ADHK (15 Mayıs 2013) 11 Mayıs’ta, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde patlatılan bombalar sonucu 50’nin üzerinde emekçi katledildi. AKP sözcüleri alelacele ‘’marksist bir örgütün işi’’ açıklamasını yaptılar. Böylesi bir kitle katliamı; kendisine Marksist diyen bir örgütün eylemi değildir ve olamaz da. Böylesine bir vahşet, olsa olsa yürüttükleri savaşın psikolojik alt zeminini hazırlamaya çalışan ve bu amaçla halkları birbirine karşı kışkırtmak isteyen faşist devletlerin veya onların taşeronu durumundaki soysuz çetelerinin katliamıdır.
Başını ABD emperyalistlerinin çektiği ve taşeron olarak AKP’yi kullandıkları Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana, yaşanan ikinci katliamdır bu. Hatırlanacağı üzere, 11 Şubat’ta yine Reyhanlı ilçesi Cilvegözü sınır kapısında bombalar patlatılmış,14 kişi katledilmişti. Her iki katliam da, savaş kışkırtıcılığı için kullanılan çetelerin kıyımıdır. Ki, bunun adresi de gayet açıktır. Olayın hemen ertesinde konulan yayın yasağı da bunu gayet açık bir şekilde göstermektedir.
Emperyalistlerin birbirleriyle tutuştukları eğemenlik dalaşının Suriye ayağında Türk egemenlerine biçilen rol, çapulculardan oluşturulan ÖSO’ya askeri lojistik destek verme, barınma ve askeri eğitim imkanlarını sunmanın yanısıra, esas olarak savaşın kışkırtıcılığını yapmaktır. Bu tarz katliamlarla, halkları birbirlerine karşı kışkırtarak, Suriye’deki savaşın direkt parçası olma, Türk ordusunun ve uluslararası emperyalist güçlerin Suriye’ye girmesinin “toplumsal meşrutiyeti”ni sağlamaktır.
Türk faşist diktatörlüğü, başından beri Suriye’deki savaşın bir parçası durumundadır.Türkiye-Kuzey Kürdistan emekçi halklarını da her türlü demogojik manipülasyonla bu savaşın parçası kılmaya çalışmaktadır. ‘’Esad Suriye’nin güneyinde Nusayri devleti kurmaya hazırlanıyor’’, ‘’muhaliflere ve halka kimyasal silah kullanıyor’’ vb. gibi spekülasyonlarla, bir yanıyla toplumun inançlarını kullanıp ve bunları birbirlerine karşı kışkırtmakta, diğer yanıyla da hem Türkiye-K.Kürdistan emekçi halklarının ve hem de dünya emekçi halklarının duyarlılıklarını harekete geçirmeyi amaçlamaktadır.
Türk egemenlerinin Neo-Osmanlıcı rüyaları son yıllarda iyiden iyiye yeniden hortlamış durumda. Arap ülkelerindeki gelişmelerin ve Suriye içsavaşının, bu rüyalarını gerçekleştirmenin fırsatını yarattığını hesaplıyorlar. Bütün bu savaş kışkırtıcılıklarının arkasında yatan da, bu hesaplarıdır. ABD ve AB’nin bir cephe, Rusya ve Çin’in diğer cephe olarak tutuştukları bu dalaşta; kendi çıkarları gereği, kurulduğu günden beri, uşağı oldukları ABD ve AB’nin cephesinde yer almalarının nedeni de budur. Bu gidişata karşı sesimizi yükseltmediğimiz sürece daha büyük acılar yaşamaktan kurtulamayacağız. Bu gidiş, halklarımıza daha çok kan, acı ve gözyaşı getirecektir. Bu bilinçle diyoruz ki, bu haksız ve işgalci savaşa karşı örgütlenelim, mücadele edelim.
Tam da efendisi Obama ile görüşmeye gidişinin hemen öncesinden böylesi bir katliam, başka bir fail aramaya gerek bırakmamaktadır. Her türlü emperyalist egemenlik savaşını ve yarattığı sonuçları nefretle kınıyoruz. Reyhanlı katliamını da olanca acımız ve öfkemizle kınıyoruz. Ve diyoruz ki, her türlü emperyalist saldırganlığa son..! Suriye’nin farklı ulus ve inanç grupları, kendi kaderlerini ancak kendileri belirlerler, belirlemelidirler. Bunun nasıl olacağına, başka hiçbir güç karar verme hakkına sahip değildir!..
TC ve tüm emperyalistler Suriye’den elini çekmelidir. Esad diktatörlüğüne karşı Suriye emekçi halkları haklı mücadeleleriyle kendi kaderlerini belirlemelidirler.
-Kahrolsun emperyalist çıkar savaşları..!
14 Mayıs 2013