Bundan 85 yıl önce idam edilen Seyit Rıza ve yol arkadaşları, Kadıköy Rıhtım’da anıldı.
İstanbul Kadıköy’de Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ile Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM), idam edilişlerinin 85. yılında Seyit Rıza ve arkadaşlarını basın açıklaması ile andı.
Anmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, Partizan, Devrimci Parti, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İstanbul Şubesi Eş Başkanı Ali Şeker, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Munzur Çevre Derneği üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı. Eylem, Dersim tertelesinde katledilenler, Seyit Rıza ve arkadaşları için saygı duruşuyla başladı.
Ortak basın açıklamasını DEDEF Genel Başkan Yardımcısı Sabahat Babayiğit okudu.
Dersim toplumunun kanaat önderleri, 1935’te TBMM’de çıkarılan ‘Tunceli Kanunu’nun tahakkümcü uygulamalarına direndikleri için tutuklanarak, sonucu önceden belirlenmiş sözde yargılamadan sonra Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edildiklerini kaydeden Babayiğit, “Tertelede kurşunlanan, süngülenen, bombalanan, uçurumlardan atılan, yakılan, kimyasallar ile zehirlenen, sürgün edilen, mezar hakları bile çiğnenen on binlerce insanımızın acılı hatıralarını yüreğimizin en derininde hissediyoruz. Bu katliam, Dersimlilerin belleğinde tesellisi olmayan ve kabul edilemez bir yara olarak günümüzde dahi kanamaya devam etmektedir. Dersim kimliğinin ve kültürünün temel taşıyıcısı konumundaki başta Seyid Rıza olmak üzere kanaat önderlerimiz, Alîyê Mirzê Silî, Fındık Ağa, Hesen Ağa, Hesenê Îvraîmê Qijî, Resik Uşen ve Uşenê Seydî’’yi hileyle katlettikten sonra devlet, başsız ve çaresiz kalan Dersim Halkına karşı eşine az rastlanılır bir kırım, müsadere ve saldırganlıkla tartışmasız bir tertele uygulamıştır” dedi.
4 Mayıs 1937 bakanlar kurulu kararıyla Dersimde köy boşaltmaları ve sürgünler başlatılmış; direnenler yakılıp, bombalanmış; çocuklar, bilhassa da kız çocuklar ailelerden kopartılarak başta subay olmak üzere Türk ve Sünni ailelere kültürel kıyım için evlatlık verildiklerini söyleyen Babayiğit, şöyle devam etti: “Tektipleştirici devlet iradesi, 1937’den başlayarak Dersim kimliğini yok etmeye çalışmış ve bunu başarabilmek için de yerel önderliklerin imhasına yönelmiştir. Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar ayırım gözetilmeksizin kurşuna dizilmiş, süngülenmiş, uçurumlardan atılmıştır. Bu eylemler ile sadece Dersim’e karşı değil aynı zamanda tüm insanlığa karşı suç işlemiştir.
Bugün başta bizlere ve bütün demokratik kamuoyuna; insanlığa karşı işlenmiş bu suçun teşhir edilmesi ve bütün insanlık huzurunda lanetlenmesini sağlama sorumluluğu düşmektedir. Dersim’de gerçekleştirilen soykırımın başlıca sorumlusu, kendinden olmayanı düşman olarak kodlayıp, onu yok etmeyi amaçlayan ırkçı ideolojidir. Onun günümüzdeki devamı ise, aynı uygulamayı 85 yıl sonra bile sürdüren mevcut devlet aklıdır.
1937/ 1938, Dersim halkına yönelik baskı ve asimilasyon politikalarının toptan bir imha haline dönüşme tarihidir. Dersim, 85 yıldır yaralarını sarmaya, inkar edilmişliğini aşmaya, eşit yurttaşlık hakkını kazanmaya ve atalarının mezar yerlerini bulmaya çalışıyor. Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ileride benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz.”
Maçoğlu: “Dağlardaki bütün ziyaretleri, köyleri yok edin” dediler
Dersim Belediyesi Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ise “1938’i tek başına bir katliam olarak görmemek lazım. “Hiçbir kimseyi bırakmayın” dediler. “Dağlardaki bütün ziyaretleri, köyleri yok edin” dediler. Bu halk kendi şehrinin ismini, öldürülenlerin mezar yerlerini istiyor. Hala barajlar ile orayı boşaltmaya çalışıyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun yaşam hakkının kutsallığını bütün canlılar için istemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Piroğlu: iktidar ve devlet Dersim’le yüzleşmiyor
Eylemde konuşan HDP milletvekili Musa Piroğlu, Dersim katliamından yıllar sonra Dersim’e ve Alevilere karşı benzer bir saldırganlığın iktidar tarafından yürütüldüğünü belirtti. Dersim’de sadece halkın değil doğanın, inancın ve tarihin de yok edilmek istendiğini kaydeden Piroğlu, güncel iktidarın da Meclis’te Alevileri diyanetin Alevisi yapacak bir yasayı görüştüğüne dikkat çekti.
“Kimseye sormadan, kimsenin fikrini almadan Alevi inancını bir kültürel kuruma döndürüp, cemevlerini bir ticarethane gibi görüp, bizi yok saymaya, hafızamızı silmeye çalışıyorlar. Biz Dersim’de nasıl diz çökmediysek bu iktidarın karşısında da diz çökmeyeceğiz” diyen Piroğlu, iktidarların Dersim’de olduğu gibi kendilerine karşı diz çökmeyenleri yola getirmek için kimyasal silahlar da kullanarak büyük katliamlara imza attığını söyledi.
“Tarihi bir süreçten geçiyoruz, iktidar ve devlet Dersim’le yüzleşmiyor; yüzleşmeyecek de! Çünkü tarihleri Dersim’le, tarihleri Sivas’la, tarihleri Gazi’yle, tarihleri Maraş’la , Çorum’la ve bir dizi katliamla inşa edilmiş durumda. Ve biliyorlar ki Dersim’i kabul ettiklerinde bütün katliamları kabul etmek zorundalar” diyen Piroğlu, iktidarın Dersim katliamıyla yüzleşebilmesi için halkın iktidarla hesaplaşması gerektiğini vurguladı.