidarını burjuvaziyle/gerici sınıflarla paylaşmaz. Bilakis, burjuva ve bilumum gerici egemen sınıfları devrimci yoldan tasfiye etmeyi görev edinir. Devrimci sınıf tavrı, gerici egemen sınıf ve iktidarlarına karşı düşman hukuku işletmekte tereddütsüz ve nettir. Böyle kazanacağız. Gerici egemen sınıflar devrimci savaş esasına bağlı biçimlenen devrim eylemiyle yenilecek, sistemleriyle birlikte tüm düşman sınıflar devrimci yoldan tasfiye edilecektir. Proletarya iktidarı ve onun özgün biçimleriyle devrimci iktidarlar kurulacak, sosyalizm altında komünist topluma yürünecektir. ‘’Zafere mahkum edilenlerin kazanmaktan başka şansı yoktur.’’ Kazanacağız!
Tüm amaç ve hedefleriyle birlikte, sınıf niteliği ve çıkarlarını alenen deklere etmekten sakınmaz proletaryanın öncü kurmayı
Bunun için, MLM ideoloji bilimi ve komünist teoriye bağlı ilkeleri kılavuz alan kararlı bir savaş vermek ve silahlı şiddet esasına dayanan amansız bir mücadele şuuruyla hareket etmek şart ve kaçınılmazdır. Bu savaşı yürütmek için sınıf orijiniyle örgütlenmek, örgütlü mücadele vermek, komünist ilkelere uygun araç ve yöntemler kullanarak devrimci eylemde bulunmak yaşamsal önemde elzemdir. Tüm amaç ve hedefleriyle birlikte, sınıf niteliği ve çıkarlarını alenen deklere etmekten sakınmaz proletaryanın öncü kurmayı. Açıktan bir meydan okuyuş ve açık bir sınıf savaşı göreviyle pozisyon alır. Siyasi iktidar mücadelesinin ihtiyaçları temelinde stratejik bir araç bilinciyle kurulmuş olan proleter sınıf örgütünü, bu örgütün önüne koyduğu hedefleri, bu hedefler için kullanacağı yol-yöntemleri, başvuracağı mücadele biçimlerini, benimseyeceği strateji ve siyaseti, gerçekleştireceği merkezi görev ve görevleri, öngördüğü devrim niteliğine bağlı olarak bir devrim programı çerçevesinde ortaya koyarak açıklar-açıklamakta tereddüt duymaz. Sosyalist demokrasi niteliğinde kuracağı iktidarın gerici sınıflar üzerinde baskı uygulayan bir sınıf diktatörlüğü olduğunu beyan ederek, sosyalist demokrasinin geliştirilerek kendi sınıf egemenliğine de son verecek yönelim temelinde nihai amaç olan sınıfsız-sömürüsüz tek dünya toplumu perspektifine sahip olduğunu saklamaz. Politik savaş partisi vasfıyla gerici sınıflar toplumsal sistemini yıkmayı somut görev olarak mücadele merkezine koyar. Bu perspektife sahip olmadan, bu perspektifle kararlı bir mücadele vermeden ve kuşkusuz ki bu savaşımın teori-pratik ayağını sağlam örgütleyip tesis etmeden devrime yürüyemez, kazanamaz.
Açıklanmış evrensel devrimci teori, amaç ve ilkelere bağlı somut görevler temelinde yürüttüğü proleter sınıf iktidarı uğruna mücadele pratiğinde devrimin önderliği rolüyle iddialı pozisyon alırken, demokratik normlara göre oluşturulup gönüllülük esasına oturan sıkı disiplinin, bu disiplin temelinde sağlanmış irade-eylem birliğinin ve siyasi mücadele bilinciyle kenetlenmiş olan örgütsel güçlerin sağlam tesis edilmesi kesin bir zorunluluktur. Daha da önemlisi, örgütsel güçleri tahkim etmenin ötesinde, bu güçleri kazanmaya endeksli siyasi bir hat izleyerek devrim motivasyonuna adapte olan bir bilinçle dizayn edilmesi şarttır. İddialı olmak kazanmanın ilk adımıyken, iddiasızlık ise pesimist karamsarlığın yenilgiye giden yoludur. Objektif gerçeği görmek ama devrim ruhuyla hareket etmek, kazanmanın ötelenemez bir şartı, bilinçli devrimciliğin kopmaz doğasıdır. Bu bilinç, karşılıksız iddialarda bulunma, boş vaatler verme ve halk kitlelerini kandırma sorumsuzluğuyla asla bağdaşmaz. Dürüstlük her şeyin başıdır. Verilmiş sözün tutulması, ileri sürülmüş iddialara uygun pratiğe girilmesi ve kazanma savının bilimsel teori-pratiğin ikna edici aynasıyla izah edilip değiştirme pratiğinde sergilenen somut irade ve tavırla kanıtlanması tutarlı devrimciliğin göstergesi, ciddiyetinin belirgin emaresidir. Henüz tam olarak açıklanmamış olan evrenin tüm ‘’sırlarıyla’’ açıklanabilir olduğu tamamen bilimsel tezdir. O halde, henüz kazanmamış olmamız kazanmayacağımız anlamına gelmez. Henüz gerçekleştiremediğimiz devrimi gerçekleştirmemiz bilimsel kanıta dayanan tez olmakla birlikte, sınıflar mücadelesi tecrübeleriyle de kanıtlanmış gerçektir. Bu gün örgütsel-siyasi gücümüz zayıftır ama bu güçlenmeyeceğimiz anlamına gelmez. Bugün devrimi gerçekleştirme safhasında örgütsel siyasi bir güce sahip değilsek, yarın bu siyasi güce varmayacağımız iddia edilemez. Bilakis, tüm bilimsel dinamik ve dayanaklarıyla, henüz gerçekleştirememiş olduğumuz devrimi gerçekleştirmemiz kesindir.
Örgütsel güç itibarıyla zayıf da olsa, devrimci sınıf mevzilerinin boş olmayıp asla terk edilmediği pratik tecrübenin tanıklığıyla sabit ve aşikardır. Tutulmuş olan bu mevzilerin devrimci yükselişe temel teşkil edecek nitelikte kararlı ve yaşamsal önemde mevziler olup, stratejik değerde oldukları isabetle tespit edilmek durumundadır. Tutulan mevzilerin zayıflığı değişken olan örgütsel güç yetersizliği zemininde esasta biçimsel, geçici ve taktikseldir. Devrimci motivasyonun kaynağı stratejik üstünlüğün bilince çıkarılması ve örgütsel zayıflığın taktiksel bir durum olarak kavranmasına dayanır. Örgütsel yenilgilerden çıkarak ilerleme rotasında ısrar eden pratik, bu gerçeğin sınanmış tecrübelerle kanıtlanmasıdır. Aksi halde yenilgilerden çıkmak mümkün olamayacağı gibi, küçük güçlerle büyük güçlere karşı savaş yürütme pratiği de mümkün olmazdı. Devrim ile karşı-devrim arası güç dengeleri taktik manada karşı-devrim lehine büyük bir eşitsizliğe, dengesizliğe sahiptir. Her devrim taktiksel olarak zayıf, örgütsel güç olarak küçük güçlerle yürütülüp başarıya taşınmıştır. O halde, taktik üstünlükler, geçici yenilgiler ve örgütsel güçlerin zayıflığı gibi sorunlar devrimin gelişmesinde tayin edici değil, devrimin mantığına uygun gerçeklerdir. Devrimin bu durumu değiştirmesi stratejik üstünlüklerine dayanmasıyla mümkündür, mümkün olmuştur. Stratejik üstünlüğümüzü taktik üstünlüğe taşıyarak ya da stratejik gücümüzü somut pratiğimize yansıtarak kazanacağız.
Sağlam bir siyasi çizgi olmadan sağlam devrimci pratik geliştirilemez, görevler omuzlanıp yürütülemez
Kazanmak için ya da kazanma yolunda ilerlerken; devrimci tarz ve mantaliteye aykırı olan her türden yetinmeciliğin terk edilerek ötelenmesi ve sürekli ilerleme perspektifine bağlı bir gelişme çizgisinin hakim kılınması temel bir gereksinimdir. Pasif değil, canlı, atak ve enerjik olmak, durmak bilmeyen performansla örgütlenmek ve bıkıp usanmayan mücadele tavrıyla yapma fiilini esas almak, yorulmadan çalışmak, çalışmayı somut görevlerle planlamak, kitleleri örgütlenmek ve örgütlü güçleri harekete/eyleme geçirmek; işte devrimci dinamizm buradan doğar. Kazanmanın kayıp edilmiş anahtarı profesyonel örgütçü tavrına uygun çalışma prensibinin uygulanmasında aranır ya da bulunur. Örgütün buna ihtiyacı vardır. Çalışmak, daha fazla, daha sıkı, daha bilinçli çalışmaktadır sihirli söz… Kolektif akıl ve iradeyi harekete geçirmek, merkezi inisiyatif ve kararlara uyup uygulatmak, komite ve kurumsallaşma fonksiyonlarını işlevli kılmak, bağlayıcılık tarif eden hiyerarşik zinciri bozmamak ve görev ve sorumluluklarımızı demokrasi ve disiplin kültürü içinde yerine getirmek kazanma perspektifine bağlı sağlam yürüyüşün gerekli angajmanlarıdır. Kazanma, militan devrimci ruh ve duruşun diri tutulması, eylem pratiğine yansıtılmasıyla mümkün olur. Devrime bilinç ve cüret ekseninde kenetlenmek başarı serüvenine büyük puntoyla yazılıdır. Devrime kenetlenmek, parti ve devrim bilinciyle donanmak, bu temelde devrimci görevleri militan ruh ve pratikle yerine getirmek ve daha fazlası için ideolojik-siyasi çalışmaların yürütülerek niteliğin geliştirilmesiyle mümkündür. Hiçbir şey soyut, temelsiz ve gerekli olan alt yapı donanımından yoksun bir zorlamayla gelişip temsil edilemez. İdeolojik-siyasi seviye ve yetkinliğin geliştirilmesi şartla ihtiyaçtır. Bütün pratik görevlerin yerine getirilmesi ideolojik-siyasi zeminin güçlendirilmesiyle mümkündür. Sağlam bir siyasi çizgi olmadan sağlam devrimci pratik geliştirilemez, görevler omuzlanıp yürütülemez.
Mevcudu koruma, statüko ve rahatı bozmama, durumu kotarma, şartları idare etme, gücü tahkim etmekle yetinip edilgen pozisyon alma, ileri hedeflerden kopan ufuk sınırlılığı, gelişme hedefi taşımayan gelenekçi tekrar, nesnel gerçekle örtüşmeyen slogancı tarz, pratikteki belirsizlik ve kendiliğindenciliğe hapsolan iradesizlik, öngörüden yoksun plansızlık ya da el yordamıyla yürüme, kararlılık barındıran cüret yoksunluğu, siyasi istikrar ve iktidar bilincinden uzak hedefsizlik ya da devrimci militanlıktan tecrit olmuş silik duruş ve kuyrukçuluk vb. vs. gibi onlarca özellik devrimcilikle bağdaşmayıp indirgemeci ve ikameci ekonomizm sınırlarını aşmaz. Yakınmacılık, kahırlanıp efkarlanmak, dertlenip söylenmek, ‘’insan yok, olmuyor’’ biçiminde çaresizlik resmetmek, şartlara teslim olmak ya da koşul ve gerçekliğin arkasına sığınmak, tersinden gerçeği görmeyen öznelci sübjektivizm, gerçeği abartan ve küçümseyen sağ-sol kardeşliği şeklindeki davranış ve yaklaşımlar devrimci mantaliteye ters olmakla birlikte, kazanma dinamizminden yoksun olan acizlik ve kırılma halleridir. Burjuva ideolojik deformasyon, tasfiyeci erozyon ve aşınmanın kıdemli rütbesi olan yabancılaşma, bencilliğin yağ bağladığı burjuvaziye en çok yaklaşan tipik bir çürüme durumudur. Değerler göçüp gitmiş, maneviyat yitip kaybolmuş ve aidiyet duygusu yok olmuş ki, tüm spesifikleriyle gürbüz bir burjuva türemiştir. Burjuva ideolojik entegrasyonun siyasi bozunuma yüz tuttuğu zahir noktanın yabancılaşma olgusuyla örtüştüğü söylense yanlış olmaz.
Krizden beslenen, günlük sorunlara endeksli dar kavgayla meşgul olan sığlık, politik şantaj ve pazarlıkçı davranış, dayatmacılığın her biçimi, kararları boşa çıkaran yaklaşım, disiplin ve işleyişi gevşeten tutumlar, çalışma ve örgütlenmeleri zayıflatan tavırlar, çalışmaları tıkayıcı mühendislikle meşgul olan yaklaşımlar, köylü kurnazlığından beslenen bayağı oyunlar, dedikodu-karalama-teşhir-deşifrasyonu meslek edinen güvenlik problemine dönüşen alışkanlıklar, örgütçülük ya da ideolojik mücadele adına bayağı yöntemlere başvurarak örgütün altını boşaltan oyunculuk ustalığı, konuşmayı meziyet sayan lafazanlıklar ve iş yapmayı zulüm gören tükenmişlikler, gereksiz boşboğazlıklar ve fısıltı gazetesi olarak kirlilik üretenler, devrimden değil boş lakırdıdan beslenenler, liberalizm ve sekterliği uygulayanlar, devrimci faaliyet ve kitleleri tanımayan avarelikler, sağda oturup soldan konuşanlar, eylemde olmayıp gürültü çıkarmakta ehil olanlar, çalışmalara katkı sunmayıp kazanımları baltalamayı iş edineler, bilgi toplama merakçılığıyla etkin olup zayıflıkları koz olarak kullananlar, faaliyet sahasında bulunmayıp internet üzerinden caka satanlar, meydan okuyup meydanlara çıkma cüreti olmayanlar, toparlayıcı ve birleştirici olmayıp yıkıcılık ve bozgunculuğu görev belleyenler, devrimcilik değil köstekçilik yapanlar, ister niyetli isterse niyetsiz olsun objektif olarak gerici pozisyon alıp ısrarla bunu terk etmeyenler, ileri deyip geriye adım atanlar, kendilerini kolektifin üstünde tutan katıksız benciller, havanda su dövüp ipe un serenler ve bir de siyasette kin güdenler, asla devrimci kültür ve devrimci örgütle uyumlu olamazlar. Devrim ve parti bilinci taşımayanlar, bundan doğan sorumluluklarını yerine getirmeyip sorun üretenler ve sürekli çatlak ve zayıflıklarla meşgul olanlar asla devrime hizmet edemezler.
Devrimci sınıf mücadelesi yalnızca dışarıdaki siyasi sınıf düşmanlarımıza karşı verilen mücadeleye indirgenemez. O, aynı zamanda değişik biçim ve tonlarda sınıf saflarında cereyan eden türevlerine karşı bir mücadeleyi de gerektirir. Bu iki mücadele arasında nitel bir fark olsa da ve mücadele biçimleri tamamen farklı olsa da, son tahlilde sınıf mücadelesi içerde de yürütülmek durumundadır. İdeolojik mücadelede ifade bulan bu içerdeki mücadele biçimi asla küçümsenemez. Bilakis önem taşır. Sağlam bir devrimci sınıf örgütü bu mücadele başarısıyla da ölçülür. Bu mücadele burjuva-küçük burjuva ideolojik yansımalar biçiminde cereyan eden içerdeki eğilimlerin eğitilerek düzeltilmesini hedefler. Hata ve zaafların ya da devrimci örgüt dışı tüm davranış, alışkanlık, kültür ve düşünce tarzının düzeltilmesi bu mücadelenin basit ödevleridir.
Teorik ve pratik temelleri üzerine oturmuş sağlam bir devrimci örgütün kazanamayacağı bir mücadele yoktur
Her türden yetersizlik, zayıflık, kırılma, yabancılaşma ve aşınmanın giderilmesi, devrim mücadelesinde konumlanan örgütün sakınamayacağı gereksinimdir. Kazanma yolunda yürünmesi hastalıklarımızın tedavi edilerek iyileştirilmesine bağlıdır. Bunda, eleştiri-özeleştiri silahının amacına uygun olarak kullanılması, ideolojik-siyasi çalışmaların ihmal edilmeden yürütülmesi, pratik mücadele görevlerinin yerine getirilmesi, demokratik-merkeziyetçi örgütlenme ilkesine uygun bir demokrasi ve disiplinin işletilmesi en temel ihtiyaçlardır. Uzun vadeli stratejik yönelim temelinde ideolojik-siyasi temelin sağlamlaştırılması elzem olmakla birlikte, pratik ya da acil sorunların aşılması için örgüt yasasının uygulanması zorunludur. Teorik ve pratik temelleri üzerine oturmuş sağlam bir devrimci örgütün kazanamayacağı bir mücadele yoktur…
Sınıf düşmanlarımız bizlere karşı savaşta sadece zor-şiddet unsurlarına başvurmaz. Kirli savaş olarak tabir edilen ve haksız savaş cephesinin temel bir karakteri olan bu savaş biçimi istisnasız olarak her devrim ve devrimci mücadele güçlerine karşı kullanılan bir biçimdir. Ve bu kirli savaş biçimi, psikolojik savaş metoduyla da birleştirilip en yaygın biçimde değişik araç ve yöntemlerle sahnelenir. Dedikodu, bilgi kirliliği, teşhir, deşifrasyon, karalama, yıpratma, güvensizlik yayma, içte karışıklıklar yaratarak içerden yıkma, birbirine vurdurma, hedefleri bulanıklaştırma gibi onlarca yöntem burjuvazinin başvurduğu etkili savaş yöntemidir. Ne yazık ki, devrimci saflar çoğu kez bu dümen oyununa düşmekten kurtulamaz. Özellikle devrimci örgüt içindeki sorun ve çelişkilerin kaşınmasıyla hedefine ulaşır düşman. Kuşkusuz ki, devrimci saflar veya örgütlerde sorun yaşayıp zayıf halka durumunda olan kişi ya da dışardaki kimi çevreler bu oyuna çok daha kolay düşerler. Devrimci örgütün enerjisini tüketen, yönelimini sabote eden, görev ve çalışmalarını sekteye uğratan işlevle rollerini sergilerler. Dolayısıyla her yoldaşın ve her devrimcinin bu oyuna karşı uyanık olması önem taşır. Bir çok yoldaş veya çevrenin bilinçsizce de olsa, objektif olarak bu burjuva oyuna düştüğü söylenebilir. Ki, bu zeminde gelişen sorunların fiilen kazanma yoluna engel koydukları açıktır. Her yoldaşın bu türden davranış, alışkanlık ve kültüre karşı uyanık olması, berrak bir örgüt ve devrim bilinciyle donanması şarttır. Bu konuda doğru bir mücadele verilip güçlü bir irade ortaya koyulmadan kazanma yolunda ilerlenemez ise, parti ve devrim bilincine uygun bir pratiğin geliştirilmesi ertelenemez temel bir gereksinimdir.
Yoldaşlaşma ya da yoldaşlığın egemen kılınması bir çok sorunun aşılmasında anahtar iken, başarının da temel bir zeminidir. Devrimle birleşen herkes dostumuz, partiyle birleşen herkes yoldaşımızdır. En ciddi hatalarına rağmen, hatalarından kopan veya kopma iradesi gösteren her yoldaşla birleşmek temel kaygımızdır. Yoldaşlık en büyük harç ve üzerinde yükseleceğimiz en sağlam temeldir. Yoldaşlarımızın hataları, yoldaşlarımızdan daha önde, daha önemli olamaz. Lakin ciddi ve tahripkar hataları terk etmek, partinin irade-eylem birliğini zayıflatmamak, parti örgütlülüğü ve faaliyetlerini geriletmemek, engelleyici rol oynayan olumsuzluklarda ısrar etmemek ve devrim zemininde partiyle bütünleşmek bu yoldaşlığın asgari şartlarıdır. Sınıflar mücadelesinin tüm amansızlıkları ve zorluklarıyla tanışıp savaşacağız; zorlanacağız ama yoldaşlarla birlikte ve yoldaşlığın kuvvetiyle kazanacağız. Zira, zafere mahkum olanların kazanmaktan başka yolu yoktur.