Yeni Özgür Politika Gazetesinin İttifak Karşıtı Tutumuna Yanıt

Yeni Özgür Politika, Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu ile ilgili manşete taşıdığı haberde yalan söylemektedir. Birinci önerimiz, gerçeğe hürmet etme ilkesinden şaşarak objektif yaklaşımdan kopan çarpık anlayışlarını gözden geçirmeleri, ikinci önerimiz ise yayın çizgilerini yeniden değerlendirmeleridir…

Kürt Ulusal Hareketi, Türk hakim sınıfları ve/veya “TC” devletinin Kürt ulusuna reva görerek uyguladığı koyu milli baskı saldırganlığına karşı, tamamen haklı ve meşru mücadele zemininde gelişen demokratik nitelikte bir harekettir. Taşıdığı ulusal-demokratik muhteva itibarıyla desteklediğimiz, dost, müttefik ve ittifak güçlerimiz arasında yer alan bir harekettir. Bu bağlamda, politik demokratik mücadelede ittifak, güç ve eylem birliği ilişkileri içinde bulunup, karşılıklı olarak dostluk ve dayanışma hukuku zemininde bulunmaktayız. Merkezi politikada biçimlenen bu ilişkilerde esasta uyumlu ve sorunsuz bir ilişki süreci yaşamaktayız. Buna karşın, ulusal hareket orijinli kimi özgün kurumsallaşmalar, özellikle basın alanı ve yerel örgütlenme ya da temsilleri şahsında maalesef ki bir dizi sorunlu ilişkiler süreci yaşanmış, yaşamaktayız.

Yeni Özgür Politika gazetesi 29 Eylül Tarihli sayısında asılsız iddialarla Kaypakkaya Hareketi’ni, halk dayanışması ile kazandığı Dersim Belediyesi’ni ve başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nu hedef alan bir yazıyı manşetine taşıdı; mesnetsiz iddia ve karalayıcı suçlamayı içeren bu maksatlı teşhir yazısını sür manşetten sayfalarına taşımaktan sakınmadı…

Bugüne kadar muhatap kurum tarafından herhangi bir tekzip ya da farklı bir açıklama yapılmadı. Yapılmadığı için de doğru bilgiler içermeyen bu yazıya ilişkin kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve bilinçli bir yönelimi ifade eden bu saldırıya karşı tutum almak zorunlu olmuştur…

Cevap ve tavrımızı birkaç başlık altında ifade edeceğiz

Öncelikle mesnetsiz suçlama üzerine kurulan yazıya konu olan ya da tamamen maksatlı karalama ve teşhir amacı gütmekten ibaret olan saldırı yazısına gerekçe edilen Dersim Katı Atık Projesi’nin tarihçesine bakmakta fayda var. Ki, yürütülen kaba suçlamaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ya da iç yüzünün ne olduğu bu kısa tarihçeyle birlikte çok daha çıplak biçimde görülüp ortaya çıkacaktır…

HDP ve bileşenlerinin ve Emek Partisi’nin (EMEP) 2009 yerel seçimleri sonrasında, yani yaklaşık 13 yıl önce hazırladığı Dersim Katı Atık Projesi, uygunluk açısından birkaç yer incelendikten sonra, tüm devrimci ve demokratik kurumlar dahil olmak üzere, Tüllük köyü ve muhatap olan tüm köy kolektifleri, inanç kurumları, meslek örgütleri, baro, ilgili resmi ve gayri resmî kurumların tümünün (yani, şimdi karşı çıkanların da) onayıyla hazırlanarak proje merkezine iletilmiştir!!!

Projenin yapım sürecinde bilim insanlarının önerilerini de alan SMF ve belediye başkanları projenin doğa dostu olduğunu ve Dersim’de bulunan 9 açık çöp alanını ortadan kaldırarak içme sularının kirlenmesini engellediği ve çeşitli hastalıklarla mücadeleyi güçlendirdiği, yaban hayatını ve tarımı koruduğu için, başta sağlık olmak üzere, üretim, ekoloji ve geriye dönüşümle milyonlarca ağacın kesimini engelleyen yararlı bir proje olduğu için destek vermiştir.

Sonrasında 10 yıl boyunca hiçbir dava açılmamış, hiçbir protesto ve tepki gösterilmemiş ve hiçbir kurum tersi yönde bir irade ortaya koymamış, bir yazı yazmamıştır. 10 yıl boyunca projeyi destekleyen kimi kurumlar ve bazı köylüler proje onaylandıktan sonra çeşitli gerekçelerle fikirlerini değiştirmiştir!?

SMF’nin de parçası olduğu halk dayanışması, Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ve Dersim Belediyesi proje onaylandıktan sonra yine bilim insanlarından oluşan heyetlerle süreci inceleyerek yararlı proje olması sebebiyle desteğini sürdürmüştür.

HDP ve bileşenleri de son tahlilde kendi projelerinin arkasında olduklarını beyan ederek o doğrultuda oy kullanmaya devam etmişlerdir! Sürecin başından beri destek veren kurumların da ağırlıklı bölümü projeye desteğini sürdürmektedir…

Projede yer değişikliği yapmak mümkün mü?

Köylülerin ve bazı kurumların fikir değiştirmesine biz komünistlerin saygı duyma dışında bir tutumu olamaz. Bu anlayışımız gereği köylülerin ve tüm kurumların mahkeme süreçlerini işletme haklarını, protestolar gerçekleştirme haklarını, kamuoyu oluşturma hakkını her daim savunduk savunmaya da devam ediyoruz. Fakat maalesef ilgili proje, itiraz eden köylülerin ve kurumların 2010’larda verdikleri onay gözetilerek onaylanmıştır!

Köylüler ve ilgili kurumlar yıllar önce bu projeye onay vermemiş olsalardı bu proje orada yapılmayacaktı ve doğallığında daha uygun olabilecek başka yerler aranacaktı. Gelinen aşamada yer değişikliği mümkün olmadığı için ancak iptal edilebilir. Ki iptal edilmesi halinde Dersim halkı ve doğası kendileri için yararlı olan bu projeyi on yıllar, belki de süresiz olarak kaybedecektir. Bu nedenle sürece onay veren kurumların ve halkın büyük çoğunluğu projeyi desteklemeye devam etmektedir… Bizler, projenin Dersim coğrafyası ve Dersim halkı için zararlı değil, bilakis faydalı ve iyi bir proje olduğu görüşündeyiz. Bunun için de demokratik yöntem olan çoğunluğun istemini dikkate alarak proje hakkında karar verilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Proje zararlı olsaydı, kuşkusuz ki, azınlık-çoğunluğa bakmaksızın tek bir köylünün itirazını bile projenin iptali için yeterli görürdük…

Yeni Özgür Politika’da yayımlanan kolluk kuvvetleri belgesine ilişkin

İlgili belge projeyi yapan ve hibe desteğini sunan kuruluşun sorduğu sorulardan birine yanıt olarak yazılmıştır. Söz konusu kuruluş, ilgili proje yapılırken gelen teknik heyet vb. güvenliğinin nasıl sağlanacağını sormaktadır.

Belediyeler birliği de bizim güvenlik birimlerimiz bulunmamakta, dolayısıyla güvenliği ilgili bakanlıklar, valilik ve kolluk kuvvetleri sağlamaktadır demektedirler. Tüm projelerde prosedür olarak yazılan ve yazılması zorunlu olan bu yazıların içeriği değişmese de kavramsal olarak daha özenli yazılması gerektiğini bizler de savunuyoruz.

Dersim Belediye başkanının projeyi para için desteklediği söylemi asılsızdır

HDP tarafından 2010’lu yıllarda hazırlanan ve gerekli yerlere verilen proje, bir hibe projesi olduğu için Çevre Bakanlığı üzerinden belediyenin dışında ihale edilerek yapılacak ve bir yıla yakın bir süre bakanlık üzerinden işletildikten sonra ilgili belediyeye devredilecektir. Dolayısıyla Dersim Belediye başkanının ya da halk dayanışmasına yönelik “bunu para için yapıyorlar” şeklindeki ifadeleri de doğru değil, asılsız iftiradır.

Gelişmeler yapım sürecinin 2024 yerel seçimleri sonrasında bakanlık ihalesi ile başlanacağı yönündedir. 2024 Mart’ında yapılacak seçimde belediyeyi kim kazanırsa üç ya da dördüncü yılın sonunda projeyi devralabilecektir.

Gelelim asıl konuya;

Yeni Özgür Politika’nın bu yazıları yerel seçimlere denk getirmesi manidardır!

Çeşitli bahane ve yapay vesilelerle kurumsal yapımız ve ona bağlı temsiliyetler hedef alınarak yıpratılmaya, teşhir edilerek gözden düşürülmeye ve mesnetsiz suçlamalarla karalamalara tabi tutulmuş ve tutulmaktadır.

Özellikle seçimler süreci bu saldırıların dışa vurarak yoğunlaştığı dönemler olmaktadır ki, bu bir rastlantı olamaz! Karalama, teşhir etme, siyasi kimlik ve kişiliğimize dönük en ağır saldırı ve hakaretlerde bulunma bu saldırılardan bazılarıdır.  Ve dikkat çekicidir ki, kabul edilemez nitelikte siyasi kimliğimize dönük yapılan bu ağır saldırılar ekseriyetle seçimler sürecine denk gelmekte ve tipik biçimde yoğunlaşmaktadır.

Şimdiye kadar Kaypakkaya Hareketi’ne karşı yazdığı yazılardan ve bu son yazıdan da anlaşılmaktadır ki, Yeni Özgür Politika yine seçimlere hazırlanmakta ama bunu yaparken ipin ucunu kaçırıp burjuva siyasete tamah etmektedir. Bu, aslen bir acizlik örneğidir.

Dersim Katı Atık Projesini bildiğini düşündüğümüz Yeni Özgür Politika’nın mezarları, ibadet yerlerini vb. gerekçe yaparak katı atık projesi üzerinde hazırladığı skandal yazıyla, yerel seçimler öncesi sorumsuz manipülatif siyasetle Dersim halkında algı yaratıp hedefine koyduğu Maçoğlu’nu hırpalayarak devre dışı bırakmayı esas almaktadır. Üzüm yeme yerine, bağcıyı döven Yeni Özgür Politika, siyasi hedefleri için her yolu mübah gören burjuva pragmatizminden beslenmektedir… Siyasi çıkar veya hedefleri için karalamaktan, teşhir etmekten ve iftira etmekten geri durmamakta, demokratik değer ve dostlukları bir belediyenin kazanılmasına feda etmektedir…

Proje sürecinin tüm kesimler tarafından onaylandığı bilindiği halde, salt bir belediye kazanmak için, “mezarları, ibadet yerlerini çöp altında bırakacaklar” iftirasını atacak kadar fütursuzlaşmaktadır ki, bu akıl alır değildir.

Yeni Özgür Politika, halklarımızın bu değerlerini binlerce belediye ve projeye değişmeyeceğimizi iyi bilmelidir. Bu nedenle Yeni Özgür Politika’yı dostça uyarıyoruz;

Bizi her konuda sınırsız özgürlükle eleştirebilirsiniz. Her yaptığımız çalışmayı mahkûm edebilirsiniz. Bütün bunları doğru-yanlış tartışmasından bağımsız olarak saygıyla karşılarız. Fakat Dersim’in ve Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarının maddi ve manevi değerlerini, hele ki devrimci değerlerini belediye seçimlerinin malzemesi yapmanıza asla müsaade etmeyeceğiz.

Kaypakkaya Hareketi kapitalizme ve faşizme karşı mücadelede sayısız bedel ödemiş bir hareket olarak inanç yerlerini ya da devrimci değerleri hedef alan hiçbir çalışmanın ve projenin içinde yer almamıştır, almaz da. Bunu Dersim halkı da Türkiye-Kuzey Kürdistan halkları da bilir. Bu karalamalarla kendinizi küçültme dışında bir şey yapmayacağınızı bilmelisiniz…

Yeni Özgür Politika Dersim halkının seçimine/iradesine saygı duymamaktadır

Dersim Belediyesi’nin halk dayanışması tarafından kazanılması Yeni Özgür Politika tarafından asla sindirilememiş, demokratik olgunluk ve yaklaşımla karşılanmamıştır.

Yeni Özgür Politika için seçimlerdeki kazanımlar merkezi ilişki ve dostluk hukukundan daha ileride bir yer tutmaktadır. Daha açıkçası, Yeni Özgür Politika için seçim başarısı ve kazanımları esas, dostluk ve merkezi ilişikler tali ve önemsizdir.

Dost kurumlar arasında seçimler süreci demokratik bir yarış sürecidir. Kim kazanırsa kazansın hepimiz kazanmış olmaktayız. Tersi görüşler halk sınıf ve tabakalarını, dostluk tarifini ortadan kaldıran hatalı yaklaşımlardır.

Devletin sistematik olarak Kürt belediyeleri ve milletvekillerine yaptığı saldırılar karşısında “seçilmişlere saygı duyacaksınız” diyen bu anlayış, sıra Kaypakkaya Hareketi’nin ya da diğer dost kurumların seçilmişlerine gelince sistemin anlayışını aratan her türlü dayanaksız karalama ve hakareti yapmayı mübah görmektedir.

Dersim halkı tarafından seçilmiş olan Maçoğlu’na, dost kurumların seçilmişlerine ve Kaypakkaya Hareketi’nin seçilmişlerine gerekli saygıyı göstermek zorundasınız.

Tereddütsüzce söyleyebiliriz ki, ulusal hareket ve Kürt orijinli kurumlara karşı daima dostluk hukuku temelinde hareket ettik ve dostluğu zedeleyen hiçbir davranışa girmedik, giren taraf olmadık. Kürt hareketinin seçilmişlerine ve kadrolarına gerekli saygıyı gösterdik ve eksikliklerle ilgili muhataplarıyla görüşerek sorunu çözdük çözmeye çalıştık. Bu yaklaşım ve tavrımız, hem bizlerin sınıf tavrına bağlı ilkeli anlayışımızın gereğiydi ve hem de ulusal harekete dönük bakış açımızın dostluk ilkesi esasıyla biçimlenen bilincimizin ürünüydü.

Kıyım ve katliamlardan geçirilen, tekçi-ırkçı faşist paradigma temelinde en amansız milli baskı, zulüm ve asimilasyon politikalarına tabi tutularak yok sayılan, imha-inkar politikalarıyla ulusal iradesi çiğnenen, en tabii ulusal demokratik hakları gasp edilerek, bağımsızlık ya da kendi kaderini tayin etme hakkı zorla gasp edilip ortadan kaldıran mazlum Kürt ulusuna dostluk duygularından daha azına sahip olamazdık, olamayız da. Lakin, mazlum ulus orijini taşıyarak onun adına hareket eden politik, demokratik kurum ve dinamiklerin kabul edilemez saldırı, yıkıcı tutum ve aymazlıklarına sonsuz hoş görü gösteremez, sessiz kalamayız!

Yeni Özgür Politika ve bazı odaklar ısrarla Kürt Ulusal Hareketi’yle kurulan ittifaklarımızı bozmaya çalışmaktadır

Kürt Hareketi’yle 50 yıllık tarihsel sürecimizde önemli tartışmalarımız oldu, birçoğu muhasebe edilerek geride bırakıldı. Bir kısmını da tarihsel süreç içerisinde karşılıklı attığımız adımlarla esasta geride bıraktık. Şimdi her bir alanda dayanışma ve ortak çalışmalar geliştirmeye çalışıyoruz.

Yeni Özgür Politika ise geçmiş seçimlerde, son genel seçimlerde ve şimdi de bu yazıyla iki kurum arasındaki sürdürülen ittifakları zayıflatmak için çalışmaktadır.

Kürt Hareketi’nin kendi projesi olan katı atık projesini dayanaksız bilgilerle, muhatap şaşırtarak hareketimizi ve kazanımlarını yıpratmaya ve kurumlar arasında gerginlik yaratmaya çalışan bu tutumu başka türlü ifade etmek mümkün değildir.

Ulusal hareketin bağlayıcı unsurlarının, “bu yapılan yanlıştır, hatadır” vb. vs. söylemeleri bizim açımızdan bağlayıcıdır. Fakat gazetenin her fırsatta bu söylenenleri boşa çıkarması hem kendi kitlemiz de hem de genel kamuoyunda inandırıcılığını yitirmektedir…

Yeni Özgür Politikanın bu siyaset tarzı bir taraftan kitleler nezdinde Kürt Hareketi’nin genel siyasetini zayıflatırken, diğer yandan ise Dersim genelinde bir bütün halkın birliğini baltalayan, kitleler içinde düşmanlık ve karşıtlık siyasetini besleyen tehlikeli bir zemine hizmet etmektedir.

Çünkü Yeni Özgür Politika sıradan bir yayın değildir. Kabul edilmelidir ki dostlarımız bazı süreçlerde ve bazı alanlarda ittifak yapmak istemeyebilir. Örneğin yerel seçimlerde ittifak yapılmak istenmiyorsa bunu saygıyla karşılarız. Fakat bunun dolaylı olarak veya bir gazete yazısı üzerinden ima edilmesini doğru görmeyiz.

Kürt Hareketi’nin görüşü buysa kurumlarımıza açıkça ifade etmeleri yeterlidir. Şayet görüşleri Yeni Özgür Politika’daki gibi değilse, bu durumda ikili yaklaşımı ortadan kaldıran bir tutum geliştirmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla, “yanlıştır, doğru görmüyoruz” şeklinde beyan edilen yaklaşımın tutarlılığı açsından, ilgili yazının tekzip edilerek geri çekilmesi gerekir.

Zira bir yandan kurumlarımız ittifak yaparken, diğer taraftan Kürt Hareketi’ni bağlayıcı yayın organı olan Yeni Özgür Politika tarafından sürekli olarak kazanımlarımızı hedef alan dayanaksız suçlama ve karalamaların yapılmasını görmezden gelerek hiçbir şey olmamış gibi ittifaklar sürdüremeyiz! Neredeyse gelenekselleşmiş bu yaklaşım tarzı istisna olmadığı gibi, iyi niyetten uzaktır. Kabul edilemez niteliğiyle bu yazı ve tavırlar, demokratik tepki ve hak çerçevesinde bizlerin de meşru müdafaa çerçevesinde tavır almasını koşullamaktadır!

Kaypakkaya Hareketi’nin ittifak çizgisi bellidir

50 yıllık genel birlik ve ittifak politikamız, bağımsız irademizi koruyan ve dost güçlerle demokratik temel ve müştereklerde bir araya gelmeyi içermektedir. Yine 20 yıldır yerel seçimlere ilişkin savunduğumuz ve uyguladığımız siyaset de oldukça belirgindir.

Güçlü olduğumuz alanlarda kendi adaylarımızın da dahil olduğu en geniş demokratik ittifakların kurulmasını sağlamaktır. Dostlarımızın güçlü olduğu alanlarda ise dostlarımızın kabul etmesi halinde kurulacak geniş ittifaklara dahil olmaktır. Bunun dışında kalan tüm yerlerdeki siyasetimiz ise devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever adayları destekleme, sermaye adaylarına ise oy vermeme temelindedir.

Bir diğer ilkemiz kurum olarak, kurulan bu ittifaklarda hiçbir şekilde dayatmada bulunmayız ve hiçbir dayatmayı da kabul etmeyiz. Herhangi bir eleştiri yazısı ilkesel olarak savunduğumuz bu anlayışı değiştirmez, değiştirmeyecek de.

Kaypakkaya Hareketi olarak 2024 yerel seçimlerinin doğru politikası her bir hareketle, her bir alanda olmasa bile 81 ili hedef alan en geniş dayanışma ve ortak çalışma anlayışı ile “Cumhur” ve “Millet” ittifakı karşısında kazanımlarımızı korumak, yeni yerler kazanmak ve geleceğe zemin hazırlamak olmalıdır.

Sonuç olarak;

Yeni Özgür Politika yaklaşan yerel seçimler süreciyle birlikte ve bir kez daha, her seçimde farklı formatlar altında kendisine rol addettiği provakatif, ezilenlerin kurumsal önderlikleriyle oluşturmaya çalıştığı birlik siyasetini dinamitleyen, asılsız bilgi ve beyanlarla devrimci güçler arasındaki dostluk ilişkilerini yıpratmaya çalışan bir süreç örmeye çalışmaktadır. Yakın zamanda yaşanan seçimlerde ve özellikle Dersim özgülünde devrimci, halkçı yerel yönetim anlayışı temelinde ortaya koyulan kazanım karşısında hazımsızlığını saklayamamış, politik ufkunu küçük-burjuva egolarına esir etmiş, Kürt ulusu ve ezilen-sömürülen halklarımızın yaşadığı acıları bencil-burjuva çıkarlarına mahkum eden zavallı “yazarlar” üzerinden dile getiren Özgür Politika, yaşanan sürecin haklı ve meşru iradesi karşısında egolarına yenik düşmüş olmalı ki, bu kez kalemşörlerini kullanmak yerine, direkt manşetten kirli siyasetini deklere etmiştir.

Açıkça ilan ediyoruz. Biz devrimci güçler arasındaki ilişkilerde, farklı fikir ve hatalara kaşı mücadelede, eleştiri-özeleştiri silahına dayanan ideolojik mücadeleyi esas alıyoruz. Devrimci eleştirinin değiştirici gücü, bizim hatalarımıza yöneldiği zaman, komünist bilinç ve alçak gönüllükle bunu ele alırız ve dostlarımızın yapıcı eleştirilerini koşulsuz-şartsız kabul ederiz. Ama eleştiri-özeleştirinin devrimci mahiyetini aşan, ağır bedeller ödeyerek, yitirdiğimiz yoldaşlarımızın can bedeli direnişleri üzerinden her türlü gericiliğe karşı sürdürdüğümüz mücadele sürecinde inşa ettiğimiz kurumsal değerlerimize, bu kurumsal değerlerimizde öne çıkmış değerli yoldaşlarımıza hakaret eden, kara çalan, burjuva siyaset tavrıyla sergilenen her türlü anlayış karşısında net ve kararlı dururuz. Çünkü, bu tür yaklaşımlar, devrimci dostluk ilişkilerini hiçe sayan yaklaşımlardır. Devrime, halka değil, çürümüş burjuva sistemin değirmenine su taşıyan yaklaşımlardır.

Net ifade ediyoruz: Yeni Özgür Politika, Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ile ilgili manşete taşıdığı haberde YALAN söylemektedir. Birinci önerimiz, gerçeğe hürmet etme ilkesinden şaşarak objektif yaklaşımdan kopan çarpık anlayışlarını gözden geçirmeleri, ikinci önerimiz ise yayın çizgilerini yeniden değerlendirmeleridir…

Tüm yoldaşlarımızdan ve dostlarımızdan talebimiz şudur; dost kurumlarımızla yaptığımız bu tartışmaların asıl amacı ilişkileri gererek sorunu derinleştirmek değildir. Asıl amacımız doğru yanlış mücadelesi ile sorunu gidermek ve merkezi çözümler bulmaktır.

Bu nedenle sosyal medya dahil yazılı ya da sözlü hiçbir mecrada Kürt ulusal meselesine doğru yaklaşımımızı zayıflatan ve dost Kürt ulusal güçlerine yönelik siyasetimizi gerileten tutumlara girilmemeli, ferdi yaklaşım ve reflekslerden sakınılmalıdır. Bu sağlandığı oranda genel ittifak politikamız hayat hakkı bulacak ve yerel seçimler de dahil, güçlü ittifakların zemini demokratik güçlerin kazanımlarını büyütme yolunda devam edecektir. Ulusal hareket yelpazesinde yaşanan bu olumsuz gelişmelerden yola çıkarak, bizlerin ittifak siyaseti ve pratiğini mahkûm etme hevesine kapılan yaklaşımlar hatalıdır.

Bir diğer talebimiz sürecin negatif yönde ilerlemesini isteyen zihniyetlere inat, Kaypakkayacı kitle, kurumun merkezi görüşleri doğrultusunda hareket etmeli bu anlayışları boşa çıkarmalıdır. Tüm Kaypakkayacı güçlere ve taraftarlara ise çağrımız şudur; her zamankinden daha fazla birliğe önem vermeli bir araya gelmeli ve ortak iş yapmayı artırmalıyız.

Yoldaşımız Mehmet Fatih Maçoğlu‘nu, halk dayanışması ile kazanılmış Dersim Belediyesi’ni ve her bir alandaki kazanımlarımızı sonuna kadar sahiplenmeli ve artırmalıyız. Birbirimize daha fazla kenetlenerek yarım asırdır kapitalizme karşı onurlu bir şekilde sürdürdüğümüz sosyalizm ve komünizm mücadelemizi daha da güçlendirmeliyiz…

gazetepatika21.com/