Politik Tutsaklar Yanlız Değildir

Korona salgını sürecinde hapishanelerde yaşamın daha da zorlaştığı bu dönemde, tutsak yoldaşlarımıza  sahip çıkma,  maddi ve manevi olarak destekleme, taleplerini kamuoyuna  sunma görevi bugünler de daha da acil ve önemli durumdadır Korona salgınına karşı ciddi önlemlerin alınmadığı, ölüme terk edilen politik tutsaklar için yeni bir düzenlenme yapılmazsa  yüzlerce tutsağın yaşamına mal olacağı açık.

ADHK (11-05-2020) Korona salgını tüm toplumsal sistemi teslim alırken, bazı devletler; korana salgını sebebiyle cezaevlerinde  tutsakları tahliye etti. Dünyanın belirli ülkelerinde cezaevlerinde tahliye gerçekleşti. Türk devleti ise, korona salgınından dolayı  cezaevlerinde olan çetecileri-mafyayı, tecavüzcüleri, dolandırıcıları, rüşvetçileri, katilleri, hapishanenden tahliye etti. Ki bunların bir kısmını ise ödüllendirdi. AKP hükümetinin MHP’nin isteği ve desteğiyle  düzenlediği kısmi infaz yasasındaki değişiklikler  korona salgınına karşı hapishanede  bulunan  politik tutsakları pandemiden (salgından)  korumadığı gibi tüm olanakları kısıtlayarak enfekte olmaya açık hale getirmiştir. Hapishane de kalamaz durun da olan tutsaklar dahi yasal düzenlemeye dahil edilmediler.

1996 ölüm orucu direnişçisi Abdullah Kalay. Wernicke Korsakoff ve  kalp hastası. Kalbi sadece % 30 çalışıyor. Kalp krizi geçirmiş olan  Abdullah Kalay’ın  Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin vermiş olduğu rapora göre ‘Hapishanene de  kalamaz’. Kalay doktor raporuna rağmen hala hapishanede tutuluyor.

İsmail Yılmaz beyin kanaması sonucu hastahaneye kaldırıldı. Bu durumda olan onlarca tutsak var. Ve yine çocuk tutsaklar. Hapishanelerin, işkencenin bir “eğitim “aracı olarak reşit olmayanlara uygulanması. Kapatma cezalarının eğitici yanı olsaydı hapishaneler  yüz yıldır süre gelmezdi.

Hapishanede olan politik tutsaklar, aydınlar, gazeteciler, bilim insanları, halkın seçtiği belediye başkanları, belediye meclis adayları, eğitim görevlileri, öğrenciler, “açım” diyerek sistemi protesto edenler, saray saltanatını  eleştirenler daha fazla cezalara çarptırılacak. AKP hükümeti; ceza infaz sistemini değiştirerek daha fazla cezaevlerinde kalmaların  yolunu açtı. Toplumu sindirmenin aracı olarak “gizli tanık”(?!) ifadelerini delil sayarak, belirli yoldaşlarımızı ve siper yoldaşlarımızı tutuklayarak, haksız, hukuksuz bir yargılamayla  bazılarına ağır müebbet cezası verildi.   Gizli tanık ifadelerinin düzmece olduğunu söyleyen, adil yargılama talebinde bulunan  Mustafa Koçak, talebinin yerine gelmesi için ölüm orucuna başladı. Şimdi aynı taleple tutuklu avukatlardan Av. Ebru Timtik ve  Aytaş Ünsal’ın başlattığı ölüm orucuna  iki arkadaşı daha katılarak devam etmekteler. Yine sanatı, türküyü, kültürü, yasaklayan iktidar ve savcıları Grup Yorumun üyelerini  tutukladı. Konser  yasaklarının kaldırılması, grup üyelerinin serbest bırakılması için ölüm orucuna başlayan Helin Bölek ve İbrahim Gökçek ölüm orucunda yaşama veda ederek şehitler  kervanına katıldılar.

Hapishanelerde  politik tutsaklara  karşı devletin baskıları artarak devam ediyor. Ayakta sayım, keyfi disiplin soruşturması ve cezaları, sosyal ve kültürel faaliyetlerin kısıtlanması, hasta tutukluların tedavi edilmemesi,  kitap ve dergilerin verilmemesi, havalandırmanın kısıtlanması yada disiplin cezaları verilerek haftalarca havalandırmaya çıkarılmaması, aileleriyle görüşmelerin engellenmesi veya görüşe gelen ailelerin keyfi olarak saatlerce bekletilmesi, mektuplaşmanın engellenmesi, çıplak aramalar  gibi baskıların dozajı  artmıştır. Politik tutsaklar bedenini ölüme yatırarak, elde ettikleri haklar, AKP iktidarı tarafından gasp edildi. Faşist devletin hapishanende sürdürdüğü baskılara karşı, politik tutsaklar ölümüne direnmek zorunda kalıyorlar. Hapishanelerde artan işkencelere artık dayanamayacağını söyleyen tutsaklar açlık grevine başladıklarını ailelerine bildirdiler.

Korona salgını sürecinde hapishanelerde yaşamın daha da zorlaştığı bu dönemde, tutsak yoldaşlarımıza  sahip çıkma,  maddi ve manevi olarak destekleme, taleplerini kamuoyuna  sunma görevi bugünler de daha da acil ve önemli durumdadır. Korona salgınına karşı ciddi önlemlerin alınmadığı, ölüme terk edilen politik tutsaklar için yeni bir düzenlenme yapılmazsa  yüzlerce tutsağın yaşamına mal olacağı açık.

Hapishanelere bulaşan pandemi için  hiç bir önlem alınmış değildir. Özellikle uzun süreden beri fiziksel olarak yaşamını idame etmekte zorlanan  hasta tutuklular risk grubu içindiler. Kimi tutukluların yaş ortalaması 65 yaş üstünde, kimileri ise  (akciğer, kalp, tansiyon, şeker, astım, böbrek, kanser) kronik hastalıklara sahipler. Salgın sürecinde hapishanede kalmamaları gerekir. Yeterli beslenme imkanın olmadığı ve  korona salgınıyla da politik tutsaklara günlük verilmesi gereke üç öğünün sayısı ve miktarı düşürülmüştür. Disiplin cezası alanlara yemek, soğuk ve sıcak su verilmemekte.

AKP hükümeti ve sözcüleri, halkın korona salgınına karşı korunması için hijyen malzemeleri kullanılmasını önermekte, kendini dünyaya “iyi göstermek” için diğer ülkelere maske gönderme gösterisini de hepimiz izledik. Ancak hapishanede  korona salgınına karşı hijyen malzemeleri verilmediği gibi, temizlik malzemeleri de geri  toplanmıştır. Basına yansıyan  Ali Gülmez‘in kaldığı hücreye baskın düzenleyerek günlük temizlik malzemeleri toplatılmıştır.

Faşist AKP hükümeti bugün her alanda yaşam alanlarını daraltan, hakları gasp eden, yoksulluğa mahkum eden politikaları sistematik olarak devam ediyor.

Türkiye ve K. Kürdistan’da verilen  mücadele  ve hapishaneler de örgütlenen  direnişler  sonucu politik tutsaklar demokratik haklar elde etmiştir. Can bedeli kazanılan  haklar AKP iktidarına kadar  korunmuştu. Bizler, devrimci, demokratik kurumlar olarak ortak hareket etmeliyiz. Her iktidar değişimi dönemlerinde toplumun kanayan  yarası  olan hapishaneleri  özel gündem yaparak  AKP  hükümetinin  hapishanelerde  uyguladığı faşist baskıları teşhir etmeli, sokak ayağını dediğimiz eylemleri örgütlemeliyiz.

Kurumumuz açısında mücadelemizin temel taşlarını oluşturan hapishane  direnişlerine  sahip çıkılması, tutsak olan yoldaşlarımızı  ve siper yoldaşlarımızı  sahiplenme önemli bir yerde duruyor. Bundan sonrada aynı hassasiyet göstererek hapishanende ki,  politik tutsaklarla maddi ve manevi dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz.

ADHK (Avrupa Demokratik   Haklar Konfederasyonu)

ADKH (Avrupa Demokratik Kadın Hareketi)

SYM (Socialist Youth Movement)

11 Mayıs 2020