“Yarını bugünden kurmak” ve ateşi tutuşturmak: Kazova Deneyimi

Kavganın muhteşem anları vardır, o anlar tarihe kazınır. Tarih bir anlamda o anların sentezidir. Tarih o anlardır. Sınıf mücadelesi kavgaya manifestoluk eder.İçinde  olağanüstü muhteşemlikleri saklar. Mutavazılıklarda gizlenir. Sıradan  bir görünümün ardında, korkunç yıkıcılığın sırlarını tutar. İşçi kardeşliği,  kahrı ve çileyi paylaşmanın yoldaşlığı gün gün eskiyi yıkar, yeniyi ve geleceği inşa eder.

Kazova deneyimi böylesi bir pratiktir. İşçi sınıfının direncinin, kararlığının, yaratıcı zenginliğinin her şeyden önemlisi muktedir olma gücünün simgesidir.

Uzun bir direniş sonrasında, patronsuz üretime geçen Kazova işçileri, mücadelerinde yeni bir aşamaya ulaştı. Alacaklarına karşılık dokuma makinalarını mahkeme kararıyla  el koyan işçiler, makinaları taşıyarak kiraladıkları yerde patronsuz üretimi sürdürecekler. Bir üretim  kooperatifi şeklinde örgütlenmeyi hedefliyen Kazova işçileri, halka ucuz ve kaliteli kazak ulaştırmayı önlerine koydular.

İŞÇİ DENETİMİ

Marx’ın Felsefenin Sefaleti’nde yaptığı eleştirilere dikkat eden Kazova işçileri kooperatifleşmenin olası risklerini bütün boyutlarıyla tartışıyor ve başından önlemler alıyor. Özellikle deneyimin başarısı için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırlar. Bu yönde sınıf bilinci ve kimliğinin gelişmesi için sistemli faaliyet yürütüyorlar.

Kazova işçileri bügüne kadar direnişi kitlelere maletmeyi başardılar.Yeni süreçte  kitle desteğine daha fazla ve daha yoğun ihtiyaç olacak.

Kazova deneyimi Türkiye işçi sınıfı tarihinde pek rastlanmayan yeni bir özyönetim  deneyimi olarak dikkat çekiyor. İşçi denetimi anlamında ilk pratik 1923 yılında mürettipler grevinde yaşandı. Ardından 1969’da Alpagut işgali ve işçi denetimi geldi. Alpagutu 1970’te Günterm  kazan fabrikası izledi. 1977’de  Aşkale ve 1980’de Yeni Çeltek’te maden işçilerinin özyönetim  deneyimi yaşandı.*

Kazova, sınıf tarihinde mücevher  kadar değerli bu pratiklerin bir devamıdır.İşçi sınıfı bu pratikleriyle nasıl bir dünya istediğini somut olarak gösterir. Ve bu dünyanın kurucu öznesi olduğunu yaparak öğrenir. Bu pratikler sınıfa şunu öğretir; “ İşçi sınıfının kurtuluşu, onun kendi eliyle olacaktır.”

Volkan Yaraşır

 

*Türkiye’de ve dünyada işçi denetimi yada işçi özyönetimi pratikleri hakkında daha geniş bilgi için bkz., Volkan Yaraşır, Sokakta Politika; Gendaş Yay., 2002.