Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu 2. Gününde devam ediyor

Sempozyum30DHF, ESP ve Partizan’ın ortak örgütlediği Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu’nun ikinci Günü Petrol-İş’te devam ederken, ilk oturum sona erdi

İSTANBUL (27-04-2014)- Devletin hapishanelerde uyguladığı tecride, baskıya ve saldırılara karşı hapishaneleri mücadele içerisinde gündemleştirmek ve uluslararası alanda hapishanelerdeki baskılara ve katliamlara karşı birleşik bir mücadele ağı örmek amacıyla Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Partizan’ın uluslararası delegasyonların katılımıyla örgütlediği, Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu ikinci gününe başladı.

‘Kadın, LGBTİ, Çocuk ve Hapishaneler’ konulu ilk oturumun moderatörlüğünü yazar Ayşe Berktay gerçekleştirdi. Açılışı yapan Berktay, erkek egemen sistem içerisinde mücadele eden politik kadın tutsakların, hapishanelerde cinsiyeti üzerinden daha fazla saldırılara maruz kaldığını vurguladı.

‘Çocuk hapishaneleri kapatılsın’

1 Ocak 2014 tarihinde kurulan Çocuk Hapishaneleri Kapatılsın İnsiyatifi adına konuşma yapan Hasan Erdoğan, çocukların hapishanelerde uğradıkları saldırıların, baskıların ve keyfi uygulamaların devletin sistematik işkencelerinden olduğunu vurguladı. Yılmaz Güney’in Duvar filminden örnek veren Erdoğan şunları söyledi: “Biz Duvar filminde ne gördüysek, 2014 Türkiye’sinde çocuk hapishanelerinde hala aynı şeyler yaşanmaktadır. Bizler hapishanelerdeki işkence ve tecavüzlerin son bulmasını ve çocuk hapishanelerin derhal kapatılmasını istiyoruz.”

Kadınlara yönelik saldırılar hapishanelerde devam ediyor

Eski tutsak Nedim Bektaş ise hapishanelerde örgütlü mücadelenin, dışarıyla olan bağının organize olması gerektiğini belirterek, içerideki tutsakların sesinin dışarıda yankı bulmasının şart olduğunu ifade etti. Hapishanelerdeki disiplin cezalarına, çıplak aramalara, hücre cezalarına, hapishanelerde kapasitelerinin üstünde tutsak bulunmasına, hapishane sürgünlerine ve hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesine karşı birleşik bir mücadele ağı yürütülmesi gerektiğini vurgulan Bektaş, günümüz hapishanelerin 1980 darbe dönemlerinden farklı olmadığını belirtti.

Bir diğer eski tutsak Çiçek Otlu ise, hapishanelerde kadınlara özel saldırıların geliştirildiğine ve hapishanelerdeki her uygulamanın erk devletin algısının sonucu olduğuna vurgu yaptı. Erkek egemen sistemin kendini en yoğun olarak hapishanelerde gösterdiğini söyleyen Otlu, Elif Kaya’nın hapishanede uğradığı çıplak arama saldırısını örnek vererek, kadın tutuklu sayısının gün geçtikçe arttığını ve kadınların mücadelede artık daha fazla yer aldığını belirtti.

‘Hapishaneler sorunu bir sistem sorunudur’

İstanbul LGBTİ Temsilcisi Çirüsk Arat ise konuşmasına Beyoğlu Tarlabaşı’nda katledilen Çağla Joker’i, toplumsal baskılara dayanamayıp intihar eden Güneş’i ve zindanlarda can veren devrimci ve komünistleri selamlayarak başladı. İnsan haklarının evrensel olduğunu söyleyen Arat, LGBTİ tutsakların diğer tutsaklara oranla daha fazla sorunla karşılaştığını belirterek arama ve sağlık kontrollerinde transfobik ve homofobik uygulamalara maruz kaldığını ifade etti. Hapishaneler sorununun bir sistem sorunu olduğunu belirten Arat, buna karşın belirli reform taleplerini şöyle sıraladı: “Hapishane yönetmeliklerinde cinsel yönelimlerde değişiklik yapılması, hapishaneye kendi beyan ettiği cinsiyete göre yazılmaları, cezaevi yönetimine transfobi, homofobi derslerinin verilmesi, LGBTİ için ayrı koğuşlar oluşturulması, Trans kadınlara hormon ilaçları verilmesini istiyoruz.”

Oturumun sonunda Gebze Hapishanesi’nde tutsak edilen MKP, MLKP ve TKP/ML tutsaklarının mesajı okundu. İzmir’de Gezi Ayaklanması’nda tutsak edilen Elif Kaya,açık kürsüde söz alarak hapishane yönetiminin uyguladığı çıplak arama işkencesini kadın kimliği üzerinden teşhir ederek, kadın tutsakların kendi mücadelesine içeride ve dışarıda sahip çıkması gerektiğini vurguladı.