Cumartesi Anneleri; “Ne Galatasaray’dan ne de kayıplarımızdan vazgeçmiyoruz”

Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak için polis engeline ve yürüyüş yasağına rağmen 708’inci kez bir araya geldi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde buluşan kayıp yakınları bu hafta da üzerinde kaybettikleri yakınlarının fotoğrafının basılı olduğu tişörtler giydi.

İstanbul (20-10-2018) Cumartesi Anneleri’nin eylemine HDP’li vekillerden Oya Ersoy ve Ali Kenanoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı.

Açıklamada ilk olarak söz alan Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, Galatasaray Meydanı’nın 9 haftadır Anayasa’ya aykırı şekilde kendilerine kapatıldığını belirterek, “708. haftamızda AKP iktidarının uluslararası yargı karşısında hakikati kabul ettiği ancak bugüne kadar hukukun dışında durarak yükümlülüklerini yerine getirmediği kayıp dosyalarından birini kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.

Maside Ocak, kaybedilen Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’i şöyle aktardı:

19 Ekim 1995 sabahında 35 yaşındaki Fehmi Tosun ve arkadaşı 34 yaşındaki Hüseyin Aydemir, Fehmi Tosun’un İstanbul Avcılar’daki evinde kahvaltı etmesinin ardından evden çıktı. Fehmi Tosun akşam saatlerinde beyaz toros araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘Gözaltına alındım, beni öldürecekler’ diye bağırdı. Onlar Fehmi’nin yanına koşunca araç uzaklaştı. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu.

Ailelerin tüm yasal yollara başvurduğunu vurgulayan Ocak, “Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. Onlardan bir daha haber alınamadı” diyerek şunları ekledi:

İç hukuktan sonuç alınamayınca Fehmi Tosun davası eşi tarafindan AİHM’e taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AIHM’e verdiği savunmada “Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlalini Oluşturduğu kabul edilmektedir.” dedi ve yaşam hakkı ihlallerinde gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti.

“Ancak bu güne kadar Tosun ve Aydemir dosyalarında etkin bir soruşturma yapılmadı” diyen Ocak, sözlerini şöyle tamamladı:

Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosyalar kapatıldı. Bunun üzerine Fehmi Tosun dosyası Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Yargı makamlarım Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir dosyalannda yargılamanın yenilenmesi yoluyla etkin bir soruşturma yaparak, maddi gerçeğin açığa çıkartılması ve ceza adaletinin sağlanması yönünde göreve çağırıyoruz.

“Ne Galatasaray’dan ne de kayıplarımızdan vazgeçmiyoruz”

Ocak’ın ardından söz alan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ise şunları söyledi:

Galatasaray’ı yasaklayanları kınıyorum. Bizi bu sokağa neden tıkıyorsunuz. Bu zamana kadar Galatasaray bize neden yasaklandı? Biz kimseye 23 yıldır zarar vermedik. Eğer hukuktan, insan haklarından bahsediliyorsa dönüp bakmalıdırlar. Acımıza rağmen kimseye hakaret etmiyoruz, şiddet uygulamıyoruz. Kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmiyoruz. Eğer bu ülkede hukuktan bahsediliyorsa kayıplara dönüp baksınlar. Bu insanlar siyasetle uğraştığı için gözaltına alındı. Biz bunların hesabını yetkililerden soruyoruz. Onlar yargı önüne çıkana kadar biz hesap soracağız. Ne Galatasaray’dan ne de kayıtlarımızdan vazgeçmiyoruz.

“Kendilerini hukukun üstünde görmesinler”

Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe ise, “700 haftadan itibaren Galatasaray bize yasaklandı. Galatasaray’da olmamız engellenemez. Hukuk evrenseldir, kendilerini hukukun üstünde görmesinler. İç hukuk yollarını tükettik, AİHM’e gittik Anayasa Mahkemesi’ne gittik. Biz hiçbir zaman haklı davamızdan vazgeçmedik. Burayı bile küçücük bir çembere hapsetmeye çalışıyorlar. Biraz vicdanınız sızlasın” dedi.

Kaynak / Sendika.org