ADHF’ den Federal Meclis seçimlerinin sonuçlarına dair degerlendirme

Almanya Federal Meclis seçimlerinde Kriz ve Saldırganlık Çıkmıştır.

ADHF (12.11.2013) İçinden geçmekte olduğumuz konjöktürel durumda,Alman burjuvazisi açısından önemli bir yerde duran 22 Eylül Federal meclis seçimleri CDU’nun zaferi ile sonuçlanmıştır.Hem dış hemde iç siyasal gelişmeler doğru bir şekilde degerlendirildiginde 22 Eylül secimlerinin Alman burjuvazisi ve Emekçiler açısından yarattığı Ya da yaratacağı Ekonomik ve Siyasal sonuçları daha iyi analiz etmiş oluruz.

 Herşeyden önce şunu vurgulamak gerekirki 22 Eylül seçimleri bütünlüklü ele alındığında kazananın Sermaye sınıfı olduğu açıktır.Seçimlerde CDU/CSU’nun büyük başarı ile çıkması tekelleri oldukça memnun etmiştir.Seçim sonuçlarından çıkarılacak bir diyer esas sonuç ise güven tazeleyen burjuvazinin hem içte hemde dışta saldırganlık politikalarını daha pervasız bir biçimde yürütecegidir.Seçimler sonucunda İşci sınıfı,Emekçiler,Göçmenler ve bir bütün olarak ezilenler açısından degişen bir şeyin olmadığı ve olmayacağı bir kez daha açık biçimde ortaya çıkmıştır.Almanyanın savaş politikaları devam ettirilerek,bankaların ve tekellerin imtiyazları dahada güçlendirilerek ve kriz bahane edilerek işçilere ve emekçilere dönük saldırılar dahada tırmandırılacaktır.

 CDU/CSU hariç tüm burjuva partiler seçimlerden kriz ve yenilgi ile çıkmıştır.

 Seçimlerin en çok tartışılan ve çeşitli yönleri ile ele alınması gereken önemli sonuçlarından birininde CDU hariç diyer tüm burjuva partilerin yenilgiyle çıkmasıdır.CDU dışındaki hemen hemen tüm burjuva partiler önemli bir düşüş yaşamışlardır.Seçimlerdeki bu başarısızlık ve düşüş bu partilerin hemen hemen tümünde krize dönüşerek yönetim vb degişikliklere gitmek zorunda kalmışlardır.CDU’nun seçimde başarı ile çıkmasının bir çok nedenin yanında AB politikalarını istikrarlı savunması ve uygulaması belirleyici olmuştur.SPD’nin ise seçimlerde başarısız çıkmasının önemli nedenlerinden birisinin işci ve emekçilere dönük saldırı paketlerinden birisi olan Agenda 2010’u uygulamasıdır.SPD’nin Agenda 2010’u uygulaması içine girdigi krizi seçimlerde daha derinleştirmiştir.SPD nin CDU ile yapacağı bir koalisyon krizini daha ileri boyutlara taşıyacakır.

Sermayenin en pervasız partilerinden olan ve 1949 dan bu yana büyük partilerin koltuk degnegi olan FTP ise degim yerinde ise adeta çökmüştür.FDP uzun yıllardan sonra ilk kez parlamentoya giremedi.Seçimlerde düşüş yaşayan partilerden biride Sol Partidir.İşci ve emekçilerin sorun ve taleplerine cevap olamaması sol partiyi geriletmiş ve ve düşüş yaşamasını sağlamıştır.Bu düşüşe rağmen sol partinin özellikle doğu almanyada yüksek oy alarak birinci çıkması kitlelerin Sosyalizme olan özlem ve ihtiyacının bir göstergesi olarak degerlendirilmelidir.Seçimlerdeki bir diyer önemli sonuç ise Irkçı-Faşist partilerin düşüş yaşamasıdır.Irkçı ve faşist politikaların ve örgütlenmelerin odağı olan NPD bu seçimlerde önemli bir düşüş yaşamıştır.Bunun yanında Euro karşıtlığı ve milliyetçi bir programla seçimlere katılan AFD ise iki milyon oy almıştır.

 22 Eylül Federal Meclis seçimlerinin oy oranlarına göre sonuçları aşağıdaki gibidir.

 CDU/CSU %41.5,SPD %25.7,Sol parti %8.6,Yeşiller % 8.4 NPD %1.3 Sol ve Sosyalist partilerde ise bizimde destekledigimiz MLPD 25 bin 336,PSG(troçkist) 4.840 oy almışlardır.DKP ise seçimlere katılmayarak Sol partiyi desteklemiştir.

 ADHF seçimlerde Emek ve Demokrasi mücadelesi eksenli bir duruş sergileyerek yeni bir dünyanın mümkünatını haykırmıştır.

22 Eylül Federal meclis seçimlerinde göçmen ilerici ve devrimci güçleri Emek ve Demokrasi mücadelesi eksenli ve kapitalizmin teşhiri üzerinden politik bir tavırla yer almışlardır. ADHF, ATİF, AGİF ve Y.Dünya seçimlerde MLPD yi destekleyerek ve birlikte çalışma yürüterek kitleleri kapitalizme karşı mücadeleye çağırarak,yeni bir dünyanın mümkün olduğunun propagandasını yapmışlardır.

 ADHF 22 Eylül seçimlerine kongresinde tartışarak iradeleştirdigi MLPD’yi destekleme merkezi politikası ile katılmıştır. Merkezi perspektif doğrultusunda hareket eden ADHF 34.Dönem komisyonu 8 Haziran 2013 tarihinde yaptığı 2.Toplantısında seçimler gündemini geniş bir şekilde ele alarak politik tavrını somutlaştırmıştır.MLPD ile merkezi görüşmeler yapan federasyonumuz,seçimlere ilişkin yaklaşımını ve niçin MLPD’yi destekledigini açıklayarak,seçimlerde birlikte hareket ederek politik bir tavır ve çalışma geliştirilmesini vurgulamıştır.Bu perspektif ile MLPD ile diyer göçmen kurumlarınında dahil olduğu ortak bir seçim çalışması yürütülmüştür.Ortak çıkartılan mataryallerle(Afiş,Bülten) seçimlerdeki politik tavrımız ve şiarlarımız istenilen düzeyde olmasada kitlelere taşınmıştır.Bunun yanında ADHF seçimlere dönük politik tavrını merkezi bir bildiri ile kamuoyu ile paylaşmıştır.ADHF seçimlere ilişkin politik yaklaşımını ve niçin MLPD’yi destekledigini özet olarak kamuoyuna yayınladığı bildiride şu şekilde açıklamıştı.” Seçimler sınıflar mücadelesi gerçekliginde hem burjuvazi hemde ezilenler açısından önemli politik anlamlar ifade eden süreçlerdir.Herşeyden önce geniş yığınların politize olduğu bir muhteva içermektedir.Fakat şunu kesin bir şekilde ifade etmek isterizki Emperyalist/Kapitalist dünya gerçekliginde seçimler bizler açısından asla veb asla bir çözüm ve kurtuluş degildir.Kitlelerin demokratik hak ve özgürlükler eksenli taleplerinin somut kazanımlara dönüştürüldügü ve burjuvazinin alabildigince teşhir edildigi taktik bir politikadan öteye seçimler bizler açısından hiç bir anlam ifade etmemektedir.Sınıflar mücadelesi gerçekliginde ezilenlerden yana tavrını açık olarak ortaya koyan ve bu minvalde demokratik hak ve özgürlükler mücadelesi yürüten anti emperyalist,anti kapitalist ve anti faşist bir nitelikte olan ADHF diyer tüm politik meselelerde olduğu gibi,seçimler noktasındaki  tavrınıda bu niteligine uygun olarak ele almaktadır.Bütünlüklü yukarıda ifade ettigimiz politik gerçekliklerden kaynaklı ADHF, 22 Eylül federal meclis seçimlerinde MLPD yi destekledigini açıkça ifade eder. MLPD yi desteklememizin arka planında yatan politik muhtevanın, Programı ve gelecek toplum projesinin devrimci nitelikte olmasının belirleyici olduğunu belirtmek isteriz.Bu perspektifle başta taraftarlarımız olmak üzere,tüm göçmen işçi ve emekçileri 22 Eylül seçimlerinde MLPD’yi desteklemeye ve Yeni bir dünyanın mümkün olduğunun umudunu birlikte çoğaltmaya çağırıyoruz.”

 Sonuç olarak

ADHF olarak kendi cephemizden eksiklik olarak gördügümüz seçimlere ilişkin doğru merkezi politikamızı ve tavrımızı kurumlarımıza ve kitlemize kavratmada yetersiz kaldığımızdır.Bu eksikligin ve sorunun kendisi politikamızın ele alınışında ve kitlelere taşınmasında parçalı bir durum yaratmıştır.Bazı bölgelerde politikamız doğrultusunda çalışmalar yürütülürken bazı bölgelerde ise tamamen kendiligendenci bir hat hakim olmuştur.

Bütünlüklü Ekonomik ve Siyasal sonuçları bakımından seçimleri ele aldığımızda,Yerli ilerici ve devrimci dinamiklerle var olan ilişkilerin dahada geliştirilmesi ve saldırılara karşı örgütlenmelerimizi güçlendirerek birleşik mücadelenin dinamiklerini daha ileri bir perspektifle yükseltilmesi kaçınılmaz olarak önümüzde durmaktadır.

Almanya Demokratik Haklar Federasyonu

Kasım 2013