Komünist Önder Cüneyt Kahraman (Savaş) yoldaşın önderliği ve yol göstericiliği bugünde kararlı adımlar atmamızda, tıkanıklıkları zorlamamızda bize öğretmenlik yapıyor. Kamile Öztürk 2.Askeri konferansımız da kendimize şiar olarak benimsediğimiz “Özgürleşmiş Düşünceye Pranga, Çelikleşmiş Yüreğe Kurşun İşlemez” sözü Savaş yoldaşın ve tüm diğer ölümsüz yoldaşlarımızın talimatı olarak bilincimize kazınıyor. Devrim adına sürdürdüğümüz savaş, ancak geçmişten dersler çıkarılarak, bu temelde eskiyi yeniyle buluşturarak, savaş pratiklerimizi çoğaltarak, hedeflerimizi geliştirerek ve en önemlisi de en hareketsiz olduğumuz koşullarda dahi komünist öncümüz Savaş yoldaşında ifade ettiği gibi karamsarlığa düşmeden ve onu düşmandan daha düşman bilerek sınıf mücadelemizi geliştirmek zorundayız.
Biliyoruz ki koşullarımız ne olursa olsun, zorluklar ne kadar aşılmaz gibi görünse de görünsün insanın bilinçli dinamik rolü her olguda belirleyicidir. Konferansımız da bu çizgiden hareketle, başta ölümsüz yoldaşlarımızın bıraktığı tarihsel mirası da yüklenerek, imkansız denilen her şeyi imkanlı kılmayı kendine hedef etmiştir. Bu yüzden düşüncelerimiz de yüreğimiz ve bilincimiz de hiçbir saldırının kuşatması altında değildir. Her bir saldırı karşıtı olan yeni savaş mevzileri oluşturur. Her saldırı istemeden de olsa yeni karşı cepheler açar. Bu cephelerin ve mevzilerin güçlendirilmesinin öneminin farkındayız. Bu nedenle geri durmak değil, cüretle, öne çıkarak ve savaşarak bu yolu yürümeye kudretimiz olmalıdır.
Kamile Öztürk (Nuray) yoldaşın ismini taşıyan 2. Askeri Konferansımız silahlı mücadele de kadınların görünür olmasını kendine ilke edinir. Azımsanmayacak bir silahlı mücadele tarihi olan Partimiz kadın yoldaşların tecrübesinden ne yazık ki yoksun kalmıştır. Katılım boyutuyla kadın varlığı Partimiz için önemli bir birikimdir. Bu birikimin kadınların savaş içindeki özgün durumlarını açığa çıkaracak, bu özgünlüklerden edinilen bilgi, birikim ve savaş deneyimini sonraki kuşaklara aktaracak bir işlevsellikten uzak kalmıştır. Kadın yoldaşlar savaş tarihimizde hep var olmuş, fakat isimlerine, anılarına, mücadelelerine dair az şey konuşulmuş, az şey söylenmiştir. Geçte olsa bu gerçeği görmek ve tanımlamak tüm kadın yoldaşların irade, eylem ve sözlerine tekrar yeni baştan mücadele ile buluşturmak bizim için önemlidir. Aynı zamanda bunu zorunlu bir görev olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz.
Kamile Öztürk (Nuray) yoldaş parti tarihimizde gerilla alanlarında ölümsüzleşmiş ilk kadın yoldaştır. Kamile yoldaş mücadele yaşamı sadece gerilla mücadelesi ile sınırlı değildir. İlk olarak şehirlerde başladığı illegal mücadele kendini sınıf savaşımının en keskin dönemeçlerine taşımıştır. Daha henüz şehir çalışmalarındayken düşmanın saldırıları karşısında sarsılmaz bir irade ortaya koymuştur. İşkencede tecavüze uğramış, zindanların ağır koşulları altında kayaları delen direngen bir çiçeğe dönüşmüştür.
Devrimci bir kadının düşman karşısındaki tavrını ilkeli bir biçimde sergilemiş, kadın devrimcilerin tecavüz ve taciz gibi cinsel işkence yöntemleriyle iradesizleştirilemeyeceğini, bunun da düşman işkencesinin bir parçası olduğunu politik duruşu ile ortaya koymuş, burjuva mahkemelerini yargılamıştır.
Kamile (Nuray) yoldaş hiçbir saldırı altında yılmamıştır. O aksine zindandan çıkar çıkmaz yönünü gerilla alanlarına/savaşına dönerek sınıf savaşımına ve kadın özgülük mücadelesine devrimci kadın iradesiyle önemli katkılar sunmuştur. Katılım tarihini dahi düşündüğümüzde Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklarında bir kadın olarak gerilla savaşında yer almak, hele ki bütün ön yargılara inat o zorlu dağ yollarını aşındırmak büyük bir irade ve bilinç gerektirir. İşte bu bilinç ve irade Kamile yoldaşın Partiyle buluşan devrimci kişiliğinde açıktır.
Onun gerilla mücadelesinde ölümsüz kılan öncü kimliği, devrimcilerin bile toplumsal geri kabullerine, erkek egemen değer yargılarına bir itirazdır. Kadın gücünün savaşta önemsiz görüldüğü, hatta çoğunlukla yük olarak algılandığı bir dönemde devrimci kadın iradesiyle işin tam merkezindedir. Bundan ötürü o Partimizdeki tüm kadın gerillalar ve kadın yoldaşlar adına gerilla savaşımızın ilk kıvılcımıdır.
Savaş tarihimizde Kamile yoldaş başta olmak üzere nice kadın yoldaş can bedeli bir tavırla savaşın içinde yer almışlardır. Fakat kendi tarihimiz başta olmak üzere kadın komünistlerin ve devrimcilerin pratikleri hep en az anlatılan ve en az konuşulan meselelerin başında gelmiştir.
Kamile Öztürk 2. Askeri Konferansımız tarihten bu yana gelişmiş olan hatalı anlayışlara öz eleştirel bir cevap niteliği taşımakla beraber, kadınların devrimci savaşta görünmeyen tarihini açığa çıkartmanın da simgesel bir anlamıdır.
Ali Haydar Yıldız 1. Askeri Konferansımızda yer alan “devrim için her şeyi yıkacağız” şiarına da değinmeden geçmek doğru olmaz. 1. Askeri Konferansımızda söylenen o söz-şiarımız ordumuzun içindeki ihtiyaçsallığı gözler önüne serer. Sadece kuru bir savaş ile yol yürünemeyeceğini anlatır.
Devrimi başlatmanın ilk ilkesi insanın kendisinden başlattığı değiştirme eylemidir. Yani yıkmak ve yeni baştan inşa etmek. Bu kaba bir yıkıcılık ve zor yoluyla dönüştürme eylemi değildir. Bilinir ki bu yöntem düşmana- karşı devrimcilere uygulanan bir yöntemdir.
Devrim sadece kendini feda etmeye hazır milyonlarca insanın varlığı, fedakarca her işi sırtlamaya hazır ordular demek değildir. Devrim gerçek manada kendini yıkma ve yeni baştan yaratma konusunda tereddüt etmeyenlerin devrimidir. Çünkü devrim bağrında yeni bir toplum yaratmak içindir. Yeni bir kültürün ve özgür düşüncenin yaşam koşullarını oluşturmak içindir.
Nihayetinde sistem alışkanlıkları, öğretilen toplumsal değerler, gerici yaşam halleri istemesekte bizi gerici olana bağımlı kılmayı koşullar. Bu bağımlılık devrimci olmayı istemek ve bunun için en zorlu alanlarda bulunmakla değişecek bir şey değildir. Bilinçli bir irade kültürel ve ideolojik anlamda da sistem tarafından saldırı altında olduğunu bilir. Bu saldırıyı göğüslemek kendini savunmakla tek başına gerçekleşmez. Gerici saldırılara saldırı ile karşılık verme meselesini günceller. Yani daha özcesi kendini burjuvazinin tüm aygıtlarına karşı savunmanın yanı sıra saldırıya geçmeye şartlamak gerektiğini haykırır.
Bu nedenle 1.Konferansımızın şiarı “devrim için her şeyi yıkacağız”dı. Kendimizden başlayarak yıkmak gerektiği, dönüşmek için ilk hesaplaşmayı kendimizden başlatmamız gerektiğini bu yolla özümseme fırsatına eriştik. Çünkü HKO gerillaları olarak her ne kadar sistemle fiziki nedenlerden kaynaklı az bir etkileşim içinde olsak da sistemden öğrendiklerimizi taşıyıp getirdiğimiz gerçeği de söz konusuydu. Madem bedel ödemek konusunda tereddütsüzdük o halde değişmek konusunda da tereddütsüz olmalıydık. Bu şiar bizim için- savaş güçlerimizin ayrımsız her bir kademesi için- içsel yıkma eylemi ve kendimizi sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına göre yeniden yaratma iddiasıydı.
Ali Haydar Yıldız 1. Askeri konferansımız ve Kamile Öztürk 2. Askeri Konferansımız gerek ortaya koydukları şiarlarla, gerek savaşın ihtiyaçlarına göre takındığı tutumla askeri yaşamımıza önemli katkılar sundu. Her iki konferansımızda savaş deneyimlerini özümseme, savaşı daha iyi anlama olanağı sağladı.
İki Askeri Konferansımızda devrimcilerin güncel görevlerini hatırda tutmak için önemli belirlemelere gitti. Kendini yıkmak kadar düşman saldırıları altında çelikleşmeyi, düşmanın tüm cephelerdeki saldırılarına devrimci bilinçle karşı koymayı ve savaşın koşullar ne olursa olsun, zorluklara inat başarmaktan başka bir şansımız olmadığını yineledi. “Özgürleşmiş düşünceye pranga, çelikleşmiş yüreğe kurşun işlemez” dedi ve yeni dönemi karşılamanın ayrıntılarını sundu.
1.Askeri konferansımıza rengini veren yoldaşlarımız, geliştirdikleri pratiklerle 2.Askeri Konferansımızın inşasında da yerlerini aldılar. 1.Askeri konferansımızda onlar ölümsüz yoldaşlarımızın mücadelesi önünde saygı duruşuna tutuşup zafer sözleri verirken, bugün biz 2. Askeri konferansımızda onların yarattığı değerler üzerinden saygı duruşuna tutuşarak, kazanma ve başarma sözü veriyoruz.
Elimize E-posta yoluyla ulaşan bu yazı ilk olarak Maoist Komünist Parti merkezi kitle yayın organı olan Sosyalist Halk Savaşı Gazetesi’nin Haziran 2022 özel sayısında yayınlanmıştır.