Demokratik Güç Birliği Platformu-Wuppertal Komitesi’nin, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da uzun bür süredir yoğunlaşarak süren devlet faşizmine karşı durmak ve bu faşist diktatörlüğün arkasındaki emperyalist güçlerin her türlü savaş ve sömürü politikalarını teşhir etmek amacıyla “Emperyalizme ve Faşist TC Başta Olmak Üzere, Tüm İşbirlikçilerine Karşı Birleşik Örgütlü Mücadeleyi Yükseltelim” şiarıyla organize ettiği yürüyüş, 28 Ocak Cumartesi günü Wuppertal’da gerçekleştirildi
Wuppertal (29-01-2017) Saat 14:00’te Elberfeld şehir merkezinde toplanan kitle, eylemin amacını ve son süreçlerde Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki gelişmeleri içeren konuşmaların ardından DGBP imzalı“ Yaşasın Enternasyonal Dayanışma” ve “Türkiye ve Kürdistan’daki Faşizme Karşı Omuz Omuza” pankartlarının arkasında yürüyüşe geçti. Yürüyüşe Nav-Dem, Bir-Kar, AGİF, ATİK ve ADHK, Socialist Youth Movement-SYM (Sosyalist Gençlik Hareketi) gibi kurumların yanı sıra, çeşitli sosyalist, Kürt, Alevi ve demokrat kesimden yaklaşık 300 kişi katılım gösterdi. Yürüyüş boyunca atılan sloganlarda faşist T.C. devletinin temsilcisi AKP-Erdoğan diktatörlüğü şahsında faşizme karşı mücadelede birlik vurgusu yapılırken, uygulanan bu faşist politikaların arkasındaki emperyalist güçler de teşhir edildi.
Yürüyüş sonrasında Demokratik Güç Birliği Platformu adına, Kürtçe, Almanca ve Türkçe konuşmalar yapıldı. Yapılan konuşmalarda, daha önceleri ortağı olduğu Fetullah Gülen yandaşlarının 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek, baṣta Kürt ulusal direniṣ hareketi, devrimci ve komünist güҫler olmak üzere tüm muhalif güҫlere karṣı yoǧun olarak sürdürülen baskı ve sindirme politikaları, demokratik platformda mücadele yürüten güҫlere yönelik yürütülen tutuklama furyası, saklanamaz boyutlara gelen ekonomik kriz koşullarında işçi-emekçilere yönelik grev yasakları, işten çıkarmalar, demokratik mücadele mevzilerinin engellenmesi, gazete, dergi ve televizyon kanallarının kapatılması, on binlerce eğitim ve basın emekçisinin tutuklanması gibi faşist AKP-Erdoğan diktatörlüğü tarafından gerçekleştirilen faşist saldırılara vurgu yapılırken, tüm bu saldırıların geçmişin bütün faşist iktidarlarında olduğu gibi, faşizme karşı direnenleri örgütsüz ve önderliksiz bırakarak diz çöktürmeyi amaçladığı ifade edilerek, özellikle böyle bir süreçte ortak mücadelenin araçlarını yaratarak birleşik direnişin olanaklarının zorlanmak zorunda olduğu ifade edildi.
Eylem emperyalizme ve faşizme ortak mücadeleyi daha da güçlendirmeye çağıran sloganlarla sonlandırıldı.