Savaşıyla karşı durmaktır halkın sofrasını talan eyleyenlere, bilinçli bir öfkeyi kuşanarak varılacaktır o anlamlı güne Onlar komünizm mücadelesinin çetin bir mücadele olduğunu biliyorlardı Amansız çatışmalar tarihimizde bedellerin kaçınılmaz olduğunu göstermiştir bize. Düşman fütursuzca saldırıyor ve tüm bu saldırılara karşı durmak devrimci savaşta ısrar etmek dünden daha gereklidir. Aslolan yoldaşlarımızın bize bıraktığı siperleri doldurmak ve kadının kurtuluşu ve tüm toplumun kurtuluşu için mücadelenin halayına katılmaktır
“Buralarda kadın sesi pek duyulmaz. Sesimi alıp buralardan çok uzaklara götürmeni istiyorum” (Soraya’yı Taşlamak filminden)
Sesini en ücra köşelerde bırakmış kadınların sesi olma adına yola düşenleri saygıyla selamlıyoruz.
Tarih notlarını tutmaya başlayalı beri ezilenlerin tarihi ezenler tarafından yazılır olmuştur. İnkâra dayalı yazılan bu tarihin asıl kahramanları hep bir noktada, baskı altında, kendi yalnızlığında yaşamıştır. Ezenlerin tüm bu baskılarına rağmen bu kahramanların yaktıkları kıvılcımlar hiç ama hiç söndürülememiştir. İşte bugün özgürlüğe giden yolu aydınlatanda o günden bugüne taşınan bir kibrit çöpü kıvılcımıdır.
Bu kıvılcımı yakanlar nicelere ulaştı ve hâlâ da devam ediyorlar. Geçen tarihsel mücadelede söz söyleme hakkını elde eden kadınların, kendi kaderlerini tayin etmede de örgütlü, bilinçli ve bir o kadar da anlamlı duruşları devam ediyor. Kadim toprakların bağrına düşen alı-moru kuşanmış kadın savaşçılar muştuluyor zaferi. Deniz ve Lorin yoldaşlar kavganın en derin dehlizlerinde kuşandılar silahlarını ve sürekli sindirilmek istenen kadının küllerinden yeniden ve yeniden yarattılar yaşamı. Yanı başlarında düşen yoldaşları Cenk ve Savaş ile köhne düzene, onun savunucularına ve bilumum egemen erkin algılarına karşı birlikte savaşarak siper oldular.
Lorin ve Deniz yoldaşlar kadının köleleştirilmesi, biat eden, toplumda değer yargıları ve dinci-gerici faşist yönetimlerin buyruğuyla düzene çekilmeye çalışılmasına karşı bilenen öfkemizin kutup yıldızı oldular. Şahin yoldaşın ” Kudretli olalım, cüret edelim, daha ileri çıkalım.” talimatını ileri bir mevzi konumlanması olarak aldılar ve öyle konumlandılar. Varılmak istenen o özgürlükler dünyasına yürürken kaba bir kahramanlık değildi düşleri. Onlar bilinçli, perspektifleri sağlam, kadının rengini kuşanmış önderdiler, kadındılar.
Kadının kurtuluşunun bir bütün toplumun kurtuluşu mücadelesi olduğunun bilinciyle vuruyorlardı her bir hedefi. Aslolan Sosyalist Halk Savaşıyla karşı durmaktır halkın sofrasını talan eyleyenlere, bilinçli bir öfkeyi kuşanarak varılacaktır o anlamlı güne. Onlar komünizm mücadelesinin çetin bir mücadele olduğunu biliyorlardı. Amansız çatışmalar tarihimizde bedellerin kaçınılmaz olduğunu göstermiştir bize. Düşman fütursuzca saldırıyor ve tüm bu saldırılara karşı durmak devrimci savaşta ısrar etmek dünden daha gereklidir. Aslolan yoldaşlarımızın bize bıraktığı siperleri doldurmak ve kadının kurtuluşu ve tüm toplumun kurtuluşu için mücadelenin halayına katılmaktır . Ve işte o zaman söylenecek yarım kalmış türküler ve işte o zaman çizilecektir özgür dünyanın resmi. Ve işte o zaman sessizlikte büyüyen kadının sesi yankılanacak Munzurlar da ve işte o zaman biz Meral olacağız, Barbara olacağız, Yıldız olacağız, Yeter olacağız, Aycan olacağız, Berna olacağız, Sevda olacağız, Lorin olacağız, Cemile olacağız ve yine Kürdistan’ın kavga yürekli Delali Hülya olacağız. O zaman tutuşacak tüm bozkır bir dansımızla. Kendi gericiliğinde boğulacak yasa yapıcılar, yürekleri kara tüm gericiler. Yoldaşlarımız bizlere aydınlık yolu açtılar. Artık bu tabur durmayacak, gidenlerimiz ardıllarına bıraktılar ve bayrak daha yükseklere çekilecek. Mesajınızı aldık yoldaşlar!
Saygıyla anıyoruz.
Gazete Patika