İHD İstanbul’da hasta tutsaklara özgürlük istedi

İnsan Hakları Derneği (İHD) 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası vesilesiyle İstanbul’da hasta tutsakların serbest bırakılması talebiyle 163 dakika süren oturma eylemi gerçekleştirdi

HABER MERKEZİ (16.12.2013)- İnsan Hakları Derneği (İHD), dün hasta tutsakların serbest bırakılması talebiyle şube ve temsilciliklerinin katılımıyla ülke genelinde 163 dakikalık oturma eylemleri yaptı.

Oturma eylemlerinden biri de İstanbul’da yapıldı. Oturma eylemlerinin 163 dakika olmasının nedeni ise 163 hasta tutsağın ölüm sınırında olması.

Galatasaray Lisesi önünde “Tecrit Öldürüyor F Tipi Hapishaneler Kapatılsın” pankartını açan İHD üyeleri, “Tecridi kaldırın ölümleri durdurun” , “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları attı.

İHD adına yapılan basın açıklamasında, ülkemizdeki infaz rejiminin insani olmadığına dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı: “F Tipi hapishanelerle birlikte tecrit sisteminin etkisiyle, tutuklu ve hükümlüler çürümeye terk edilmişlerdir”

‘Hapishanelerde 163’ü ağır olmak üzere 544 hasta tutsak var’

2013 yılında Adli Tıp Kurumu’na başvuran 14 tutuklunun rapor beklerken hayatını kaybettiğinin belirtildiği basın açıklamasında, Adalet Bakanlığı ve infaz savcılıklarına rapor için başvuran 460 kişiden sadece 17 kişiye rapor verildiğini, 417 kişinin ise başvurusunun reddedildiğini hatırlattı. Basın açıklamasında 3 Kasım 2013 tarihi itibarıyla hapishanelerde 163 ağır olmak üzere 544 tutuklu bulunduğu belirtildi.

İHD hasta tutsaklarla ilgili taleplerini açıkladı

Basın açıklamasında hasta tutsaklarla ilgili şu talepler dile getirildi:

“-Cumhurbaşkanlığının özel af niteliğinde cezanın kaldırılmasıyla ilgili prosedüründe değişiklik yapılmalı. Adli Tıp Kurumu devreden çıkarılarak af yetkisi bağlamında tam teşekküllü devlet hastanelerinin verecekleri raporlar yeterli görülmelidir.

-İnfaz Kanunu’nun 16. maddesindeki hapis cezasının hastalık nedeniyle ertelenmesinin Adli Tıp tekelinden çıkarılması gerekir.

-Aynı kanun maddesinde “hayati tehlike kriteri” yerine “tek başına idame ettirememe” kriteri getirilmiştir. Bu kriterin mutlaka kaldırılması lazım.

-Bilimsel olmayan, siyasal iktidarın etkisindeki Adli Tıp Kurumu’nun resmi bilirkişi tekeli kaldırılmalıdır.

-Adalet Bakanlığı, bir an önce hapishanelere hastane ve revir yaparak nitelikli personel ihtiyacını karşılaması gerekmektedir.

-Özellikle F tipi hapishanelere geçildikten sonra tecrit uygulamalarıyla hastalıklar tetiklenmekte, mahpusların hastalıklarının hızlı bir şekilde ilerlemesine neden olmaktadır. Hapishanelerdeki bu tecrit uygulamalarına son verilmeli.

-Beslenme, havalandırma, spor yapma imkanları iyileştirilmeli ve hijyen sağlanarak mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunmasına yardımcı olunmalı.

-5275 sayılı kanunda adli-siyasi ayrımı yapılarak siyasilere verilen daha ağır ve fazla hükümler kaldırılmalı, Birleşmiş Milletler (BM) kurallarına uygun hale getirilmeli.

-TBMM’de onaylanan İşkenceye Karşı Sözleşme’nin seçmeli protokolü uyarınca bir yıl içinde oluşturulması öngörülen ulusal önleme mekanizmasının Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile demokratik kitle örgütlerinden oluşmalı ve etkili denetim sağlanmalı.

-Sağlık koşulları düzeltilinceye kadar Adalet Bakanlığı, acilen sağlık sorunu olan mahpusları sağlık kontrolünden geçirmeli ve kayıtların tutulmasını sağlamalı.”

http://www.halkingunlugu.net/