‘’Kadın renginin, bilincinin yansıtıldığı bir etkinlik olacaktır’’

Etkinliğimiz 18 Mart tarihinde gerçekleşecektir  Kadının renginin, bilincinin, sesinin yansıtıldığı bir etkinlik olacaktır Avrupa merkezli bir çalışmadır Tarihin sessizliğine ışık tutan kadınlara atfen yapılacaktır

HABER MERKEZİ(13-03-2017)- Avrupa Demokratik Kadın Hareketi(ADKH) 10.Kuruluş yıldönümü vesilesi ile ‘’Ben kadınım demek yürek ister, yüreğini direnişle örgütle’’ şiarı ile 18 Mart 2017 tarihinde Almanya-Frankfurt’ta merkezi bir etkinlik gerçekleştirecektir. Gazete olarak etkinlik ve referandum sürecine dair ADKH ile yaptığımız röportajı okurlarımızla paylaşıyoruz.

HG: Merkezi etkinliğinizin ana temasını da oluşturan ADKH’nin kuruluşunun 10.  yılı ve bugünlere uzanan mücadele seyrine dair okurlarımızı bilgilendirir misiniz?

ADKH: Merhabalar, öncelikle sizlerin de aracılığıyla buradan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü haftasında tüm kadınları selamlıyoruz. Daha iyi bir yaşam talebiyle canlarını ortaya koyan fabrika işçisi kadınların greviyle, kadın mücadelesine adanan bu tarihte, kısa süre önce Ankara’ya 8 Mart etkinliği için yola çıkan işçilerden 7 kadını anarken, mücadelelerini yaşatacağımızı bir kez daha buradan belirtmek isteriz.

Evet sizinde söylediğiniz gibi, etkinliğimizi 10.yıla atfen gerçekleştiriyoruz ve buda Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin kuruluş sürecinden bugüne, yani bir nevi mücadelemizin tanıtım niteliğini taşıyan “ Ben kadınım demek yürek ister yüreğini direnişle örgütle” şiarıyla örgütlediğimiz kampanyamızla birleşen, merkezi etkinliğimizdir.

ADKH kuruluş sürecini ve bugünleri, 10 yılı size özetle anlatmaya çalışırken başta belirtmek isteriz ki, böylesi bir röportajda, eksik kalan yanlar muhakkak olacaktır. Fakat özetle size sunmaya çalışacağız. Bize böylesi bir röportajla gazetenizde yer verdiğiniz için şimdiden teşekkürler.

Cins mücadelesi ADKH’nın bulduğu bir mesele değildir, kadınlar hep bir çıkış yolu aramıştır. Yeri gelmiş sınıf çelişkileri içinde yeri gelmiş kendine özgü mücadele yürütmüştür kadın.  Tarihte bunu görüyoruz gerek sosyalist mücadelelerde gerekse de kadın mücadelelilerinin içinde. ADKH de bu deneyim ve çizgilerden öğrenerek sosyalist kadınların, komünist kadınların önderlik edip yarattığı bir harekettir.  Bu yüzden bir yanımız sosyalizmdir.

ADKH sosyalizm deneyimlerinde kadın sorununun geri planda tutulmasını, bu meseleye cevap olamamasını, istenen düzeyde olamamasının bir eleştirisidir aynı zamanda. Kendine özgü bir yanı vardır, bu da sınıf mücadelesi ile cins mücadelesinin birleşmesinden oluşmasıdır. Hem sisteme karşı, kapitalizme karşı, egemen anlayışa karşı mücadeledir, hem de sosyalist ve komünist partilerin bu yanının zayıf olduğu erkek egemen anlayışlarla mücadele hareketidir. Biz ancak toplumsal mülkiyetin değişmesiyle nihai çözümlerin ortaya çıkabileceğini biliyoruz. Devrimden sonraya ertelenmesi yanına da karşıyız, bu da bizim sosyalizm anlayışımızı ortaya koyuyor.

Böyle bir süreçte 2005 yılında sosyalist kadınların çabasıyla ortaya çıkan bir hareketiz. Bu günkü program ve tüzüğümüz hazırlanarak 2 Haziran 2006’da yaptığımız kurultayımızla da hareketimizin kuruluşu ilan edilmiştir.

10 yıllık mücadelede istenilen yerde miyiz hayır. Ama bu demek değildir ki, bir şey yaratamadık, üretemedik en azından etkileşimde olduğumuz kurumların, derneklerin ve hatta başka başka parti ve kurumların bir nebzede olsa anlayışını değiştirdiğinin düşüncesindeyiz.

Feminizm, seks işçiliği, sosyalizmin eksiklerine, hatalarına dokunulmayan yanlarına dokunarak, tarihte sosyalizm sorunlarına değiniyoruz. Bunlar fikirsel olarak ileri bir adımdır.

Tüm bunların dışında kampanyamızın içeriği tamda sizin sorduğunuz sorudur. Hazırlamış olduğumuz broşürümüzde; Biz kimiz, geçmişten bugüne neler yaptık, tüm kampanyalarımızın başlangıcı ve sonuçları, 9 kurultayımızın içeriği, tüm eğitim kamplarımızın konuları ve eylemliklerimiz yer almaktadır.

Bugüne kadar 5 siyasi kampanya yürüttük ve belirtmek isteriz ki; bugünü, yeniden bizi yaratan da bu siyasi kampanyalarımızdır. Her kampanya kitle ile buluşma aracı olsada, bizlerde cins mücadelesinde önemli bilinç sıçramaları yaşayıp, değişip dönüştük bu kampanyalarımızla. Değişip- değiştirmeyi hedefleyen bizler, 10 yıllık mücadele tarihimizde ne tür sonuçlara vardığımızı görmek, bundan sonraki çalışma yöntemlerimizi kitle ile yürüteceğimiz tartışmalarımızla nasıl devam edeceğini belirmek istiyoruz. Özellikle 10.yıla girerken böylesi bir kampanya örgütlemeyi değerli buluyoruz.

Mücadele seyrimizde 10 yıl boyunca, kadınların örgütlenerek özgürleşeceğini kitleler içinde yaydık, mücadelede bulunduğumuz yeri sorgulayıp-sorgulatırken kadın mücadelesinde katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz. Bizler kadının mağduriyetini değil yıllardır mücadelesi ve bu mücadele yöntemleri üzerine durduk. Kimlik sorunumuz olduğu ve varlığımız sadece cinsel kimliğimizle tanımlandığı sürece cins mücadelemizi sürdürmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Ama vurgulamak isteriz ki, sadece bu alanla sınırlamıyoruz. Eğer öylesi bir anlayışla hareket edersek, bizi sadece cinsel kimliğimizle tanımlayan erkek egemen iktidarla ortaklaşmış oluruz. Kadını sorun haline getiren her unsura karşı perspektifimizi taşıyoruz.

HG:  Etkinliğin içeriği ve yürütülen çalışmalar hakkında neler söylemek istersiniz?

ADKH: Etkinliğimiz 18 Mart tarihinde gerçekleşecektir.  Kadının renginin, bilincinin, sesinin yansıtıldığı bir etkinlik olacaktır. Avrupa merkezli bir çalışmadır. Tarihin sessizliğine ışık tutan kadınlara atfen yapılacaktır. Konuşmacılardan size bahsetmek isteriz. 18 Mart aynı zamanda politik tutsaklarla dayanışma günüdür. Bundan dolayı politik tutsaklar avukatı etkinliğimizde yer alacaktır. 21. yy da dünyanın gözleri önünde köle pazarında satılan Ezidi kadınlara atfen, Ezidi meclisinden bir konuşmacı yer alacaktır. Dünya kadın konferansının ikincisi Nepal’de gerçekleşmişti. Bizlerde ADKH olarak burada bu konferans örgütleme komitelerinde yer almaktayız. Dünya kadın konferansı delegasyonu etkinliğimizde yer alarak; dünyadaki, ayrı coğrafyalarda ki kadınların aslında aynı olduğunu belki de bize vurgulayacaktır. Türkiye Kuzey Kürdistan’da faaliyet yürüten kardeş örgütümüz Demokratik Kadın Hareketi sözcümüz, ülkeye dair gelişmeleri ve mücadelelerini anlatacaktır. HDP milletvekili Tuğba Hezer, HDP’ye uygulanan politikalar özgülünde davet edilmiştir ve bildiğiniz üzere Avrupa’da yoğun bir mülteci akımı mevcuttur. Emperyalistlerin çıkarları sonucu yapılan savaşların mağdurları, ülkelerinden ayrılmak zorunda bırakılarak buralara gelmişlerdir. Onların mağduriyeti ve buradaki yaşam mücadelelerini dile getirebilmesi için Mülteci aktivisti davet edilmiştir. Politik yanını bu şekilde oluşturmaya çalışırken, elbette ki sunumlarımızla da örgütlü mücadeleyi ön plana çıkarmak hedefindeyiz.

Gerek sahne içi ve dışı kadının rengini sloganlarımızla, pankartlarımızla yansıtacağız. Müzikal anlamda ise Trio Mara, Kürtçe Zazaca Türkçe seslendirmeleriyle bizimle olacaklardır. Kendileri Avrupa da çalışmalarını sürdürmekte ve sanat alanındaki çalışmaları bizler açısından değerlidir. Grup Alamor ise Türkiye Kuzey Kürdistan’da çalışmalarını yürütmektedir. Bizler açısından ayrıca değerleri vardır. Sanatta eril anlayışa dikkat çeken Grup Alamor, müzikte kadınların özne olmasının önemini çalışmaları boyunca bize hissettirmişlerdir. Kadınların öz güveniyle ürettikleri müzik, birçok dilde şarkılarla bize buluşturuyorlar. Bu anlamda bizlerle olmalarını önemsiyoruz. Sevgili İpek Rençber ile Necla Saygılı her zaman mücadelemizde yanımızda olmuşlar, bizi yalnız bırakmamışlardır ve o günde bizimle olmaları ayrıca değere sahiptir. Erbane, tiyatro, flamenco dans grubu ve sinevizyon ayrıca programımızda yer alanlardır.

Etkinliğimizin çalışmaları tüm hızıyla devam etmekte. Buradan sizler aracılığı ile çağrıda da bulunmak isteriz. 18 Martta Frankfurt’ta gerçekleşecek etkinliğimizde, kadının özgün mücadelesinin yaratmış olduğu farkındalıkları birlikte izleyelim. Mücadeleci kadınların yüreğiyle hazırlanan etkinliğe gelerek, ADKH’yı da daha iyi tanıyabilirsiniz.

HG:  Birinci politik gündemlerden biri olan referandum sürecine dair ADKH olarak tavrınız ve somut çalışmalar hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

ADKH: Evet, Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasıyla bağları bulunan biz Avrupa‘lı göçmenler ve politik örgütlenmeler için de kuşkusuz referandum süreci önemli bir yerde durmaktadır.

Kendisine muhalif her fikri, eylemi ağır saldırı furyasına tutan AKP-Erdoğan iktidarı OHAL-KHK’ları da kendi lehine fırsata çevirerek kamu emekçilerinden basın-yayın-TV kuruluşlarına; milletvekillerinden belediye başkanlarına; demokratik haklar mevzilerinden hapishanelerdeki politik tutsaklara kadar halkımıza kan kusturma gayretindedir.Saydığımız her bir alanda aktif olan kadınlarda bu saldırılardan „payını“ alırken aynı anda topluma verilmek istenen „Kadın olarak susunuz, geride durun ve mücadele edeniniz olursa sonunuz da böyle olur!“  mesajının da özneleri yapılmak isteniyor.Bu vesile ile bir parantez açmak istiyoruz; şuan hapishanelerde direnen devrimci tutsaklarımızın ve dışarda KHK lara karşı eylemlerde öne çıkan Nuriye Gülmen, Alev Şahin, Betül Celep şahsında mücadelede özne olan kadınlarımızın direnişlerini selamlıyoruz. İşte böylesi bir süreçte karşıladığımız,halklarımıza dayatılan Referandumun elbette politik kadın örgütleri cephesinde de anlamı büyük. ADKH olarak genelde dünyada özelde Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasında dünden bugüne kadına yönelik politikalardan uygulamalara kadar erkek egemen-tekçi zihniyetiyle rüştünü ispatlamış iktidarına hayır dediğimiz gibi, şimdi bir kez daha altının kalınca çizilmeye çalışıldığı Anayasaya da hayır diyoruz.

Kurumumuz ADKH olarak ADHK ve SYM ile birlikte Hayır tavrımızı komuoyuna ortak olarak açıklamamızın akabinde, Avrupa çapında „Faşizme ve tek adam diktatörlüğüne Hayır“ şiarı ile kurulan platformun da özneleri durumundayız.Aynı şekilde yine Avrupa’da örgütlü bulunan yaklaşık 14 kadın örgütüyle birlikte Avrupada Kadın Hayır Platformunu kurarak 18 Şubat tarihinde kadınlar olarak da tavrımızı deklare ettik.Gelinen aşamada Avrupa genelinde güçlü bir Hayır kampanyasının aktif yürütücüleriyiz.Platformlar olarak yapılan planlamalar dahilinde bilgilendirme standları, kitleye dönük bilgilendirme toplantıları,TV. Programları, paneller,etkinlikleri bölgelerde yapmış olduğumuz somut çalışmalar olarak örnek verebiliriz.Buna ek olarak var olan takvimsel eylemlerle de HAYIR kampanyamızı birleştirerek alanlara taşıyoruz.8 Mart’ta alanlarda olduğu gibi 18 Mart’da gerçekleştirilecek merkezi Newroz mitinginde, yine aynı gün düzenleyeceğimiz ADKH etkinliğimize de Hayır tavrımızı taşıyacağız. Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir.

Röportajınız vesilesi ile de gazetenizi Avrupa‘dan takip eden Türkiye-Kuzey Kürdistanlı dostlarımızı,halkımızı yapılacak referandumda güçlü bir HAYIR’ı hepbirlikte örgütlemeye çağırıyoruz.

Hepinizi coşkuyla selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

http://www.halkingunlugu.org/