DHF’nin yürüttüğü kampanya dahilinde kalbinin yüzde 70’i çalışmadığı halde hapishanede ölüme terk edilen Abullah Kalay için Nurtepe’de bir yürüyüş yapıldı.
İSTANBUL (23. 09.2013) – Kalbinin yüzde 70’i çalışmayan ancak buna rağmen hapishanede tutulmaya devam edilerek tedavisi engellenen Abdullah Kalay’ın serbest bırakılması için dün akşam Nurtepe’de DHF tarafından bir yürüyüş yapıldı. Saat 19.00’da Hacı Ethem İlköğretim Okulu önünde “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın- Abdullah Kalay’a özgürlük” pankartı arkasında bir araya gelen kitle buradan Sokullu Caddesi üzerinden Güzeltepe’ye yürüdü. Kitle mahalle içerisinde yürürken bir yandan da ajitasyonlarla işçi ve emekçilerin, kadınların, Alevilerin, ezilen Kürt ulusunun haklarını savundukları için hapishanelerde hasta tutsakların ölüme terk edildiğine değinilerek “Yoldaşlarımız faşizmin zindanlarından alacağız” sözleriyle Nurtepe halkı yürüyüşe katılmaya çağrıldı.
“Abdullah Kalay serbest bırakılsın”, “Yaşar İnce serbest bırakılsın”, “Erol Zavar serbest bırakılsın”, “Murtaza Dağ serbest bırakılsın”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “İçerde dışarıda hücreleri parçala”, “ Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarının atıldığı yürüyüş sonrasında kitle tekrar Sokullu Caddesi’ne döndü. Burada DHF adına yapılan açıklamada egemen sistemin faşist karakterinin her önemli süreçte önce hapishanelerde gerçek yüzünü açığa vurduğu ve hapishanelerdeki saldırıların tesadüf olmadığı vurgulanarak 1980 Askeri faşist darbesinin ardından Diyarbakır, Metris, Mamak, ‘90’lı yıllarda Ümraniye, Burdur Hapishanelerinde , ’96 yılında Ulucanlar ve 200 yılında F Tipi projesinin hayata geçirilmesi için 20 hapishaneye eş zamanlı düzenlenen ‘Hayata Dönüş’ katliamlarına değinildi.
‘Adli Tıp değil infaz kurumu’
“Bunun son örneği Kandıra 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutsak bulunan Abdullah Kalay, 13 Nisan 2012 tarihinde kalp krizi geçirmiştir. Saatlerce hastaneye götürülmemiş ve adeta ölüme terk edilmiştir. Devrimci tutsakların saatlerce süren eylemi neticesinde Abdullah Kalay, “koma halindeyken” yürütülerek “hastaneye” götürülmüştür. Geç müdahale ve iki buçuk saat sonra hastaneye yetiştirildiği için kalbinde ağır tahribat olmuştur ve kalbinin yüzde 70’i çalışmamaktır. Ağır hastalığından dolayı infazının durdurulmaması, tedavinin dışarıda sürdürülmemesi için devletin infaz kurumlarından biri gibi çalışan Adli Tıp kurumu hasta tutsaklara karşı ideolojik yaklaşmakta ve ölümlerini onaylamaktadır. ‘Nabzı atıyor, kalbi çalışıyor, normaldir’ diye Abdullah Kalay’ın hapishanede hayatını sürdürebileceğine oy birliğiyle karar verilmiştir. Adli Tıp raporları dikkate bile almamıştır. Abdullah Kalay’ın dışarıda tedavisinin devam edilmesine ilişkin talebi reddedilmiştir. Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu red kararında (20 Şubat 2013) (kararı da 2 ay sonra, 25 Nisan 2013) bildirmiştir.” denilen açıklamada Abdullah Kalay’ın açıkça devlet eliyle öldürülmek istendiği belirtildi.
Abdullah Kalay, Erol Zavar, Yaşar İnce, Murtaza Dağ ve yüzlercesi..
Kalay dışında ülkemiz hapishanelerinde yüzlerce tutsağın ölüme terk edildiği belirtilen açıklama “Şu anda farklı hapishanelerde 100’e yakını ölüm sınırında olmak üzere, 412 hasta tutsak bulunmaktadır. Abdullah Kalay, Erol Zavar, Yaşar İnce ve Murtaza Dağ bunlardan sadece birkaçıdır. Demokratik Haklar Federasyonu olarak bir kez daha güçlü bir şekilde haykırıyoruz; devrimci tutsakların haklı ve meşru direnişi direnişimizdir, devrimci tutsakların içeride öldürülmesine sessiz kalmayacağız. Abdullah Kalay serbest bırakılsın! Hasta tutsaklara özgürlük! Devrimci tutsaklar onurumuzdur! “ sözleriyle sonlandırıldı.
Yapılan açıklama sonrası eylemlerin devam edeceği belirtilerek 27 Eylül Cuma günü Çağlayan Adliyesi’nde ve 29 Eylül Pazar günü Gazi Mahallesi’nde hasta tutsaklar için DHF’nin yapacağı eylemlere katılım çağrısı yapıldı. DHF’nin örgütlediği eyleme SODAP, Halk Cephesi, SYKP, Partizan ve BDP destek verdi.
http://www.halkingunlugu.net/