Emperyalist yönelim ve Orta doğu konsepti (1)

ADHF (01-12-2014) Yaşlı gezegenimizin yerküresinde emperyalist ve kapitalist sistemden kaynaklanan bölgesel savaşlar, toplu katliamlar,soykırımlar yaşanmaktadır.Emperyalist sistem yeryüzünde hükmünü sürdürdüğü sürece bu katliamlar devam edecektir.

Zira,emperyalizmin iktisadi dayanağı sermaye dolaşımına dayanmaktadır.Sermaye dolaşımı yollarını açmak ve azami kar elde etmek için,büyük kapitalist tekeller, ezilen ulus ve halkları ezmekte, katliama uğratmakta, göç ettirmekte, dil-din-mezhep eksenli bölgesel çatışmalar yaratmaktalar.

Bölgesel savaşlar dahil mezhep temelindeki çatışmaların arka planında sürekli ekonomik sebepler olmuştur. Bugün de kapitalist tekeller pazar alanlarını genişletme,yeni pazarları elde etme,kısacası yeniden dünya ekonomisini biçimlendirme temelinde gelişen bölgesel savaşların arka planındaki iktisadi özdür.

Kapitalist tekellerin,ürettiği metanın tüketilmesi için yeni alanlara ihtiyacı vardır. Bunu ekonomik olarak yayılmacı biçimiyle yapar.Bu yönlü yapamadığı dönemde emperyalist yayılmacılığın bekçisi olan askeri yollarla bunu gerçekleştirir. Birinci ve ikinci paylaşım savaşları ve bugün süren bölgesel savaşların özü yeni pazarların büyük tekeller tarafında paylaşımıdır.

Çok kutuplu olan emperyalist sistem içindeki farklı bloklar, dünyada pazar mücadelesini sürdürmektedirler. Değişik kutupta yer alan askeri ve ekonomik olarak güçlü olan emperyalist devletler,diğer kutbun aleyhine ekonomik düzenlemeyi planlayarak, bloklar arasında ekonomik siyasal çelişkilerin kızışmasına ivme kazandırmaktadır. Son dönemde bu yarış özelikle dünyanın geleceği için önemli olan petrol üzerinde yaşanmaktadır. Petrol rezervlerinin önemli bir bölümü de Ortadoğu,dadır.

Gerilemeye giden Rusya bloğu; 2000 sonrası ekonomik ve askeri olarak atakta bulunarak ABD ve Avrupa birliği ile kapışma içine girmiş abd emperyalizminin dünya ekonomisini tek başına dizayn etmesine belirli ülkelerde engel olmuş, son dönemde Ukrayna ve Ortadoğu`da pazarlarını kaybetmeme mücadelesini vermektedir.

Bu iki kampın da aynı öze sahip olduklarını vurgulamak isteriz, ikisinin de esas amacı daha fazla kar daha fazla ekonomik rant elde etmektir. Emperyalizmin genel karakteri de budur.

Her iki kampın birleştikleri yön ise tek tek ülkelerin ekonomilerini merkezi küreselleşen ve globalleşen ekonomiye entegre etme, gümrük birliğini asgariye indirme,devlet elinde toplanan sermayenin özelleştirme ve sermaye önünde engel teşkil eden ekonomik ve siyasal engelleri indirme ve ya ortadan kaldırmadır.

Dil, din, mezhep temelinde savaşlar, çok uluslu ülkelerde emperyalist politikalar sonucu yaratılan bölgesel savaş v.s çıkarılarak oradaki ekonomiye hakim olma yönelimi bu gün dünya savaşının çıkmasını geciktirmektedir. Bugünkü dönemde bölgesel savaşlarla pazarları kontrol altına almaya çalışıyor emperyalistler.

Geçmişte birinci ve ikinci paylaşım savaşında teşhir olan emperyalistler,yeni politikalarla dünya pazarlarını bölmekte ve sömürmekteler. Yeni bir dünya savaşının çıkmayacağını söylemek istemiyoruz.Bu, dünyadaki ekonomik krizin derinliği ve yaygınlığına bağlı olan bir sorundur. Dünyada ekonomik pazarları saran ekonomik krizin bölgesel savaşlarla veya değişik ekonomik modellerle atlatılıp, atlatılmayacağı içinden geçilen tarihsel dönemde netleşir. Ancak bugünkü dönemde bölgesel savaşlar emperyalistlerin başvurduğu bir yöntemdir. Ekonomik kriz bu savaşlarla bertaraf edilmek istenmektedir.

Emperyalistler ; bölgesel savaşlarla pazarları bölmekte, bölgesel savaşları mezhep ve yatay çizilen sınırlar üzerinden sürdürüp halkları birbirine vurdurarak, akabinde kurtarıcı rolüne girip,demokrasi götüreceğiz söylemleriyle işgalleri gerçekleştirmekteler. Kafkasya, Balkanlar`da olduğu gibi bugün de Ortadoğu`da durum bunu göstermektedir.

ABD emperyalizmi ve Avrupa emperyalizmi ; Asya coğrafyasında , önce Afganistan`da Taliban ı iktidara getirdi, Bin Laden örgütünü kurup,maddi ve manevi olarak destekledi. Akabinde ikiz kardeşler iki düşmana dönüşerek özgürlük adına Afganistan`a girdi,sonra Çeçenistan`da taşeron örgüt vasıtasıyla savaşı devam ettirdiler. Kafkasya`da önemli pazar alanlarını elde eden ABD ve Avrupa Birliği NATO`nun stratejik lojistik desteğini sağlayarak balkanlara uzandı.

Balkanlarda ABD ve AB, Rusya`nın pazar alanına girerek,Kosova, Bosna gibi ülkelerde savaşı sürdürmek için,taşeron örgüt olan Bin Ladin`in devamı olan radikal dincileri kullandı.Taşeron olarak kullandığı örgüt elemanların büyük çoğunluğu Bin Laden döneminde Afganistan`da özel kamplarda eğitilen katillerdi.

ABD emperyalizmi ve Avrupa Emperyalistleri,Balkanlar ve Kafkasya`da izledikleri stratejik yönelimin akabinde Büyük Ortadoğu projesinin uygulanmasına geçtiler.

Büyük Ortadoğu projesi üzerine kısa bilgiler :

Ortadoğu projesi ikinci paylaşım savaşı sonrası gündeme gelmiş, ancak o dönemde SSCB nin varlığı ve Avrupa kıtasında bazı devletlerin ikinci paylaşım savaşında yenilgisi sonucunda ABD,dikkatleri Avrupa üzerinde yoğunlaştırmıştı.Ayrıca ikinci dünya savaşından sonra abd emperyalizmine karşı ulusal ve sınıfsal savaşlar gelişmiş, dünya çapında ezilen halklar kinini devrimci savaşlarla sürdürmüşlerdi.Kısacası ulusal ve uluslararası boyutta abd emperyalizmi bugünkü gibi taşeron örgütleri kullanarak dünya ekonomisini dizayn etme gücünde değildi.Dolaysıyla ikinci paylaşım savaşı sonrasında gündeme gelen Ortadoğu projesinin pratikte uygulanması 2000 sonrasına kaldı.

1994 sonrası NATO pakt ile,Akdeniz ülkeleriyle bir takım anlaşma girişimleri başladı, NATO ülkeleri dışında Ürdün, Fas, Cezayir, Tunus ülkeleri NATO bloğu ile diyalog girişimi kategorisine alındı.Bu ; askeri olarak NATO`nun bu ülkelere yayılmasıydı ki, daha sonraki dönemde ABD yetkilileri ‘NATO`nun geleceği Ortadoğu`dadır’’ demişlerdi.

Bir yıl sonra AB ve Akdeniz havzası ülkeler arasında, avrupa akdeniz ortaklık girişimleri başlatıldı. ABD ise Ortadoğu ortaklık girişimi kurdu.Bu ülkeler Cezayir, Tunus, Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Türkiye ülkelerini kapsıyordu.Avrupa birliği 1995 ve 2000 arası bu ülkelere yatırım amaçlı 9 milyar euro ayırdı. Bu 9 milyar euro kar amaçlıydı.

Akabinde bazı ülkeler dış sermayeye gümrüklerini açarak serbest ticaret antlaşmasını imzaladılar. 2001 de Ürdün, ABD emperyalizmi ile aynı antlaşmayı yaptı. Ürdün`ün Suriye devletiyle olan çelişkileri bu antlaşmayla daha da keskinleşti. ABD, Ürdün devleti üzerinden Suriye ekonomisine uzanmak istiyordu fakat başaramadı. Sonrasında Türkiye devletini devreye koyarak Beşar Esad‘la kardeşlik toplantıları düzenleyip,ekonomik olarak Suriye devletine yeniden biçim vermek istediler.Bu da olmayınca düşmanlık yeminleri edildi bugün süren konsept devreye sokuldu.

2004 de G-8, üzerinde anlaştığı Büyük Ortadoğu Projesi `nin bir bölümü ,El Hayat dergisi ile kamuoyuna yansıdı.

BOP yalnızca Ortadoğu ülkelerini kapsamıyordu, Afrika kıtasında da bir bölüm ülkeler ileAfganistan ve Pakistan`a kadar uzanan bir projeydi. Bu ülkelerde siyasal,ekonomik,kültürel yönüyle direk emperyalistlerin hegemonyasını arttıran projedir.

Ekonomik reformların uygulanması için birincil derecede siyasal yasaların değişmesi ve süreç içinde de siyasal kültürel değişimleri de sağlamaktı.

Emperyalistlerin Büyük Ortadoğu Projesi,kapsamı içine kattıkları ülkelere dayattığı yeni ekonomik kararların uygulanması için, mevcut hükümetlerin yerine daha saldırgan ve kendisine bağlı hükümetleri iktidara taşımaktaydı.Tıpkı 24 Ocak kararlarının akabinde uygulanan 12 Eylül askeri faşist cuntası gibi .

Büyük orta doğu projesinin ekonomik kararları :

Ortadoğu projesi içinde yer alan ülkelerde, özel sektörleri teşvik etme, kısa vadeli krediler verme ( 5 senelik) planlanmıştır. Kısa vadeli olmasındaki sebep, ekonomik olarak istikrarlı olmayan ülkelere emperyalistlerin uzun süreli kredi vermesinde tedirgin davranmasıdır.Çünkü buradaki yönetimlerin halk tarafından devrilmesi, sermayenin dikenler üzerinde olması,emperyalistlerin yatırım yapmasını engellemekteydi.

Emperyalistler bu ülkeleri direk denetimine almaları için Ortadoğu para fonu ve Ortadoğu kalkınma bankası oluşturma proje içinde yer almaktadır.

Raporda dikkat çekilen diğer yön ise, mali hizmetlerde devlet egemenliğini, azaltma özel hizmetlerin desteklenmesidir. ABD ve AB ; komprador burjuvazinin daha rahat hareket etmesi için, özel teşebbüsleri desteklemişlerdir.

Dış sermaye güçlü bankaların varlığını şart koşar, böylece mali sermaye ile banka sermayesi iç içe geçer.Sanayiciler ve yatırımcılar,para ihtiyacını burada karşılar. Dolayısı ile güçlü pazar ekonomisi ortaya çıkar.Güçlü bankalar olmadan güçlü pazar da oluşmaz. BOP`nde bankaların modernizasyonu ve pazar ekonomisinin gelişmesi olarak geçmektedir.

Emperyalistlerin isteği serbest bölgelerin oluşması ve sermayenin giriş-çıkışı önündeki engellerin kalkmasını sağlamaktır. Böylece, merkezi global ekonominin serbestçe genişlemesinin önündeki engeller de kalkar. Ortadoğu Projesinde bu baş kısımda yer alır. Bugün Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde serbest bölgeler yaratılmıştır.

Üstte belirttiğimiz ekonomik kararlara Fransa, Akdeniz kıyılarındaki pazarlarını Almanya,İngiltere ve ABD ye kaptırma korkusu sonucu bu projeye karşı çıkar.Mısır cumhurbaşkanı Mübarek ve 2004 de Ürdün kralı buna sıcak bakmazlar. Mübarek emperyalistler tarafından gözde çıkarılmıştı.

Avrupa`nın en güçlü ülkesi Almanya’nın dışişleri bakanı Joschka Fischer şubat 2004 te, ABD‘nin orta doğu planını destekleyeceklerini açıklamasıyla,Fransa devleti geri adım atmak zorunda kaldı ve Ortadoğu Projesinden nasıl güçlü çıkacağının derdine düştü.

Emperyalistlerin dayatması sonucu, bu kukla devletler kapitalist tekellerin sunduğu ekonomik kararları en azgın faşist yöntemlerle uygulayarak, kitlelerin yaşantısında da köklü değişikliklere yol açtı. Yoksulluk büyüdü,halk muhalefeti kısa sürede genişledi. Ayrıca bu ülkelerde tek partili yönetimin olması ve burjuva hukukundaki göstermelik hakların buralarda olmayışı, kapitalist sermayenin sıcak bakmadığı bir durumdu. Tek parti diktatörlüğü, kapitalistlerin serbest sermaye dolaşımı sağlamasında bazı engelleri oluşturmaktaydı. Aynı şekilde halklar tarafından serbest seçim istemi ve benzeri çağrışımları tek parti tarafından yönetilen devletlerde halk muhalefetlerini yükseltti.

Emperyalist devletler bu ülkeleri daha fazla sömürmek-denetimine almak ve geniş kapsamlı ekonomik siyasal projelerin uygulaması için oluşturduğu BOP’ini bu kukla devletlerin önüne koymuştur. Merkezi küresel ekonominin çıkarlarına ayak direten veya uygulamayan devletleri ise yeniden biçimlendirmek zorunda kalmıştır.

Bu biçimleme gelişen halk eylemliklerin yönelimini değiştirerek, halk muhalefetini pasifleştirip etkisini kırarak, kendi yönelimin içine alarak, bazı ülkelerde orduyu iktidara getirerek, bazı ülkelerde ise El Nusra, IŞİD ve ya Özgür Suriye Ordusu olarak adlandırılan abd emperyalizmin taşeron örgütleri gibi siyasal ekonomik biçimlenmeyle yapmaktadır. Yalnızca ekonomik paketlerle değil, toplumun tüm hayatını ilgilendiren gazete, radyo, televizyon, okul eğitimi,seçim politikası, devlet hukuku, kadınların eğitimi,çocuk eğitimi v.s geniş kapsamlı projelerle bunu yapmaktadırlar. Ülke pazarında kapitalist metanın daha fazla satılması kadın emeğini sömürerek artı değer elde etme ismeti sonucu bu geniş projelere ihtiyaç duymaktadırlar.

Ortadoğu projesini ele alarak bazı yönlerini açtık, yazımızın ikinci bölümünü Ortadoğu’da Kobane, Şengal ve Kürt Ulusal Hareketinin Kendi Kaderini Tayin Hakkı nı ele alarak sürdüreceğiz.

Almanya Demokratik Haklar Federasyonu